28 Şubat'ın karanlık
günlerinin başladığı 9,5 saat süren o MGK toplantısı, Sayın Kamalak'ın ifade
ettiği gibi, hakikatte 30 Ekim MGK toplantısından daha mı onurluydu?
28 Şubat MGK'sında
İslam'a ve Müslümana karşı vahşice saldırmak için, Yasa ve Anayasayı da
çiğneyerek 1000 yıl sürdüreceklerine yemin ettikleri sürecin başlangıcı olan MGK toplantısı ne
kadar onurludur?
Yeniden
hafızalarımızı tazelemek,
O karanlık 28 Şubat
MGK'sında alınan kararları yeniden hatırlamak,
Bu vesileyle, hangi
MGK'nın daha 'onurlu' olduğunu görebilmek adına,
O günlerden bu
günlere bi derkenar arzetmek isterim...
Haziran 1996'da
Erbakan Başbakanlığında kurulan 54.Hükümet, içerde havuz sistemiyle, dışarda
D-8 projesiyle işe başlaması, dışardan Küresel düşmanların, içerden işbirlikçi
düşmanların hesaplarını bozmuş,
Yıllarca milletin
ensesinde keyif süren haydutların kasalarına doldurulan kaynaklar Havuz
sistemiyle milletimizin cebine doldurulmuş,
Kurulan D-8
projesiyle toplam 820 milyonluk bi nüfusu ayağa kaldırmak, 300 milyar dolarlık
yeraltı ve yer üstü kaynaklarını kendi evlatlarının kasalarına doldurmak için
adımlar atmış,
Bu topraklarda Yeniden
Büyük Türkiye'nin kurulacağını tüm Küresel efendilere ilan etmişti.
Bu gidişattan
rahatsız olan dışarda ki Küreseller, kendi merkezlerinde planladıkları
tezgahları, kriptolarla içerdeki işbirlikçileri üzerinden 28 Şubat'ta MGK'nın
gündemine getirmişlerdi.
28 Şubat 1997 günü
saat:13:10'da başlayıp 9,5 saat süren toplantı da, Erbakan'ı iktidardan
indirmek için eteklerinde, beyinlerinde neleri varsa dökmüşlerdi...
-Erbakan'ın derhal
Başbakanlıktan indirilmesi,
-İmam-Hatiplerin,
Kur'an Kurslarının kapatılması,
-Siyasette,
Bürokraside ne kadar vatan sever dindar insan varsa tasfiye edilmesi,
-Dindar iş adamları
ve firmalarına ambargolar uygulanması,
-Erbakan'ı
destekleyen yazar ve çizerlerin susturulması,
-Müslümanların
derneklerine, yurtlarına, vakıflarına el konulması kararları alınmıştı.
Sayın Kamalak’ın,
'onurlu' saydığı 28 Şubat 1997 MGK toplantısında İslam=İrtica=Terör örgütü,
Müslüman=Mürteci=Terörist
olarak Kırmızı Kitaba girmişti.
28 Şubat MGK'sında
alınan kararlar, Kurul üyeleri tarafından tek tek imzalanmış ancak Başbakan
Erbakan tarafından imzalanmamıştı. (Madem 28 Şubat MGK'sı, bugün kü MGK'dan
daha onurlu idiydi de neden (Kamalak'ın ifadesiyle) 'onurlu' MGK'nın kararları
Erbakan tarafından imzalanmadı Sayın Kamalak?)
MGK tarihinde ilk
defa MGK kararları Kurul üyesi Başbakan tarafından imzalanmadan yürürlüğe
girmişti...
-28 Şubat MGK'sında
alınan kararlar hemen ertesinde uygulamaya konuldu. Başlatılan yeni süreçte ne
kadar vatan sever, dindar Siyasetçi, Bürokrat, İş adamı, Yazar ve Çizer varsa,
tamamı mevcut pozisyonlarını kaybetti, haklarında açılan davalarla mahkum
edildiler, hayatlar karartıldı, ocaklar söndürüldü...
-Genel Başkanı
Başbakan olan Refah Partisine kapatma davası açıldı ve 16 Ocak 1998'de
'İrticanın odağı' olduğu gerekçesiyle kapatıldı,
-8 yıllık kesintisiz eğitim cinayetiyle nesillerin geleceğini yok ettiler ve İmam-Hatiplerin orta
kısımlarını kapattılar.
-Kur'an Kursuna
gitme yaşını 12'ye çıkardılar,
-Katsayı
uygulamasıyla İmam-Hatiplilerin Üniversiteye girmesini engellediler,
-Başörtülüleri
evlere hapsettiler, evin dışına 'kamusal alan' dediler ve evin dışında nerde
gördülerse Başörtüsüne ve Başörtülülere had bildirdiler.
-Belediye Başkanı,
Gazeteci, İş adamlarını cezaevlerine doldurdular.
Vel hasıl
milletimizin onuruna, şerefine, geleceğine olan kinleriyle vahşice saldırdılar.
Ülkede mütedeyyin,
dindar insanlarını horlayarak, adam yerine koymayarak her türlü onursuzluğu
yaptılar ama Cemaatın Hocasına, okuluna, dershanesine dokunmadılar.
Zira, Kamalak'ın
'onurlu' saydığı 28 Şubat MGK kararlarıyla ilgili Fetullah Gülen'in attırdığı;
-"MGK içtihat
makamındadır, bana göre masumdur hata yapsa bir sevap alır, hata yapmazsa 2
sevap alır...",
-"Asker,
Erbakan'dan daha demokrat...",
-"Beceremedin,
bırak!..." manşetleri boşuna değildi...
Kaldı ki; manşetlerin
ardından 28 Şubat'ın direksiyonunda bulunan Demirel'den, İsmail Hakkı
Karadayı'dan, Çevik Bir'den, Teoman Koman'dan, Güven Erkaya'dan taltif alıp,
kendilerine Fetullah Gülen tarafından 'hoş görü' ödülleri verilmesi 28 Şubat'ın ne kadar 'onursuz' olduğunu ispat etmeye yeter...
Sayın Mustafa
Kamalak'ın 'onurlu' dediği 28 Şubat MGK'sından sonra özetle;
-54.Erbakan Hükümeti
yıkıldı,
-Yerine kurulan
Mesut Yılmaz Hükümetine, Zaman Gazetesinden "Hayırlı Olsun..."
manşeti atıldı,
-Refah Partisi
kapatıldı,
-Erbakan siyasi
yasaklı oldu ve 'Bosna paralarını yedi' iftirası atıldı,
-8 yıllık kesintisiz
eğitimle İmam-Hatipler, Kur'an Kursları kapatıldı,
-Havuz sisteminden
vazgeçilmesiyle Ülkenin 22 Bankası boşaltıldı, milletin 200 milyar doları
küresellerin kasalarına doldurulmak suretiyle milletimizin boğazı sıkıldı.
-İntiharlar,
isyanlar ocakları söndürdü, hayatları kararttı.
-Erbakan tarafından
kurulan D-8 projesinin tasfiyesiyle şahsiyetli dış politikadan vazgeçilip,
yeniden Küresellere bağımlı şahsiyetsiz dış politikaya geçilmiş oldu...
28 Şubat 1997 MGK
toplantısından 17 yıl sonra 30 Ekim 2014’te saat:14.30’da başlayıp 10 saat 20
dakika süren, Sayın Kamalak’ın ‘onursuz’ saydığı MGK toplantısında alınan
kararları da özetlemek gerekirse;
2002 yılından
itibaren iş başına gelen Ak Parti, yaşanmış 28 Şubat sürecinden çıkarılan büyük
derslerin ardından 12 Eylül 2010 yılı referandumuyla başlayan süreçte, Merhum
Erbakan’ın 40 yıllık hedefi Yeniden Büyük Türkiye’yi bu topraklarda yeniden
inşa etme hedefini kendisine yol haritası yapmış, milletin dua ve desteğiyle hedefine
emin adımlarla yürürken, 40 yıl da Merhum Erbakan’ı durdurma çabasında olan tüm
merkezler tüm güçlerini birleştirip Erdoğan’a saldırıya geçtiler.
40 yıl boyunca
ihanetlerini bu topraklarda gizleyen Paraleller, 2010 referandumuyla deşifre
olmuş ve Erdoğan’ı indirme projesinde, Küresel merkezlerin taşeronluğunu
üstlenmişti. Küresel Merkezlerde şekillenen tüm kripto ihanetler Paraleller
üzerinden servis edilmekteydi.
-Önce 7 Şubat 2012’de
MİT Operasyonuyla Erdoğan’ı indirmeyi deneyerek deşifre oldular…
Erdoğan’ın bir gece
de değiştirdiği MİT yasasıyla darbe planları kucaklarında kaldı.
Durmadılar!
-Gezi’den
saldırdılar, yaktılar, yıktılar, ‘diktatör’ manşetleri attılar,
Erdoğan’ın ‘bu
milletin alın terini sizlere yedirmeyeceğim…’ ültimatomuyla yerle bir oldular…
-17-25 Aralık’ta ‘ayakkabı
kutusuyla’ darbe yapıp, 26 Aralık’ta Erdoğan’sız Türkiye hayali kurdular,
hayalleri kursaklarında kaldı…
Sövdüler olmadı,
Beddua ettiler
olmadı…
40 yıl boyunca
Merhum Erbaka’nı durdurmak için ne yaptılarsa,
2010 Referandumunun
ardından 4 yıldır Erdoğan’a aynısını yapmak istediler.
Çıldırdılar, montaj
kasetleriyle, Paralel medyalarıyla saldırdılar 30 Mart ve 10 Ağustos
seçimleriyle tüm tezgahları başlarına geçti.
Paralel İhanet
Örgütü ve Lideri Fetullah Gülen’in 40 yıl bu millete ve bu ümmete ihanetlerinin
bedelini ödemeleri için, ilk defa 30 Ekim 2014 MGK toplantısının gündemine
geldi.
10 saat, 20 dakika
devam eden MGK’da alınan kararlar: "Ülkemizin güvenliği, halkımızın huzuru
ve kamu düzenini ilgilendiren hususlar ayrıntılı olarak görüşülmüştür. Bu
kapsamda, milli güvenliğimizi tehdit eden ve kamu düzenini bozan iç ve dış
legal görünüm altında illegal faaliyet yürüten Paralel yapılanmalar ve illegal
oluşumlar ile yürütülen mücadelenin kararlılıkla sürdürüleceği vurgulanmıştır…”
Yani, Yeni Türkiye’nin
inşasını engelleyecek tüm iç ve dış düşmanlara karşı yürütülen mücadele
kararlılıkla sürdürülecektir.
Şimdi, 28 Şubat 1997
MGK kararlarını ve 30 Ekim 2014 MGK kararlarını yan yana okuyan bi insanın, hangisinin daha ‘ONURLU’ olduğuna karar vermesi için Siyasi Parti Genel Başkanı
olmasına, yada Hukukçu olmasına gerek yoktur…
Her akıl sahibi bilir
ki;
28 Şubat 1997’de MGK,
‘Yeni Türkiye kurulmaması’ için karar almıştı.
30 Ekim 2014’te MGK,
‘Yeni Türkiye’nin kurulması’ için karar almıştır.
"28 Şubat
sürecindeki MGK toplantısı, bütün haksızlığına ve zulmüne rağmen, bugünkü
MGK'dan daha onurluydu...!" Mustafa Kamalak - SP Genel Başkanı
Sizce hangisi daha ‘onurlu’!?...
28 Şubat MGK’sı mı?
30 Ekim MGK’sı mı?
Yoksa Saadet Partisi’nin
Sayın Genel Başkanı Mustafa Kamalak’mı?
02 Kasım 2014
mus@bhy