Translate

8 Mayıs 2013 Çarşamba

ERBAKAN’IN ARDINDAN





“İnna lillahi ve inna ileyhi raciûn”, “O’ndan geldik, dönüş yine O’nadır”… (Bakara – 156)
Doğdu, yaşadı ve Rabbına Hicret etti. Her fani misali doğumla beraber bu imtihan yurduna gelişiyle başlayan mücadelesi, son nefesi verdiği güne dek süren bi kutlu yolculuk… Kendisine emanet edilen ömrünü, emanetin sahibi, Rabbının rızasına uydurarak yaşayabilmenin gayretiyle geçen 85 yıl…
         Yolu uzun, engebeli ve çileli idi. Böyle de olsa, yolunu yorulmadan yürüdü. Tek başına da kalsa onurlu yürüdü Hakk bildiği yolda.Tertemiz bir yürüyüşle bu güne geldi. Davası, idealleri uğruna, çekmediği çile kalmadı. Bu imtihan yurdun da ki yürüyüşü, aramızdan ayrılıp, Rabbına hicret etmesiyle bitmiştir. Başı dik olarak, Siyasette önüne çıkarılan onlarca engele, yasaklamalara, çilelere rağmen, mücadelesinden asla taviz vermeden davasına adadığı ömrünü, yine idealleri uğruna satmanın bahtiyarlığı ile kutlu bir mücadelenin lideri olarak aramızdan ayrıldı. Bizler ve milyonlarca insan şahittir ki, Prof.Dr.Necmettin ERBAKAN, son nefesine kadar, bu imtihan yurdunda Hakk’ın mücadelesini vermiştir. Üzerine yüklendiği kulluk görevinin şuuruyla, yeryüzündeki mazlumlar için, üzerlerine giydirilmeye çalışılan ezilmişlik gömleğini çıkarmak, mazlumların nefes almalarını sağlamak adına, 41 yıllık siyasi hayatında, itilmiş, kakılmış, partileri kapatılmış, ağır bedeller ödemiştir.
Aşağılık kompleksine kapılmış mazlum milletlere, ‘BATICILIK’ hastalığına karşı, kendi inancını, kendi kültürünü, kendi tarihini, kendi özünü haykıran, bunu Siyasetiyle hayata geçiren, bunun mücadelesini veren, bu mücadele için de ağır bedeller ödeyen bir liderdi. Gayesi, güçlünün hakim olduğu bir dünya yerine, Hakk’ın hakim olduğu bir dünyanın oluşması için ‘cihad’ından asla vazgeçmedi.
O’nu mücadelesinden dolayı kınayanların olduğu zamanlarda, ‘Cihad’ı, ‘Mücahid’i, ‘Dava’yı belleğimize kazıyandı. Bizler O’nun, yüreğinde taşıdığı imanına arkadaş olduk. O’nu severken sevmeyi öğrendik. O’nunla mazlumları bildik, zulmeden zalimleri tanıdık. Hakk’ı, adaleti, sömürüyü, Siyonizmi O’ndan öğrendik. Mücadelenin ve cihadın, vazgeçilmez kulluk görevimiz olduğunu yine O’nunla  öğrendik… İnanmışlığı, adanmışlığı, ciddiyeti, çalışmayı ve nezaketi O’ndan öğrendik… Sadece yönetilen değil, yönetici  de olabileceğimiz; sadece tüketen değil, üretici de olabileceğimiz iddiamız Erbakan’la anlam kazandı! 
Bizlere hep iyiyi, güzeli, hayrı ısrarla tavsiye etti. Sadece bizlerin değil, tüm insanlığın kurtuluşu için iyiliklerin, güzelliklerin ve hayırların tecellisi için 85 yıllık ömrünü feda etti. Yeryüzündeki mazlumlar için üzüldü, onların gözyaşlarına, çilelerine ortak oldu; iktidar da olsa da, muhalefet te olsa da istikametini bozmadan, hedeflerinden sapmadan, yolunu terk etmeden; Rabbının rızasını kazanmak adına, ömrünü ‘davası’ uğruna terk etti.

O, hem Hoca idi, hem Bilim Adamı idi, hem Siyasi Parti Genel Başkanı idi, hem de yeryüzündeki mazlum milletlerin Lideriydi…
O, ‘Yeniden büyük Türkiye’nin kuruluşuyla, ‘Yeni bir Dünyanın’ kurulacağı umudunu aşılayan, bizleri umutsuzluktan kurtaran muştunun adı oldu...
‘Bir çiçekle bahar gelemeyeceği’ ama, ‘Her baharın bir tek çiçekle başladığı’ muştusunu verip, dikenlerin arasında bıkmadan açan gülün adı oldu…
Kıyamete kadar sürecek  kutlu bir yolun adı oldu…
Bizlerin önünde Mus’ab oldu, Mu’az oldu, Ebu Zer oldu, Ebu Eyyübel Ensari oldu (R.Anhüma)...
‘Elif’ misali tek yaşadı, ‘Elif’ misali dik yaşadı…
Şartlara teslim olmadan, şartları teslim aldı…
Başka bir bahara, çiçek oldu açtı,
Hep inkılaba talip oldu…
Nasıl yaşadıysa öyle öldü ve öyle haşredilecektir,
Güzel yaşadı, güzel öldü  ve aynı güzellikte haşredilecektir!…
Geldiği güne selam olsun,
Gittiği güne selam olsun,
Yaşadığın zamanın tümüne selam olsun, ey güzel insan!!!
Vuslatın hayr olsun,
Hicretin mübarek olsun,…
Rabbım bizleri ahirette cennetin de buluştursun…
Amin…





01 Mart 2011
  mus@bhy

Hiç yorum yok: