Translate

20 Ekim 2013 Pazar

KURBANA DAİR…


          Kurban ve Hacc…
         Her ikisi de tam anlamıyla birer mesaj deposu olan ve sembolik değerleri son derece yüksek bulunan bu ibadetlere, yine yeniden bir kez daha ulaştık elhamdülillah.  
          Aslında, tüm ibadetler birer şuur eylemi, şuur amelidir.
       Bizim namazımız, kurbanımız, haccımız, zekatımız hep alemlerin Rabbi içindir, öyle olmalıdır. Lakin Rabbimizin bizim ne namazımıza, ne kurbanımıza, ne de haccımıza ihtiyacı vardır. İhtiyaç sahibi olan bizleriz. Namaz da, zekat da, kurban da, hacc da… hep bizlerin dünya ve ahiret saadetimiz içindir. Bizleri kötülüklerden alıkoymak, iyiliklere sevk etmek, şuurlandırmak, takva sahibi kılmak, dosdoğru bir hayatla, ebedi saadete yürümemiz içindir…
      Hacc ve kurban, yukarıda da ifade ettiğim gibi tam manada birer mesaj deposu. Sembolik yönleri çok güçlü, taşıdıkları mesajlar çok sarsıcı, imandan amele, fertten topluma, dalga dalga güçlü bir şuur halkasını inşa edip harekete geçiren, imha ve ihya edici birer inkılab eylemidir. Yeryüzünde büyüklenip, kibirlenip, imana karşı küfrü, adalete karşı zulmü bayraklaştıran tağutlara birer reddiye ve ihtar gösterisi… Buna karşılık, alemlerin Rabbine içten ve pazarlıksız, şuurlu ve kararlı birer teslimiyet seremonisidir..
           Peki, birer şuur meşalesi olan bu ibadetler, şuursuzca yapılırsa ne olur?
        Üstad Ali Şeriati’nin ifade ettiği, hacda şeytan taşlayıp memleketlerine dönünce tağutları alkışlayanlar örneğinde olduğu gibi, ibadetlerin maksadı ıskalanmış, anlamı devre dışı bırakılmış, mesajları ka’ale alınmamış olur. İman edenler üzerinden yeryüzüne hayatiyet taşıma, şuur aşılama işlevi bulunan bu ibadetlerin diriltici ve inşa edici nitelikleri ortadan kaldırılarak bu hayat kaynağı ibadetler, sadece birer sembolik şekilsel ritüele dönüştürülmüş olur.
           Anlamından koparılmış, hayatiyeti elinden alınıp birer cesede dönüştürülmüş olan bu ibadetler artık yeryüzünün tağutları için, belamları için birer tehdit olmaktan çıkar, rant aracı haline gelir. Tağuti sistemler, “hacc” organizasyonu yapıp, “kurban” derisi toplayarak bu ibadetlerin cesedinden faydalanmaya koyulurlar.
        Hacc ve kurban ibadetinin arefesindeyiz. İbadetlerimizi hakkıyla yerine getirmekle mükellefiz. “Ben yaptım oldu” mantığını terk edip, Haccımız da, Kurbanımız da Allah ve Rasulünün rızasına uygun olmalı. Hacca gidenlerimiz haccın, kurban kesecek olanlarımız da kurbanın hakkını vererek bu ibadetleri yerine getirmeye özen göstermek zorundadır.
             Kurban; önce Allah’a, sonra kullarına yakınlaşmaktır…
     Kurban; İbrahim (as)’in ahdine, İsmail (as)’in teslimiyetine şahid olmaktır…                 Kurban; Ya Rabb! Bizleri İbrahim (as) gibi, ve nesillerimizi de İsmail (as) gibi sözünün eri olanlardan kıl demektir.
             Kurban, en değerlimizi, en sevdiğimizi, İsmail’imizi feda etmek demektir.
             İman, bir iddiadır ve iddialar ispat ister..
         Kurban; verdiği mesaj alınabilmişse, bi anlam kazanır. Kurban kesme iddiamızda ancak o zaman ispat edilmiş olur. Yoksa, içerisi boşaltılmış,  anlamından uzaklaştırılmış, verdiği mesaj kulak ardı edilmiş, ümmet şuuruna katkı sağlamamış bir hacc ve kurban, bırakalım diriltici olmayı kendi dirilikleri yok edilmiş, şuursuzluk sarhoşluğunda zayi edilmiş demektir.
          Kesilen Kurbanlarımız, bizleri önce Allah’a, sonrada kullarına yaklaştırıyorsa, Kurbanın ifade ettiği mesajı almışız demektir. Sadece eti, için, derisi için, kesilen Kurbanların, dünya ve ahret saadetimiz için hiçbir şey ifade etmeyeceğini bilmeliyiz. Bizi Rabbımıza yakınlaştıracak, yaklaştıracak, yegane vasıta Kurban olduğunu unutmayalım. Kurban etlerimizi, buzdolabında dondurmadan öte, fakirlerin sofralarında bereketlendirelim.. Aksi halde, böylesi bi gün kurbanın anlamı, İbrahîmi ve İsmaîli teslimiyet yerine, et, yağ, deri ve kemiğe kilitlenmesinden öteye geçemez. Böylece bizi Rabbımıza yaklaştıracak bir ibadet üzere bulunduğumuz halde O’ndan fersah fersah uzaklaşabiliriz. Neticede kurbanımızı “şuursuzluk sarhoşluğu”nun elinde zayi etme tehlikesiyle karşı karşıya kalabiliriz.
       Rabbım bizleri; dünya ve içindekilerini vasıta, Allah (cc) sevgisini ve O’nun rızasına ermeyi ise gaye gördüğü için kurbanı kabul edilen Habil gibi eylesin…
        Kurban Bayramınızı tebrik ediyor, sizler ve sevdikleriniz için mübarek olsun, sizleri; mazlumların sığınağı, çaresizlerin çaresi, tek ve eşsiz ilah olan Rabb’ime emanet ediyorum…

20 Ekim 2013
mus@bhy

Hiç yorum yok: