Translate

15 Mart 2014 Cumartesi

3.DÜNYA SAVAŞI


Büyük Cihan İmparatorluğunun yıkılışı ve ardından kurulan yeni Türkiye Cumhuriyeti Devleti dahil hiç bir Hükümet Buckingham'dan onay almadan kurulmamıştır.
İngiliz kraliyet ailesi ve emrindeki küresel baronlar, 100 yıl evvel sınırlarını cetvelle çizdikleri Ortadoğu Coğrafyasında yeni operasyonlarla İslam topraklarının sınırlarını yeniden değiştirecek, bölgedeki küresel emperyalistlerin hakimiyetini güçlendirecek, kendi halklarına yıllarca zulmeden zalim rejim ve diktatörleri indirip onların yerine yeni rejim ve diktatörler getirmek için adına BOP dedikleri projeyi devreye soktular. Bu projede Arap devletleri içerisinde bu projeyi hayata geçirecek lider bulamadıklarından olmalı ki, Sayın Erdoğan'a eş başkanlık görevi verdiler.
İşte 2007'de adına ‘Arap Baharı’ dedikleri projeyi hayata geçirmek için düğmeye bastılar. 2010 yılına gelindiğinde BOP projesinde Sayın Erdoğan'ın aklı ve zekası, Kraliçe ve adamlarının akıl ve zekalarına karşı galip gelecekti. Zira, 2007 yılında BOP'un ilk adımı Tunus'ta diktatör Bin Ali'yi iktidardan indirenler, yapılan serbest seçimlerde Gannuşi'nin Nahda'sının sandıktan iktidara geleceğini tahmin edememişlerdi. Aynı şekilde, Mısır'da, Libya'da yıkılan diktatörlerin ardından yapılan serbest seçimlerde İhvan-ı Müslimin'in iktidara gelmeleri  BOP'çuları şaşkına, planlarını da akamete uğratmaya yetti. İşte bu akıl Erdoğan aklıydı. Coğrafyada Büyük Ortadoğu Projesiyle yola çıkan Kraliçe ve adamları, projelerinin BÜYÜK OSMANLI PROJESİNE doğru gittiğini anladıkları anda Suriye'de projeyi durdurma kararı aldılar. Önce Esed'in yıkılmaması için gerekli önlemleri aldılar, sonra geriye dönüp Mısır'da darbe yaptılar. 2002 yılında BOP için Erdoğan'ı destekleyen küresel güçler, 2010 yılında Erdoğan eliyle hesapları bozulunca Erdoğan ve Hükümetinin yıkılması için düğmeye bastılar. Bunu başarabilmek için içerden ve dışardan tüm güçlerini birleştirdiler ve 3.Dünya saldırısının ilk fitilini ateşlediler...
-7 Şubatta Mit cephesinde bozguna uğrayanlar,
-Gezi saldırısıyla yeniden taarruza geçerek,
-Dershane ayaklanmasıyla galip geleceklerini zannettiler,
-17-25 Aralık operasyonlarıyla da Kraliçe, içerdeki ve dışardaki adamları tarihi mağlubiyetten kurtulamadılar.
100 yıldır bu topraklarla ilgili plan yapanlar, bu defa şunun hesabını yapamadılar. Zannettiler ki, yine galip gelecekler.
Halbu ki; Cemaat üzerinden bu topraklara ateş edenler bilmeli ki bu savaşta milletin iradesi karşısında mağlup olacakları mukadderdir.
100 yıldır bu topraklarda, bu coğrafyanın insanlarının kanları üzerinden, göz yaşları üzerinden kendi kasalarına doldurdukları rantları son bulacaktır. O gün 30 Marttır.
Bu topraklarda küresel emperyallerin oyunları millet eliyle bu defa bozulacaktır.
Yeter ki milletimiz 30 Martta kendi iradesine sahip çıksın...
Tabi irademize sahip çıkmak için önce İradeli olmak kaydı ile.
Hükumet ve Cemaat kavgası diye gösterilmeye çalışılan kavga, aslında bu kavganın Hükumet ve Cemaat arasında olmadığını milletimizin her ferdinin bilmesi lazım gelir.
Bu kavga, Türkiye ile Dünyanın efendilerinin kavgasıdır.
Bu kavga, Recep Tayyip Erdoğan ile Kraliçe ve adamlarının kavgasıdır.
Bu kavga, bu milletin evlatlarının, küresel ekonomi baronlarıyla olan kavgasıdır.
Bu kavga, ulusal ve uluslar arası kirli ittifaklara karşı verilen İstiklal mücadelesinin adıdır.
Bu kavga, Büyük Ortadoğu Projesini, Büyük Osmanlı Projesine dönüştürme kavgasıdır.
Bu kavga, Hak ile Batılın kavgasıdır.
Bu kavga, 3.Dünya Kavgasıdır...



15.03.2014

mus@bhy



Hiç yorum yok: