Translate

27 Nisan 2015 Pazartesi

Gözlerini karartıp, altın vuruş yapacaklardı!..



Kasım 2011'de, o günkü Başbakan Erdoğan sindirim sistemi ameliyatı geçirmişti.
Ameliyat başarılı geçtiği, Erdoğan'ın sağlık durumu oldukça iyi olduğu halde, Paralel Emniyetin Polisleri kendi aralarında "Erdoğan gidici..."  söylentisiyle, toplumda oluşturdukları algıyla başladılar ihanetlerine.
-Fetullahçı Terör Örgütü ve üyelerine göre Kasım 2011'de Erdoğan gitmeliydi.
Ameliyatın akabinde Erdoğan'ın evine ve çalışma ofisine Paralel Örgüt tarafından 'böcek' yerleştirilmesi,
-Üç ay sonra 7 Şubat 2012'de Erdoğan'ın koluna kelepçe takma hevesiyle
-Mit'e operasyon yapmaları,
-Gezi'den saldırmaları,
-Dershaneler üzerinden ayaklanmaları,
-17-25 Aralık'ta seçilmiş hükümete darbe teşebbüsü,
-Mit tırlarını durdurmaları,
-Dışişleri toplantısını dinleyip, küresel servislere satmaları,
Fetullah Gülen'in dua ve talimatlarıyla yaptıkları tüm ihanetler,
Erdoğan'ı göndermek, bu toprakları yeniden ele geçirmek, Küresel ve çok sevdikleri Güneydeki efendileriyle bu ülkeyi yönetmek içindi...

Paralel Emniyetin inlerine girildiği 22 Temmuz 2014'ten bu güne Silivri'ye doldurulan Paralel Polisleri kaçırmak için başvurdukları akıl almaz tezgah ancak Hollywood filmlerinde olurdu.
Sadece Fetullahçı Terör Örgütünün ihanet davaları için kurulmuş Sulh Ceza Hakimliklerini ve verdiği kararları yok sayarak, Paralel Yargı içerisinden ayarladıkları Paralel Hakimler eliyle aldıkları tahliye kararıyla, "ölmüş eşşeğin kurttan korkmayacağı" sözünün doğruluğunu ispat ediyordu.
25 Nisan 2015 Cumartesi gecesi  saat 23.00'e önce Nöbetçi Mahkeme, sonra Nöbetçi Paralel Hakim ayarlanıyor,
Avukatları "Reddi Hakim" talebiyle müracaat ediliyor,
Müthiş bi zamanlamayla Nöbetçi Paralel Hakim müracaatı, kendisi gibi yetkisiz olan başka bi Mahkemeye "tahliye kararı" vermesi için sevk ediyor.
Tahliye kararı vermesi istenen Paralel Hakim, dava dosyasını görmeden kafasına göre tahliye kararı veriyor ve karar yazılıp 75 örgüt üyesinin tahliyesi için Silivri'ye gönderiliyor.
Karar Silivri'ye gitmediği, alınan kararın 'yok' hükmünde olduğuna dair Sulh Ceza Hakimliğinin aldığı yeni bi karar olduğu halde,
Paralel Medyada sabaha kadar kutlamalar yaptılar...

Sulh Ceza Hakimliğinin yürüttüğü bir davayı, Asliye Ceza Mahkemesinden aldıkları tahliye kararıyla durduracaklarını, böylece Silivri'de yatan örgüt üyelerinini de kaçıracaklarını zannettiler.
Yetkisiz mahkemenin aldığı karar, hukuka uygunmuş, ya da aykırıymış onlar için farketmez.

Yetkisiz Mahkemenin Paralel Hakiminin aldığı korsan tahliye kararıyla;
-Suç örgütü kurmak!,
-Örgüt üyesi olmak!,
-Siyasal casusluk!,
-Resmi evrakta sahtecilik!,
-Kişisel verileri usulsüz kaydetme!,
-Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nin görevini engellemeye teşebbüs! suçlarından Silivri'de yatan Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri dışarı çıkacaktı. Ama hevesleri kursaklarında kaldı, avuçlarını yaladılar.

Fetullahçı Terör Örgütünde numara bitmiyor ki;
7 Şubat 2012'den bugüne teşebbüs ettikleri her darbe kucaklarında kaldı, akıllanmadılar...

Hani Kasım 2011'de Erdoğan gidiciydi?
Böceklerle,
Operasyonlarla,
Saldırılarla,
Darbelerle,
Beddualarla göndermediniz,
Erdoğan Cumhurbaşkanı, siz de hain oldunuz!

Milletimiz, bu toprakları, bu toprakların evlatlarını çok sevdiğiniz için darbe üstüne darbeye teşebbüs etmediğinizi,
Efendileriniz istediği için bu millete ve ümmete ihanet ettiğinizin farkında haberiniz olsun...

Beceremediniz! Terkedin bu toprakları!
Gidin!
Nereye giderseniz gidin!
İsterseniz, Güneydeki sevdiğiniz ülkeye gidin; "Beceremedik!" deyin...

Düşün bu milletin ve ümmetin yakasından!..


27 Nisan 2015

mus@bhy

Hiç yorum yok: