Kasım 2011'de, o
günkü Başbakan Erdoğan sindirim sistemi
ameliyatı geçirmişti.
Ameliyat başarılı
geçtiği, Erdoğan'ın sağlık durumu oldukça iyi olduğu halde, Paralel Emniyetin
Polisleri kendi aralarında "Erdoğan gidici..." söylentisiyle, toplumda oluşturdukları
algıyla başladılar ihanetlerine.
-Fetullahçı Terör
Örgütü ve üyelerine göre Kasım 2011'de Erdoğan gitmeliydi.
Ameliyatın akabinde Erdoğan'ın evine ve
çalışma ofisine Paralel Örgüt tarafından 'böcek' yerleştirilmesi,
-Üç ay sonra 7 Şubat
2012'de Erdoğan'ın koluna kelepçe takma hevesiyle
-Mit'e operasyon
yapmaları,
-Gezi'den
saldırmaları,
-Dershaneler
üzerinden ayaklanmaları,
-17-25 Aralık'ta
seçilmiş hükümete darbe teşebbüsü,
-Mit tırlarını
durdurmaları,
-Dışişleri
toplantısını dinleyip, küresel servislere satmaları,
Fetullah Gülen'in
dua ve talimatlarıyla yaptıkları tüm ihanetler,
Erdoğan'ı göndermek, bu toprakları yeniden
ele geçirmek, Küresel ve çok sevdikleri Güneydeki efendileriyle bu ülkeyi
yönetmek içindi...
Paralel Emniyetin
inlerine girildiği 22 Temmuz 2014'ten bu güne Silivri'ye doldurulan Paralel
Polisleri kaçırmak için başvurdukları akıl almaz tezgah ancak Hollywood
filmlerinde olurdu.
Sadece Fetullahçı
Terör Örgütünün ihanet davaları için kurulmuş Sulh Ceza Hakimliklerini ve
verdiği kararları yok sayarak, Paralel Yargı içerisinden ayarladıkları Paralel
Hakimler eliyle aldıkları tahliye kararıyla, "ölmüş eşşeğin kurttan
korkmayacağı" sözünün doğruluğunu ispat ediyordu.
25 Nisan 2015
Cumartesi gecesi saat 23.00'e önce
Nöbetçi Mahkeme, sonra Nöbetçi Paralel Hakim ayarlanıyor,
Avukatları
"Reddi Hakim" talebiyle müracaat ediliyor,
Müthiş bi
zamanlamayla Nöbetçi Paralel Hakim müracaatı, kendisi gibi yetkisiz olan başka
bi Mahkemeye "tahliye kararı" vermesi için sevk ediyor.
Tahliye kararı
vermesi istenen Paralel Hakim, dava dosyasını görmeden kafasına göre tahliye
kararı veriyor ve karar yazılıp 75 örgüt üyesinin tahliyesi için Silivri'ye
gönderiliyor.
Karar Silivri'ye
gitmediği, alınan kararın 'yok' hükmünde olduğuna dair Sulh Ceza Hakimliğinin
aldığı yeni bi karar olduğu halde,
Paralel Medyada
sabaha kadar kutlamalar yaptılar...
Sulh Ceza
Hakimliğinin yürüttüğü bir davayı, Asliye Ceza Mahkemesinden aldıkları tahliye
kararıyla durduracaklarını, böylece Silivri'de yatan örgüt üyelerinini de
kaçıracaklarını zannettiler.
Yetkisiz mahkemenin
aldığı karar, hukuka uygunmuş, ya da aykırıymış onlar için farketmez.
Yetkisiz Mahkemenin
Paralel Hakiminin aldığı korsan tahliye kararıyla;
-Suç örgütü kurmak!,
-Örgüt üyesi olmak!,
-Siyasal casusluk!,
-Resmi evrakta
sahtecilik!,
-Kişisel verileri
usulsüz kaydetme!,
-Türkiye Cumhuriyeti
Hükümeti’nin görevini engellemeye teşebbüs! suçlarından Silivri'de yatan
Fetullahçı Terör Örgütü üyeleri dışarı çıkacaktı. Ama hevesleri kursaklarında
kaldı, avuçlarını yaladılar.
Fetullahçı Terör
Örgütünde numara bitmiyor ki;
7 Şubat 2012'den
bugüne teşebbüs ettikleri her darbe kucaklarında kaldı, akıllanmadılar...
Hani Kasım 2011'de
Erdoğan gidiciydi?
Böceklerle,
Operasyonlarla,
Saldırılarla,
Darbelerle,
Beddualarla
göndermediniz,
Erdoğan Cumhurbaşkanı, siz de hain oldunuz!
Milletimiz, bu
toprakları, bu toprakların evlatlarını çok sevdiğiniz için darbe üstüne darbeye
teşebbüs etmediğinizi,
Efendileriniz
istediği için bu millete ve ümmete ihanet ettiğinizin farkında haberiniz
olsun...
Beceremediniz! Terkedin bu toprakları!
Gidin!
Nereye giderseniz
gidin!
İsterseniz,
Güneydeki sevdiğiniz ülkeye gidin; "Beceremedik!" deyin...
Düşün bu milletin ve
ümmetin yakasından!..
27 Nisan 2015
mus@bhy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder