Translate

8 Mayıs 2013 Çarşamba

Biz, kendimizi kaybettik…



Biz önce azar azar kaybettik her şeyimizi…
Önce hassasiyetlerimizi kaybettik sonra hislerimizi, vicdanlarımızı birazda merhamet yanlarımızı…
Sonra sokağımızı, şehrimizi sonra diyarlarımızı kaybettik…
Samimiyetlerimizi…
Saflığımızı…
Masumiyetlerimizi…
İnsana dair tüm hassasiyetlerimizi yitirdik…
Birdik, diriydik, bütündük şimdi yitik bir şehrin garipleri gibiyiz…
Yarım, eksik, kırık, dökük, yaralı, sancılı, hep ağlamaklı…
Biz bir tufanın vurduğu ve bir daha doğrulamadığı insanlara dönüştük…
İnsana dair iyiye güzele dair ne varsa hepsini kaybettik…
Dünyanın insana, vicdana muhtaçlığını unuttuk dünyevileştik…
İnsanı insanlıktan çıkardık. İnsanı insanlığından utandırdık…
Dünyayı-Ahirete,
Günahı-Sevaba,
Haramı- Helale tercih ettik, ziyan ettik kendimize…
Kalplerimizi bozduk.
Ruhlarımıza yazık ettik…
Biz kalplerimize abdest aldırmayı, ruhlarımızı baştanbaşa yıkamayı ihmal ettik…
Dünyaya yeni bir söz söylerken insanı, kendimizi, kardeşimizi çiğneyip üzerlerinden geçtik…
Biz bir birimizin üzerine basarak büyük olmak isteyen küçüklerden olmayı tercih ettiğimizde kaybettik…
Biz Hz Ömer’in adaletini en çok söyleyen, dillendirenken bir kez uygulamadığımızda kaybettik…
Ebu Zerr’in yolunu beğenmeyip, Salebe’nin yolunda olduk …
Yolumuzu kaybettik,
Yönümüzü şaşırdık,
İzanımızı yitirdik…
Takvamızı kaybettik vahim hallere düştük,
Hz. insan olmayı değil, hep kötü olmayı tercih ettik…
Biz kusurlarımızın olmadığını düşünerek aslında geriye gittik…
Dünyanın kalbi çok temizdi elbirliği ile kirlettik…
İçlerimizi, kalplerimizi yoklayamadık…
‘Ey iman edenler iman ediniz’ (Nisa-136), her gün kendinizi temize çekiniz diyen Rabbımızı dinlemedik. Dinlemeyerek her gün biraz daha eridik…
İnsanın insana dair beslediği her güzelliğe halel düştü…
Sevginin, kardeşliğin olduğu yerlere viran düştü…
Zedeledik iyi olan her ne varsa iyiliğe ziyan düştü…
Kimi kibri, kimi gururuyla kirletti insanlığını…
Kimi malı, makamı, şöhretiyle fesada uğrattı insanlığı…
Kimi sahte kahramanlıklarıyla kandırarak insanı kaybetti insanlığını…
Kimi zalimliğiyle zarar verdi…
Kimi suskunluğuyla…
Kimi seyirci kalışıyla yitirdi insanlığını…
Kimi kirli alkışlarıyla…
Kimileri en kusursuz varlık görerek ziyan etti, harcadı insanlığını…
Kimileride üstün insanız diye yitirdi insanlığını…
Ve sonuçta kaybettik elbirliğiyle insanlığımızı, insana dair yanlarımızı…
İnsan, gül bahçesinin mimarıydı…
İnsan, mazlumun gözyaşını silen merhamet eliydi…
İnsan, kötüyü bünyesinde barındırmayandı…
Oysa insan masum, temiz, vicdanlı kalabildiği müddetçe insandır…
İnsan doğarken Hz. insandır…
İnsan göçerken de Hz. insan diye anılandır…
Velhasıl biz, Kendimiz için de bir başkası içinde ‘İNSAN’ olamadık,
Kendimizi kaybettik vesselam…

30 Kasım 2012
mus@bhy

Hiç yorum yok: