Translate

2 Kasım 2014 Pazar

HANGİSİ DAHA ‘ONURLU’?!...



28 Şubat'ın karanlık günlerinin başladığı 9,5 saat süren o MGK toplantısı, Sayın Kamalak'ın ifade ettiği gibi, hakikatte 30 Ekim MGK toplantısından daha mı onurluydu?
28 Şubat MGK'sında İslam'a ve Müslümana karşı vahşice saldırmak için, Yasa ve Anayasayı da çiğneyerek 1000 yıl sürdüreceklerine yemin ettikleri  sürecin başlangıcı olan MGK toplantısı ne kadar onurludur?
Yeniden hafızalarımızı tazelemek,
O karanlık 28 Şubat MGK'sında alınan kararları yeniden hatırlamak,
Bu vesileyle, hangi MGK'nın daha 'onurlu' olduğunu görebilmek adına,
O günlerden bu günlere bi derkenar arzetmek isterim...

Haziran 1996'da Erbakan Başbakanlığında kurulan 54.Hükümet, içerde havuz sistemiyle, dışarda D-8 projesiyle işe başlaması, dışardan Küresel düşmanların, içerden işbirlikçi düşmanların hesaplarını bozmuş,
Yıllarca milletin ensesinde keyif süren haydutların kasalarına doldurulan kaynaklar Havuz sistemiyle milletimizin cebine doldurulmuş,
Kurulan D-8 projesiyle toplam 820 milyonluk bi nüfusu ayağa kaldırmak, 300 milyar dolarlık yeraltı ve yer üstü kaynaklarını kendi evlatlarının kasalarına doldurmak için adımlar atmış,
Bu topraklarda Yeniden Büyük Türkiye'nin kurulacağını tüm Küresel efendilere ilan etmişti.

Bu gidişattan rahatsız olan dışarda ki Küreseller, kendi merkezlerinde planladıkları tezgahları, kriptolarla içerdeki işbirlikçileri üzerinden 28 Şubat'ta MGK'nın gündemine getirmişlerdi.
28 Şubat 1997 günü saat:13:10'da başlayıp 9,5 saat süren toplantı da, Erbakan'ı iktidardan indirmek için eteklerinde, beyinlerinde neleri varsa dökmüşlerdi...
-Erbakan'ın derhal Başbakanlıktan indirilmesi,
-İmam-Hatiplerin, Kur'an Kurslarının kapatılması,
-Siyasette, Bürokraside ne kadar vatan sever dindar insan varsa tasfiye edilmesi,
-Dindar iş adamları ve firmalarına ambargolar uygulanması,
-Erbakan'ı destekleyen yazar ve çizerlerin susturulması,
-Müslümanların derneklerine, yurtlarına, vakıflarına el konulması kararları alınmıştı.
Sayın Kamalak’ın, 'onurlu' saydığı 28 Şubat 1997 MGK toplantısında İslam=İrtica=Terör örgütü,
Müslüman=Mürteci=Terörist olarak Kırmızı Kitaba girmişti.

28 Şubat MGK'sında alınan kararlar, Kurul üyeleri tarafından tek tek imzalanmış ancak Başbakan Erbakan tarafından imzalanmamıştı. (Madem 28 Şubat MGK'sı, bugün kü MGK'dan daha onurlu idiydi de neden (Kamalak'ın ifadesiyle) 'onurlu' MGK'nın kararları Erbakan tarafından imzalanmadı Sayın Kamalak?)
MGK tarihinde ilk defa MGK kararları Kurul üyesi Başbakan tarafından imzalanmadan yürürlüğe girmişti...

-28 Şubat MGK'sında alınan kararlar hemen ertesinde uygulamaya konuldu. Başlatılan yeni süreçte ne kadar vatan sever, dindar Siyasetçi, Bürokrat, İş adamı, Yazar ve Çizer varsa, tamamı mevcut pozisyonlarını kaybetti, haklarında açılan davalarla mahkum edildiler, hayatlar karartıldı, ocaklar söndürüldü...
-Genel Başkanı Başbakan olan Refah Partisine kapatma davası açıldı ve 16 Ocak 1998'de 'İrticanın odağı' olduğu gerekçesiyle kapatıldı,
-8 yıllık kesintisiz eğitim cinayetiyle nesillerin geleceğini yok ettiler ve İmam-Hatiplerin orta kısımlarını kapattılar.
-Kur'an Kursuna gitme yaşını 12'ye çıkardılar,
-Katsayı uygulamasıyla İmam-Hatiplilerin Üniversiteye girmesini engellediler,
-Başörtülüleri evlere hapsettiler, evin dışına 'kamusal alan' dediler ve evin dışında nerde gördülerse Başörtüsüne ve Başörtülülere had bildirdiler.
-Belediye Başkanı, Gazeteci, İş adamlarını cezaevlerine doldurdular.
Vel hasıl milletimizin onuruna, şerefine, geleceğine olan kinleriyle vahşice saldırdılar.

Ülkede mütedeyyin, dindar insanlarını horlayarak, adam yerine koymayarak her türlü onursuzluğu yaptılar ama Cemaatın Hocasına, okuluna, dershanesine dokunmadılar.
Zira, Kamalak'ın 'onurlu' saydığı 28 Şubat MGK kararlarıyla ilgili Fetullah Gülen'in attırdığı;
-"MGK içtihat makamındadır, bana göre masumdur hata yapsa bir sevap alır, hata yapmazsa 2 sevap alır...",
-"Asker, Erbakan'dan daha demokrat...",
-"Beceremedin, bırak!..." manşetleri boşuna değildi...
Kaldı ki; manşetlerin ardından 28 Şubat'ın direksiyonunda bulunan Demirel'den, İsmail Hakkı Karadayı'dan, Çevik Bir'den, Teoman Koman'dan, Güven Erkaya'dan taltif alıp, kendilerine Fetullah Gülen tarafından 'hoş görü' ödülleri verilmesi 28 Şubat'ın ne kadar 'onursuz' olduğunu ispat etmeye yeter...

