29 Ocak 2009’da
Küresel efendilerin Davos’unda suratlarına karşı “One Minute” restiyle başladı
her şey.
100 yıl evvel
cetvelle çizdikleri sınırlarla diz çöktürdükleri bir milletin evlatlarından
böylesi bir karşı duruş beklemedikleri bir anda Siyonist İsrail’in terörist
Cumhurbaşkanı Şimon Perez özelinden suratlarında patlayan “One Minute”
haykırışı, bu toprakların evlatlarının 100 yıl aradan sonra yeniden ayağa
kalkmasının,
Bu topraklarda
kurulan 100 yıllık Küresel tezgahların da yıkılacağına dair ilk işaret
fişeğiydi.
Ardından 2010
referandumu Küreseller için sonun başlangıcıydı.
2011 Kasım’ında
Başbakanlık ofisine yerleştirilen böceklerle,
Teşebbüs edilen
darbelerle,
İçerden dışardan
kurulan kirli ittifaklarla bu milleti yürüdüğü kutlu yolunda durduracağını
zannedenler, istedikleri sonuçlara ulaşamadıkça kuduz köpekler misali kudurdular.
Ne Küresel
efendilerin IMF’sinin kovulmasını engelleyebildiler,
Ne de, küresel
hesapları alt-üst eden Milli projeleri durdurmayı becerebildiler.
Her haltı yediler
lakin Dünya’nın 5’ten büyük olduğu gerçeğini değiştiremediler.
Tüm güçlerini
birleştirip özelde Erdoğan’ın, genelde milletimizin üzerine çullandılar.
Diktatör dediler
saldırdılar.
Girdiği 10 seçimde milletimizin
desteğiyle galip gelmiş Erdoğan diktatörmüş!
Gazete
manşetlerinde, Televizyon ekranlarında ulu orta şahsına, ailesine, sülalesine sövülen Erdoğan
diktatörmüş!
Ne yaptı da diktatör
oldu?
Milletin oylarıyla
seçilmiş Milletin Vekiline yemin ettirmeyen, o Vekili Meclisten kovana diktatör
diyemeyenler!
Milletin oylarıyla
seçilmiş Milletin Vekilini Milletin Meclisinden kovanlara Allah’tan şefaat
yetkisi isteyenlere diktatör diyemeyen alçaklar, Erdoğan’a diktatör etiketi
yapıştırma çabasındaydılar.
Tutmadı!
Hırsız dediler!
70 yılda bu milletin
2.2 trilyon dolar alın terini borç faizi oyunuyla küresellerin kasalarına dolduranlara hırsız
diyemeyenler,
Bu şerefli milleti
70 sente muhtaç hale getirenlere hırsız diyemeyenler,
Bu milletin 240
milyar dolarını 22 Bankada batırmak oyunuyla küresellerin cebine dolduranlara
hırsız diyemeyenler,
13 yılda sadece borç
faizi oyunuyla küresellerin kasalarına gidecek 340 milyar doları, küresellere
yedirmeyen Erdoğan’a hırsız dediler.
Vatanı sattı, vatan
haini dediler!
Lozan’da Musul’u,
Kerkük’ü küresellere bırakanlara,
Hilafeti
kaldıranlara,
Bir gecede milletin dilini,
kıyafetini, kültürünü değiştirenlere,
Milletin hafızasını
silenlere,
Ezanın dilini
değiştirenlere,
Kur’an eğitimini
yasaklayanlara,
Camileri satanlara,
Satamadıkları
camileri ahır, depo haline çevirenlere,
Bu millete 1950’ye
kadar karanlık bir hayat yaşatanlara,
100 yıldır
Türkü-Kürde, Kürdü-Türke düşman edenlere,
100 yıldır Türk-Kürt
kavgasından dolayı, Türk’ün de, Kürdüne kaynaklarını sömürenlere Vatan haini
diyemeyen hainler,
100 yıllık aradan
sonra yeniden bu toprakların evlatlarını kardeş yapmak adına 100 yıllık kavgaları bitirecek,
Bu toprakları
yeniden selamet yurdu, kardeşlik ve barış yurdu yapacak medeniyet projelerini
hayata geçirmek için tüm bedenini bu projenin altına koyan Erdoğan’a vatan
haini dediler.
Buda tutmadı tabi!
10 Ağustos’tan
buyana Ak Saray üzerinden saldırıyorlar.
7 Haziran
seçimlerinde aldıkları neticelerle sevinen, içerden ve dışardan kurdukları
ittifaklarla ‘iyi iş çıkardık, iyi salladık…’ kutlamalarıyla tebrikleşenler şimdilerde
kudurdular, yapabilecekleri belki de son alçaklıkları yapıyorlar.
29 Ocak 2009’da
suratlarına karşı bebek katili oldukları söylenmeseydi eğer,
100 yıllık küresel saltanatlarını
sallayacak “One Minute” resti çekilmeseydi eğer,
Küresel sömürü
merkezi IMF bu topraklardan kovulmasaydı eğer,
Dünyanın, 5 zalimden
daha büyük olduğu gerçeği BM’de suratlarına karşı haykırılmasaydı eğer,
3. Havalimanı, 3.
Köprü ve Enerji Santralleri temelleri atılmasaydı eğer,
Bu milletin alın teri
küresellerin kasalarına doldurulsaydı eğer,
Bu milletin Türk ve
Kürt evlatları arasındaki 100 yıllık kavgaları bitirecek yeni bir medeniyet projesi
başlatılmasaydı eğer,
Bu Coğrafyanın
evlatlarını yeniden ayağa kaldıracak Yeni Türkiye’den, Yeni Anayasa’dan,
Başkanlık’tan vazgeçilseydi eğer,
Milletimizin önüne
hedef olarak 2023 konulmasaydı eğer,
İçerden Doğan ve
Paralel medyada,
Dışardan küresel
medyada asla Ak Saray manşet olmaz,
Ak Saray’ın odaları
sayılmaz,
Geçmiş
Cumhurbaşkanlarının da kullandıkları Ak Saray’ın masası, sandalyesi, çatal ve
bıçağı asla haber bile olmazdı.
Erdoğan 13 yılda
attığı tüm bu adımlardan vazgeçmiş olsaydı eğer, asla Küresel medyada ‘diktatör’
manşetleri atılmayacak, köşelerinden ‘hırsız’, ‘hain’ taşlarıyla taşlanmayacak,
Belki de Aydın Doğan
ve Paraleller bu denli bu toprakların evlatlarına ihanet etmeyeceklerdi.
13 yılda milletin
alın terini küresellere yedirmeyen Erdoğan'ı Ak Saray’ın masasıyla indirmeye çalışıyorlar!
Garip değil mi
sizce?
25 Haziran 2015
mus@bhy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder