Translate

12 Nisan 2015 Pazar

“Ak Parti 13 yılda ne yaptı ki?”


Bu sayfada yaptığım paylaşımlarımdan rahatsız olan,
Küresel merkezlerin tetikçisi Paralel İhanet Örgütünün, bu toprakları yeniden ele geçirmek için CHP ile MHP ile HDP ile kurduğu kirli ittifaklarla ilgili yaptığım tespitlere; “Neden hep Küresel ve Paralel ihanetlerden bahsediyorsun? CHP’nin çilingir sofralarından bahsettiğin kadar, 13 yıllık Ak Parti iktidarının yaptıklarından, Ak Parti’nin günahlarından(!) da bahsetsen ya…” serzenişinde bulunanlar var.

Bugün serzenişte bulunanlara cevap kabilinden, 13 yıllık Ak Parti iktidarında işlenen günahların(!) özetinin özetini arzetmek istiyorum…

Şu gerçeğin altını kalın çizgilerle çizmek isterim ki;
Ak Parti’inin işlediği büyük günahlardır(!) 13 yılda girilen 3 genel seçim, 3 yerel seçim ve 2 referandum ve 1 Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde galip gelmesine vesile…
Ak Parti iktidarından önce bu topraklarda işlenen günahları bilmeden, 90 yıl bu topraklarda yaşananları hatırlamadan son 13 yılı anlamak, yapılanları takdir etmek elbette mümkün değil…

1908’de parçalanmış bi Coğrafyayı cetvellerle dizayn etmek, Coğrafyanın evlatlarını hizaya sokmak adına ödenen bedeller, akıtılan kanlar, dökülen göz yaşları bu topraklarda yaşanmıştı.
1950’ye kadar, bu toprakların evlatlarını ‘adam’ etmek için özel devrim(!)ler yapıldı, özel politikalar geliştirildi. Devrimlerle; insanların nasıl yaşayacağı, nasıl düşüneceği ve nasıl inanacağı sorularına cevaplar verildi. Devrimlerle 1950’ye kadar bu ülkenin çocuklarına karanlık bi hayat yaşatıldı. Ülkenin evlatları devrim(!)lerle meşgulken, bi küresel el de bu milletin kasasını boşaltmakla meşguldü.

13 yıldır Ak Parti iktidarının Başbakanı Erdoğan’a sövmekle meşgul olanlar;
Bu toprakların gerçek sahipleri Anadolu evlatlarını, başörtülüyü, sakallıyı, gümüş yüzük takan insanını adam yerine koymayan, hatta elinden gelse üzerlerine beton döküp yok etmeyi devlet politikası haline getirmiş bi rejime, 1933-2003 arası 70 yılda bu milletin kasasından küresellerin kasalarına doldurulan 2.2 trilyon doların hesabını soramazlar elbet.
 “1945’te ikiye bölünmüş Almanya’nın 1970’lerde kullandığı duble yolları, biz neden 2010’lu yıllarda kullanmaya başladık?” sorusuna cevap vermezler elbet.
“Millet olarak 90 yılda, neden başörtülünün okula girmesini tartıştığımız kadar, uzaya göndereceğimiz uyduları tartışamadık?” soruları hep cevapsız kaldı.

“Neden Ak Parti’nin 13 yıllık günahlarından bahsetmiyorsun?” diyenler, sizlere bi derkenar arzetmek isterim.
Bu vesileyle 90 yılda yapılanlarla, son 13 yılda yapılanları mukayese ve muhasebe etmeniz daha da kolaylaşır açınızdan..
Dün neler yapıldı, ya da 13 yılda neler yapılmadı?
-1938-1950 İsmet İnönü Türkiye'si; 1943 develüasyonuyla Osmanlı'dan bakiye ekonomik kaynaklar Lozan'ın Haim Nahum'larına peşkeş çekilmiş, Ülke insanı ekmeği karneyle aldığı günlerde çıkarılan varlık ve aşar vergi kanunlarıyla milletimiz aç ve açık bırakılarak sefalet ve sürünmenin zirvesini yaşadı.

-1950-1960 Menderes Türkiye'si; 266 km açılmış yol 1.226 km'ye, 436 km asfalt yol 1806 km'ye çıkarılmış,
Makina Kimya Kurumu, Denizcilik Bankası, Et ve Balık Kurumu, DMO, Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı, Türkiye Kâğıt Fabrikaları, Ereğli Demir Çelik fabrikalarının açılmasıyla üretime dayalı milli ekonomik modele geçilmek suretiyle Menderes'le Türk Ekonomisi yeniden ayağa kaldırılmıştı.
Küresel sistemden vazgeçmenin bedeli önce paranın efendilerinin dayatmasıyla Türk Ekonomisi IMF'e bağlanarak, akabinde küresel darbeyle asılarak ödetilmişti.

-1964'den sonra iki defa darbeyle indirilmesine rağmen 8 defa giden, 9 defa gelen Süleyman Demirel Türkiye'si; Menderes'in  Milli Politikalarından vazgeçilip, dışa bağımlı ekonomik ve siyasi mandacılıkla yeni hedefler belirlenmiş, Demirel zamanında yapılan ikili antlaşmalarla Ülkenin kasası küresel efendilere peşkeş çekilmiş, milletimiz ekmek kuyruklarında, gıda kuyruklarında, kömür, benzin ve yağ kuyruklarında ömür tüketmişti.

-1974-1979 Bülent Ecevit Türkiye'si; uygulanan ekonomik, sosyal ve siyasi politikalarla büyüme oranı 3.8'den 0.5'e düşmüş, enflasyon 18.60'dan 56.80'lere çıkmış, ülkenin sağcı olanları solcuları, solcu olanları sağcıları öldürmüş, milletin evlatları birbirlerini vurmuş, Türkiye 70 sente muhtaç hale getirilmişti.1999-2002 arası Ecevit'in son Başbakanlığında koalisyonuna ortak ettiği Mesut Yılmaz ve Devlet Bahçeli hükümetinde uygulanan politikalarla Ülkenin 22 bankası küreseller tarafından hortumlanarak  milletin kasaları boşaltılmış, insanımızın elinde kalan yazar kasalar da Başbakan Ecevit'in kafasına atılmıştı.

-1996-1997 Necmeddin Erbakan Türkiye'si; 11 aylık Erbakan Başbakanlığında uygulanan Havuz sistemiyle, küresel para imparatorlarının milletin cebine uzanan Küresel hortumlar kesilmiş, Memur, Esnaf, Köylü ve Çiftçi kasası ve kesesi parayla tanışmış, milletimiz Milli gelirden payına düşen payını almış, uygulanan ekonomik programla %200'lerle borç faiziyle yapılan 58 milyar dolar dış borç faizi 6 ayda 22 milyar dolara indirilmiş, 1997 sonu 15 milyar dolara indirmeyi bütçeye hedef olarak koymuştu. 1997 yılı için Cumhuriyet tarihinin ilk denk bütçesini yapan Erbakan Hükümeti 28 Şubat Küresel ve Parelel darbeyle indirilmişti.

-2002-2015 Recep Tayyip Erdoğan Türkiye'si, Milli Gelir 232 milyar dolardan 820 milyar dolara, Milli Gelirden kişi başı pay 3.492 dolardan 10.782 dolara yükselmiş, Büyüme oranlarında 9.2 ile Çin'den sonra Dünyanın ikinci en hızlı büyüyen  ülkesi olmuş. 2002 yılı bütçesinin %84'ü dış borç faizine giderken, yapılan ekonomik uygulamalarla bu oran 2015 bütçesinde %13'e gerilemiş. Bütçeden ödenen borç faizinde ki %71 oranında düşüşle 300 milyar doları milletin kasasında bırakmış,
Mayıs 2013 itibariyle IMF'ye borcu sıfırlamış, IMF'ye borç verir duruma gelmiş,
10 yılda 19.000 km bölünmüş yolunu yapmış,
Yer üstüne döşenen Hızlı Tren, Deniz altına döşenen Marmaray raylarıyla ülke baştan başa demir ağlarla örülmüş,
Şehir Hastaneleri, Havalimanları ve Üniversitelerle ülkenin fotoğrafı değişmiş,
Enflasyon ve işsizlikte tek haneli oranlara indirilmiş.
Milli Savunmada Milli Projelere geçilmiş, yerli üretimle Milli Savaş Gemisi MİLGEM'ini, ATAK Helikopterini, HÜRKUŞ'unu, kendi tüfeğini, Milli Tank ALTAY'ını, insansız hava aracı ANKA'sını yapmış, kendi 5. uydusunu Uzaya göndermiş.
Yeni Milli projeleri 3.Köprü, 3.Havalimanı, Kanalİstanbul, Enerji Santralleriyle küresel efendilerin hedefi haline gelmiş bi Türkiye...

Son 77 yılın özetinin özeti.
-12 yıl karneyle ekmek dağıtılan ülkeyi idare eden İsmet İnönü,
-5+3 yıl 70 sente muhtaç bırakılmış, milletin 22 bankasının boşaltıldığı Ülkenin Başbakanı Bülent Ecevit,
-2 defa darbeyle toplam 8 defa indirilip, 9 defa geri geldiği, ülke insanının kuyruklarda ömür tüketildiği ülkenin Başbakanı Süleyman Demirel hırsız olmadı, diktatör olmadı, sülalelerine sövülmedi...

Ama;
-10 yıllık Başbakanlığında ülke insanını ayağa kaldıran Menderes'e 'hırsız' dendi asıldı.
-11 aylık Başbakanlığında milletin parasını küresellerden alıp milletin cebine dolduran Erbakan 'hırsız' dendi indirildi.
-13 yıllık Başbakanlığında, 100 yıldır diz çöktürülmüş bi milleti yeniden ayağa kaldıran Erdoğan 'hırsız, diktatör, tiran' denilerek indirilmek isteniyor.
Son 2 yıldır buldukları her mevziden sülalesine sövüyor, kuduz köpekler gibi saldırıyorlar..

77 yılda bu topraklarda kim küresel efendilere diz çöktüyse kahraman olmuş,
Kim de küresellere itiraz edip rest çekmişse 'Hırsız, Diktatör ve Tiran' olmuştu!

Yani;
Milletin kasalarını soyduranlar kahraman,
Milletin kasasına bekçilik yapanlar hırsız oldu bu memlekette..

-Yıllarca milletin ensesinde boza pişiren tüm vesayetleri, Askeri, derin mafya ve çeteleşmeyi bitiren.
-2002 yılında, Türkiye bütçesinin %45’i dış borç faizine giderken, 2012 yılı Türkiye bütçesinin %13’ü dış borç faizine gitmekteydi. Sadece dış borç faizinden milletin kasasında kalan 645 milyar lirayı küresel çeteye yedirmeyen.
-Kendi motorunu, kendi uçağını, kendi helikopterini yapan bir ülke olan.
-Uzaya gönderdiği kendi uydusuyla, yeryüzündeki küresel çetenin dikkatlerini çekmeye,
-Çin’e verdiği füze siparişleriyle de uykularını kaçırmaya yeten,
-Sağlıkta yapılan reformlar, Eğitimde atılan adımlar, Ekonomide alınan kararlarla ‘Yeniden Büyük Türkiye’nin’ temellerini atan,
-2013 başında başlatılan ‘çözüm süreci’ ile ağlayan anaların göz yaşı dindirilerek, Türk ile Kürtün yeniden kardeş olduğu küresel efendilere ilan eden,
-2013 Mayısında IMF’e olan borç sıfırlayan,
-Yine 2013 Mayıs ayı içerisinde, 3. Havalimanı, 3. Köprü, Enerji santralleri ve Kanal-İstanbul projelerinin ihalesini yaparak, temelleri atan,
-Açıklanan ‘Demokratikleşme paketleriyle’ bu toprakların insanı ‘adam’ yerine koyan,
-Bir ülkede ulaşım, hızlı ve ucuz yoldan ancak demiryoluyla mümkündür. 60 yıl boyunca toprağın üzerine 1 metre demir yolu döşenmediği bir Türkiye’de baştan başa ‘Yüksek Hızlı Tren’ rayları döşeyen,
-Milletimizin 100 yıllık hayali, denizin altına döşenen raylarla hizmete sokulan ‘Marmaray’ projesini gerçekleştiren,
-90 yıl boyunca yapılmayan, yerli Uçak, yerli Tank, yerli Helikopter projelerini hayata geçiren,
Bu adımlarla, 100 yıldır bu topraklarda yaşanmış kavgaları, dökülen göz yaşlarını, çekilen sancıları bitirmek için büyük mesafeler alan Cumhurbaşkanı Erdoğan’a milletimiz desteğini ve duasını hiç eksik etmezken, küresel merkezlerde kurulan kirli ittifakların tetikçileri tarafından diktatör ilan edilmesinden,  13 yıldır Milletin kasalarını boşaltamayanlar tarafından ‘hırsız’ edilmesinden daha normal ne olabilir ki?
Türkiye’nin ulusal ve bölgesel gücü eline geçirmesinden, daha net bir ifadeyle, ‘Yeniden Büyük Türkiye’nin kurulmasından rahatsızlık duyanlar, plan ve tuzaklar üzerinden saldırarak 13 yıllık Ak Parti iktidarında kurulan tüm hedefleri vurmak adına;
İlk adımı 7 Şubat 2012 Mit operasyonuyla attılar. 7 Şubat operasyonu Müsteşar Hakan Fidan üzerinden Başbakan Erdoğan’a uzanma operasyonuydu. Bir gece değiştirilen Mit yasasıyla bertaraf edildi. Hedef vurulamadı,
2013 Haziran ‘Gezi Saldırısı’,  direk Başbakan Erdoğan’a karşı başlatılmış Küresel bir saldırıydı. Milletimizin destek ve duasıyla uluslararası Gezi Saldırısı püskürtüldü. Başbakan düşürülmedi.
-2013 Kasım Dershane ayaklanması, içerden ve dışarıdan  bu ülke üzerinde plan yapan hainlerin birleşmesine, kavgalı olanların barışmasına vesile olurken, Dershaneler üzerinden asıl hedefin, Erdoğan’ın istifa etmesi istendi ama istedikleri olmadı.
-Dershane ayaklanması vesilesiyle bir araya gelen eski düşmanlar, bu 1 yıllık mücadelelerinden netice alamadıklarından, 2014 yerel seçimler öncesi son vuruşlarını da 17 Aralık 2013 darbesiyle vurmak istediler.
Öncelikle, yaptıkları planın kusursuz işlemesi için gerekli olan tüm hazırlıkları yaptılar. Kimler nasıl bir pozisyon alacaklar? İçerdekiler ne yapacak? Dışarıdakiler hangi taraftan saldıracaklar? Kararlar verildi ve 17 Aralık 2013 sabahı düğmeye basıldı. Tam da cambaza bak oyunuydu. Halbuki bu millet bu filmi daha evvel izlemişti. 28 Şubatın karanlık günlerinde milletin ensesinde keyif süren vesayet rejiminin paydaşları, Asker, sivil, iş dünyası, yazılı ve görsel medyanın tetikçileri elele verip Refah-Yol hükümetinin üzerine çullandıklarında, milletimiz Fadime Şahin ile Müslüm Gündüz'ün pespaye halleriyle meşgul edilmişti. O karanlık günler geçtikten sonra anladık ki, milletin kasasından ve kesesinden 242 milyar dolar bu haydutlar tarafından boşaltılmıştı. Şimdi yeniden aynı senaryo, aynı artistler tarafından yeni bir film izletmek istiyorlar. Millet olarak biz 3 Bakanın çocuklarının yolsuzluklarıyla meşgul edilip, Bakan çocuklarının yolsuzluğunun hesabını yaparken, küresel güçlerde esas operasyonun hedefinde olan HalkBank üzerinden Başbakana diz çöktürmek ve Türkiye ekonomisini çökertmenin hesabını yaptılar.
Bu süreçte, milletimizin bir kesimi ‘Tayyip istifa’ diyerek bağırtılırken, öbür tarafta yıllık 26 milyar dolar kazancımız olacak, “Kuzey Irak petrollerinden akacak paranın HalkBankta toplanacak antlaşması” iptal edilip, ABD’li bankalara devredildi. Sadece bu iptalle 10 günlük süreçte 11,5 milyar dolar kaybımız oldu. Yani HalkBank kasasına girecek 11,5 milyar dolar, ABD’li bankanın kasasına gitti. Bundan dolayı 24 Nisanda HalkBanka operasyon istendi, 17 Aralık’ta operasyon yapıldı.

Hatırlar mısınız bilmiyorum?
11 Nisan 2013'te Halkbank’a operasyon yapılması için 46 Siyonist kongre üyesi ABD Kongresine bir mektup sundular.
17 Aralık 2013'te operasyon başladı.
Halkbank Genel Müdürü gözaltına alındı.
19 Aralık'ta David Cohen isimli Siyonist Türkiye'ye geldi, 24 saat Halkbank Genel Müdürlüğünde kaldı, Halkbank'ın son yıllarda sergilediği müthiş performans sayesinde küresel finans aktörlerine karşı verdiği mücadeleyle elde ettiği başarının sırlarını, Halkbank'ın tüm veri tabanını, tüm dataları alan David Cohen, 20 Aralık 2013'te İsrail'e geçti. Elindeki bilgi, belge ve verileri Siyonistlere teslim etti. Aynı David Cohen şuan da CIA Başkan Yardımcısı koltuğunda...
Bugün yeniden geriye dönüp baktığımızda, 17 Aralık'ta David Cohen'in Halkbank'a yaptığı küresel operasyonu,
Egemen Bağış'ın aldığını iddia ettikleri rüşvetle,
Zafer Çağlayan'ın kolundaki saatle,
Halkbank Genel Müdürü Süleyman Arslan'ın evindeki ayakkabı kutusuyla maskeleme görevinin Paralel İhanet Örgütüne verildiğini görürüz.
Millete ayakkabı kutusunu gösterenler, ayakkabı kutusuyla Küresel operasyonu da maskelemiş oldular.

Bugün “Ak Parti 13 yıl da hırsızlıktan başka ne yaptı  ki?” sorusunu soranların gözlerine sokulmak istenen de tamda buydu.
Halbu ki; 17-25 Aralık operasyonuyla asıl yapılmak istenen; Haziran ayında Gezi Saldırısıyla yapamadıklarını yapabilmekti. Gezi saldırısı devam ederken, oluşturdukları Taksim Platformuyla, saldırıların durması için Hükümete sundukları istekler listesinde:
1-İhalesi yapılıp temeli atılan 3.Köprü projesinin,
2-İhalesi yapılmış 3.Havalimanı projesinin,
3-İhalesi yapılmış Kanal-İstanbul projesinin,
4-İhalesi yapılmış Enerji santralleri projesinin durdurulması idi.
Hükümet bu istekler karşısında geri adım atmadı ve Gezi Saldırısı 20 gün devam etti. Sonrasında Gezi Saldırısında aktif rol alan ulusal ve uluslararası çete 17 Aralık operasyonuyla yeniden bu topraklara geldiler. 2.dalga operasyonda Savcının tutuklamak istediği kişilerin tamamı, Gezi Saldırısına vesile olan, durdurulması istenen projelerin müteahhitleri idi.
2. dalga operasyonla;
3.Köprü müteahhidi,
3.Havalimanı müteahhidi,
Kanal-İstanbul müteahhidi,
Enerji Santralleri müteahhidi,
TCDD Genel Müdürü
Küresel efendiler 90 yılda bu ülkeyi Milli bir çizgiye çekmek isteyen vatan evlatlarını darbeyle ya da siyasi operasyonlarla hep tasfiye ettiler, belki de ilk defa dedikleri olmuyor ve olmayacak!
Bugün “Ak Parti 13 yılda ne yaptı ki?” sorusunu soranlar,
-Bu topraklarda 90 yılda borç faizi oyunuyla bu milletin 2.2 trilyon dolar alın terini sömüren alçaklara hesap sordular mı?
-28 Şubatta ocakları söndüren, yuvaları yıkan, memleket insanının 642 milyar dolarını hortumlayan hainlere hırsız diyebildiler mi?
-28 Şubat’ta insanların nasıl giyineceğini, ne yiyeceğini, ne içeceğini dayatanlara despot dediler mi?
-Ortadoğuyu kan gölüne çeviren, bölge insanlarını evsiz, yurtsuz bırakan haydutlara hesap sordular mı?
-Irak işgal edilip üç parçaya bölünürken, kadınların ırzına geçen, çocukları yetim bırakan işgalcilere beddua ettiler mi?
-Filistin’e sadece insanlık götüren Mavi Marmara gemisine saldırıp, 9 müslümanı şehit eden alçaklara zalim diyebildiler mi?
-Milletin oyuyla vekil seçilip, Başındaki örtüsüyle milletin meclisinde yemin ettirmeyenlere diktatör diyebildiler mi?
-90 yıl Tükü Kürde, Kürdü Türke düşman edenlere hesap sordular mı?
-Gezi saldırısında milletin malına kasteden, yakıp-yıkan vandallara tiran diyebildiler mi?
Diyemediler!
Ama 13 yıl boyunca, ‘Yeniden Büyük Türkiye’nin inşası için, milleti, ayağındaki prangalarından kurtarmak için, milletin önündeki takozları ve engelleri kaldırmak için, engelleri aşmak için çabalayan, milletin alın terine, milletin parasına, milletin kasasına sahip çıkan Başbakan Erdoğan’a diktatör dediler, hırsız dediler, despot dediler, tiran dediler!..
Bu bile “Ak Parti 13 yılda ne yaptı ki?” soranların samimiyetsiz olduklarını ispat etmeye yeter de artar.

Dünyanın para imparatorlarının tetikçiliğini yapan “Fetullahçı Terör Örgütü”,
Küresel çetenin bu topraklarda hazırladıkları projeyi hayat geçirmek adına kurdukları kirli ittifakla, Küresel sofralarda ettikleri bedduaları, medyanızın 24 saat yayınları ve yaptıkları CHP, MHP, HDP, Ulusalcılar, Kemalistler, Koçlar, Tüsiadçılar, Sarıgül, Kılıçdaroğlu ile işbirliği Erdoğan’ı düşürmeye yetmeyecektir.
Türkiye'nin gelecek 2023, 2053 ve 2071 hedefleri, İslam coğrafyasının mazlum ve mağdur halklarının önündeki prangaların birer birer kırılacağı tarihi 7 Haziran seçimleri arafesinde yolsuzluk numarasıyla arkadan saplanan hançer, asla kabul edilmeyecek ve milletimiz nezdinde bir karşılık görmeyecektir bilesiniz.
Bir yandan var gücünüzle, medyanızın camından, gazetelerinizin köşelerinden saldırıyor, Türk ekonomisini yıkmak için kirli ittifaklar yapıyorsunuz, son derece çirkin oyunlara başvuruyorsunuz; öte yandan da utanmadan, arlanmadan, sıkılmadan, 'bu operasyonun arkasında biz yokuz' açıklamalarını nasıl yapabiliyorsunuz?
Bu ihanet operasyonu başarıya ulaşırsa, tarih ve ümmet sizi asla affetmeyecektir!
Bu yaptıklarınızı unutmayın!
Biz unutmayacağız, siz de unutmayın!

Son söz;
Siz!
Küresel merkezlerde,
Kirli ittifaklarla,
Avrupa Parlamento Başkanının hayaliyle,
Çilingir sofralarında Başbakan olma hülyasıyla siyasetinize devam edin!
Siyasi yol haritanızda “Yeni Türkiye” ile yeni bir medeniyet inşa etme projesi yoksa, çilingir sofralarında demlenmeye devam edin!




12.04.2015
mus@bhy

2 yorum:

ATALAY dedi ki...

17 Yılda yapılan
* Hastaneleri
* Okulları
* Üniversiteleri
* Barajları
* Tünelleri
* Köprüleri
* Marmaray ı
* Avrasya Tünelini
* Silah Sanayisini
* Altay Tankını
* Atak Helikopterini
* Yerli Tüfekleri
* Yerli Silahları
* Fırtına öbüsü nü
* Deniz altıları
* Uçak Gemisini
* İHA ları
* Siha ları
* İmf ye ödenen borçları ve

ATALAY dedi ki...

17 Yılda yapılan
* Hastaneleri
* Okulları
* Üniversiteleri
* Barajları
* Tünelleri
* Köprüleri
* Marmaray ı
* Avrasya Tünelini
* Silah Sanayisini
* Altay Tankını
* Atak Helikopterini
* Yerli Tüfekleri
* Yerli Silahları
* Fırtına öbüsü nü
* Deniz altıları
* Uçak Gemisini
* İHA ları
* Siha ları
* İmf ye ödenen borçları ve