Sayın Mustafa Kamalak'ın 'onurlu' dediği 28 Şubat MGK'sından sonra özetle;
-54.Erbakan Hükümeti yıkıldı,
-Yerine kurulan Mesut Yılmaz Hükümetine, Zaman Gazetesinden "Hayırlı Olsun..." manşeti atıldı,
-Refah Partisi kapatıldı,
-Erbakan siyasi yasaklı oldu ve 'Bosna paralarını yedi' iftirası atıldı,
-8 yıllık kesintisiz eğitimle İmam-Hatipler, Kur'an Kursları kapatıldı,
-Havuz sisteminden vazgeçilmesiyle Ülkenin 22 Bankası boşaltıldı, milletin 200 milyar doları küresellerin kasalarına doldurulmak suretiyle milletimizin boğazı sıkıldı.
-İntiharlar, isyanlar ocakları söndürdü, hayatları kararttı.
-Erbakan tarafından kurulan D-8 projesinin tasfiyesiyle şahsiyetli dış politikadan vazgeçilip, yeniden Küresellere bağımlı şahsiyetsiz dış politikaya geçilmiş oldu...

28 Şubat 1997 MGK toplantısından 17 yıl sonra 30 Ekim 2014’te saat:14.30’da başlayıp 10 saat 20 dakika süren, Sayın Kamalak’ın ‘onursuz’ saydığı MGK toplantısında alınan kararları da özetlemek gerekirse;
2002 yılından itibaren iş başına gelen Ak Parti, yaşanmış 28 Şubat sürecinden çıkarılan büyük derslerin ardından 12 Eylül 2010 yılı referandumuyla başlayan süreçte, Merhum Erbakan’ın 40 yıllık hedefi Yeniden Büyük Türkiye’yi bu topraklarda yeniden inşa etme hedefini kendisine yol haritası yapmış, milletin dua ve desteğiyle hedefine emin adımlarla yürürken, 40 yıl da Merhum Erbakan’ı durdurma çabasında olan tüm merkezler tüm güçlerini birleştirip Erdoğan’a saldırıya geçtiler.

40 yıl boyunca ihanetlerini bu topraklarda gizleyen Paraleller, 2010 referandumuyla deşifre olmuş ve Erdoğan’ı indirme projesinde, Küresel merkezlerin taşeronluğunu üstlenmişti. Küresel Merkezlerde şekillenen tüm kripto ihanetler Paraleller üzerinden servis edilmekteydi.
-Önce 7 Şubat 2012’de MİT Operasyonuyla Erdoğan’ı indirmeyi deneyerek deşifre oldular…
Erdoğan’ın bir gece de değiştirdiği MİT yasasıyla darbe planları kucaklarında kaldı.
Durmadılar!
-Gezi’den saldırdılar, yaktılar, yıktılar, ‘diktatör’ manşetleri attılar,
Erdoğan’ın ‘bu milletin alın terini sizlere yedirmeyeceğim…’ ültimatomuyla yerle bir oldular…
-17-25 Aralık’ta ‘ayakkabı kutusuyla’ darbe yapıp, 26 Aralık’ta Erdoğan’sız Türkiye hayali kurdular, hayalleri kursaklarında kaldı…
Sövdüler olmadı,
Beddua ettiler olmadı…
40 yıl boyunca Merhum Erbaka’nı durdurmak için ne yaptılarsa,
2010 Referandumunun ardından 4 yıldır Erdoğan’a aynısını yapmak istediler.
Çıldırdılar, montaj kasetleriyle, Paralel medyalarıyla saldırdılar 30 Mart ve 10 Ağustos seçimleriyle tüm tezgahları başlarına geçti.

Paralel İhanet Örgütü ve Lideri Fetullah Gülen’in 40 yıl bu millete ve bu ümmete ihanetlerinin bedelini ödemeleri için, ilk defa 30 Ekim 2014 MGK toplantısının gündemine geldi.
10 saat, 20 dakika devam eden MGK’da alınan kararlar: "Ülkemizin güvenliği, halkımızın huzuru ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar ayrıntılı olarak görüşülmüştür. Bu kapsamda, milli güvenliğimizi tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten Paralel yapılanmalar ve illegal oluşumlar ile yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanmıştır…”

Yani, Yeni Türkiye’nin inşasını engelleyecek tüm iç ve dış düşmanlara karşı yürütülen mücadele kararlılıkla sürdürülecektir.

Şimdi, 28 Şubat 1997 MGK kararlarını ve 30 Ekim 2014 MGK kararlarını yan yana okuyan bi insanın, hangisinin daha ‘ONURLU’ olduğuna karar vermesi için Siyasi Parti Genel Başkanı olmasına, yada Hukukçu olmasına gerek yoktur…
Her akıl sahibi bilir ki;
28 Şubat 1997’de MGK, ‘Yeni Türkiye kurulmaması’ için karar almıştı.
30 Ekim 2014’te MGK, ‘Yeni Türkiye’nin kurulması’ için karar almıştır.

"28 Şubat sürecindeki MGK toplantısı, bütün haksızlığına ve zulmüne rağmen, bugünkü MGK'dan daha onurluydu...!" Mustafa Kamalak - SP Genel Başkanı




Sizce hangisi daha ‘onurlu’!?...
28 Şubat MGK’sı mı?
30 Ekim MGK’sı mı?
Yoksa Saadet Partisi’nin Sayın Genel Başkanı Mustafa Kamalak’mı?



02 Kasım 2014

mus@bhy

Hiç yorum yok: