Translate

10 Ekim 2016 Pazartesi

Yatacak yeriniz var mı ki?


Hatırlarmısınız bilmem?

28 Şubat'ın karanlık günleriydi...
Merhum Erbakan, Cumhuriyet döneminin ilk denk bütçesini yapmış, havuz hesabıyla milletin cebine kadar uzanan küresel hortumları kesmiş, %200 borç faiziyle yapılmış 58 milyar dolar dışa borcu Başbakanlığının 6.ayında 22 milyar dolara indirmiş, Başbakanlığının 9.ayında 15 milyar dolara indirmeyi hedef olarak koymuş, Erbakan'ın Başbakanlığının 6.ayında Türkiye +%14 büyümüştü...
Rakamlar milletimizin ve ülkemizin lehine büyürken,
Havuz sistemiyle hortumları kesilince zırlamaya başlayanlar,
İşçi-memur, esnaf tam müreffeh bi hayat yaşamaya başlamışken, bir anda 'irtica' manşetleriyle korkutmaya başlamışlardı.

Türkiye'yi ekonomik olarak büyüten ilerici Erbakan'ı, attıkları 'gerici' manşetlerle durdurmanın çarelerini aradılar.
Erbakan'ı ekonomik operasyonlarla indiremeyenler, hemen Müslüm Gündüz-Fadime Şahin tiyatrosunu sahneye indirdi.
Müslüm Gündüz-Fadime Şahin'le Erbakan'ı indirecekler, böylece Türkiye'nin 'geriye gidişini' de durduracaklardı.

Dediklerini yaptılar,
Her gün canlı yayınlarda Fadime Şahin'i ağlattılar, milleti de Erbakan'a sövdürdüler...
Final de Müslüm Gündüz - Fadime Şahin ikilisini aynı yatakta, yarı çıplak tiyatrosuyla Erbakan'ı indirecek yolu da açmış oldular.
Akabinde Çevik Bir'in balans ayarıyla Erbakan'ı indirecek, Türkiye'yi yeniden 'ilerici(!)' hedeflere döndürecek süreci de başlatmış oldular...

O karanlık günlerden bi derkenar nakletmek isterim...

İstanbul Emniyeti, Müslüm Gündüz - Fadime Şahin'i bir villada yarı çıplak basmak için bi operasyon yaptı.
Ogün İstanbul Emniyet İstihbarat Müdürü Sami Uslu operasyonu yönetmiş.
Uğur Dündar'ı,
Ali Kırca'yı,
Reha Muhtar'ı,
Tuncay Özkan'ı bizzat arayarak Müslüm Gündüz'ün kapısına kameralı muhabir göndermeleri talimatını vermişti.
Talimatla istenen muhabirler gelmiş, Müslüm Gündüz'ün kapısında pusuya yatmış, tam operasyon başlayacak, o günkü Kanal6 muhabiri Sami Uslu'yu aramış ve 3 dakika gecikeceğini bildirmiş, operasyon için kendilerini de beklemelerini rica etmişti.
Tam o anda içerden Müslüm Gündüz; "operasyon için ne beklediklerini, daha ne kadar yarı çıplak halde bekleyeceğini..." Sami Uslu'ya sormuş,
Netice de eksik olan Kanal6 muhabiri de gelmiş ve Müslüm Gündüz'ün kapısı kırılarak, Fadime Şahin'le yarı çıplak rezillikleri günün akşamında Uğur Dündar, Ali Kırca ve Reha Muhtar tarafından Türkiye'ye servis edilmişti...


Sanki, Müslüm Gündüz'le Fadime Şahin'i aynı yatağa Erbakan sokmuş gibi, Erbakan'a sövüldü haftalarca...
Emniyet + Çevik Bir ortak yapım tiyatroyla Merhum Erbakan'ın 11 aylık Başbakanlığı da Haziran 1997'de bitirilmiş oldu...


Şimdi milletimiz geriye dönüp baktığında,
O gün Türkiye'nin büyümesinden, milletimizin ayağa kalkmasından kimler rahatsız sa, bugün de aynı merkezlerin rahatsız olduğunu, aynı figüranların rol aldığını görür..

Çevik Bir'i tanıdı milletimiz, yaptığı darbeyle...
O gün Müslüm Gündüz'ü yarı çıplak basan Sami Uslu kimdi?
Daha sonra ki süreçte Ergenekon ve Balyoz operasyonlarında yasa dışı dinlemelerin başındaki müdür dü Sami Uslu...
Peki Sami Uslu'ya, kameralar eşliğinde operasyon talimatını veren kim di?
“Dağda ölen teröriste ağlamıyorsanız insan değilsiniz” diyebilen daha sonra Diyarbakır Emniyet Müdürü olan Recep Güven...

Peki neredeler şimdi?
Sami Uslu, Fetö'cü olduğu için, önce ihraç edildi, şimdi içerde,
Recep Güven, Fetö'cü olduğu için ihraç edildi, şimdi firarda...

Fetö lideri zaman zaman; "28 Şubat darbesi bize yapılmıştı.." diyor ya, haklı adam, onların önünü açmak için yapılmış bi darbeymiş!

Sayın Uğur Dündar,
Sayın Ali Kırca,
Sayın Reha Muhtar,
Sayın Tuncay Özkan siz de azcık omurga varsa, çıkın milletin karşısına; "28 Şubat'ta bu Fetö bizi de yamulttu, bizi de kandırdı, keşke Müslüm Gündüz'ün kapısına çağırdıklarında, 'bizim ne işimiz var milletin yatak odasında' diyebilseydik, 28 Şubat darbesinde figüranlık rolü almasaydık..." deyin, ne kaybedersiniz?

Erdoğan, 17 Aralık'tan sonra "Fetullahçılar tarafından aldatıldık..." dedi,
Merhum Mehmet Ali Birand; "Yatacak yerimiz yok..." dedi, bişey kaybetmediler, milletimizin bildiği gerçekleri siz de söyleyin, inanın kişiliğinizden siz de bir şey kaybetmezsiniz...

28 Şubat'taki Erbakan düşmanlığınızın bedelini bu millet ödedi,
Bugün Erdoğan'a olan düşmanlığınızın ağır bedellerini milletimiz ödemesin için bu itirafları yapmanız elzemdir...

Yoksa hakkaten kendinize yatacak yer bulamayacaksınız!
Fetö gibi...

10 Ekim 2016

mus@bhy

Hiç yorum yok: