O kadar
çoğaldı ki 'bana ne'lerimiz,
O kadar
birikti ki bahanelerimiz…
O kadar çok benimsedik ki 'bana dokunmayan yılanları bin
yaşa'tmayı...
O kadar çok ‘bize değmeyen, bin yıl yaşayan yılanımız’ oldu
ki;
Sokaklarda ki çaresizliği görmezden gelir olduk,
vicdanlarımızın sızısını kesiverdik, kendi haksızlıklarımızın fotoğrafını
çekerken, kendimize yapılan haksızlığı haykırdık ama, haksızlığa uğrayanları kendi yalnızlıklarına terkettik.
Hepimiz birimiz için olacaktık, olamadık; içimizden çıkıp
hepimiz için olmak isteyen birilerini küçümsedik, yok saydık, öteledik, ucuz kahraman olma gayretinde olduk...
'Böyle gelmiş böyle gider'leri ağrı kesici gibi yutup,
başkalarına ağlayan yanlarımızı uyuşturduk rahatladık; Hem de çok rahatladık...
Yüreğimize batacak kıymıkları geçtiğimiz yollardan
temizlettik,..
Nefsimizin iştahını kesecek görüntülerin üstünü ustaca
sıvadık, yuvalarımızın duvarlarında dışarı sızdırmadığımız sevgi
gölcüklerimizden bir kaç damla olsun serpemedik mazlumların üstüne...
Göz yaşlarımızı tükettik, yüreğimizde ki yağmur yüklü
bulutları kovduk...
Mazlumları, mahzunları, garipleri, yetimleri, senin gibi
sevmedik, Ya Nebî!!!
Senin gibi sevindiremedik içimizde sancıyla kıvranıp duran
duygularımıza…,
İtip kaktık, yüreğimizi yakıp duran varoluş kaygılarını
ciddiye almadık.
Derdimizi yok sayıp deva aramadık.
Sahte çarelere kanıp çaresiz kaldık..
Oysa Sen, oysa Sen…
Yüreğimize,
kişiliğimize, vizcdanımıza, iddiamıza sahip çıktın onca kötülüğün içinde;
‘Zalim, zulmünden vazgeçinceye kadar terk edin’ dediğinde
de,
‘Şüpheli olandan uzak durun’ dediğinde de,
Yüreğimize güvendiğini sezemedik Ya Nebî !!!.
Hoyratlıklarımızı vicdanımızın cetveline vurduğunu göremedik...
Gözlerimiz ve gönüllerimiz, sadece kendimize yaklaşan
yılanın takipçisi oldu, onu gördü, onu bildi…
Ellerimiz ve dillerimiz, yılanın öteye gitmesini zikretti hep,
buyurduğun halde, ne tevekkül edebildik
Yaradana, ne de buyruğuna kulaklarımızı açabildik…
İlahi ültimatomlara gözlerimizi, gönüllerimizi ve
kulaklarımızı kapatınca, rızık endişesiyle hep yılanı uzaklaştırabilmenin
çabasında olduk.
Sandık ki bu imtihan yurdunda kazananlardan olduk…
Hayır !
Hem yanıldık, hem kaybeden olduk …
23 Aralık 2010
mus@bhy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder