Translate

7 Eylül 2014 Pazar

Paralel Belge!



17 Aralık’tan önce, Ak Parti,
17 Aralık’tan sonra, AKP diyenler,
17 Aralık’tan önce, Dua,
17 Aralık’tan sonra, Beddua ettiler,
17 Aralık’tan önce adları, ‘Cemaat’, ‘Hizmet’ olanların,
17 Aralık’tan sonra, ‘Paralel’ oldular, ‘Haşhaşi’ oldular, ‘Darbeci’ oldular, ‘Çete’ oldular…
17 Aralık’tan önce, ‘Hocaefendi’ dedikleri zat,
17 Aralık’tan sonra, ‘Örgütün’, ‘Paralel Çetenin’ lideri olarak anılır oldu.

Onlar için Ak Parti;
17 Aralık’tan önce, ‘Hizmet Hareketine altın yılları yaşatan’ bir partiydi,
17 Aralık’tan sonra, ‘Yolsuzluk, Rüşvet ve Kara Para Aklama Merkezi’ oldu…

Paralel Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı 17 Aralık’tan 5 yıl önce, 29 Aralık 2008’de; “Ne var ki seçimden çok az bir süre önce yolsuzluk kampanyaları açmak çok sayıda soru işaretlerinin oluşmasına da sebeptir. İki kritik konu var zamanlamada:
1-Bahsi geçen (daha doğrusu geçecek olan) dosyalar niçin bu zamana kadar bekletildi?
2-Bu kadar kısa bir süre kalmışken yapılan yolsuzluk suçlamasına cevap vermek için yeterince savunma süresi kaldı mı?
Açık söyleyeyim, bu saatten sonra yapılacak olan yolsuzluk suçlamaları doğruyu arama ve yoksulluktan arınma talebinden daha çok siyasette belli bir imaj ve hava oluşturmak içindir ve güvenilir olma özelliğini kaybetmiştir” diye yazmak suretiyle,
-2007 seçim neticelerinin meşruiyetini tartışmaya açarak,
-Yoksulluk haberleriyle felaket tellallığı yaparak,
-Yolsuzluk haberleriyle kamuoyu oluşturarak,
-İstemedikleri Erdoğan’ı Yargı yoluyla indirerek,
-İstemedikleri Partilerin, rakiplerini destekleyerek,
-Oluşturdukları algıyla, küresel merkezlere mesaj vererek,
-‘Yandaş Medya’ suçlamasıyla, ezber bozan medyayı sindirerek sonuç almayı düşünenlere karşı yazdıklarıyla 17 Aralık darbe ve algı operasyonunu 5 yıl önceden deşifre etmişti.
Bugün bizimde söylediklerimiz Dumanlı’nın 5 yıl önceki yazdıklarından farksızdır.
Tek altını çizdiğimiz, Dumanlı’nın işaret ettiği Küresel merkezlerin tetikçiliğini yapanların, Dumanlı’nın da müntesibi olduğu Paralel Çetenin olduğudur.
Peki ne oldu ki, Paralel Genel Yayın Yönetmeni Dumanlı, 5 yıl önce yazdıklarını yaladı,
17 Aralık’tan sonra, 5 yıl önce yazdıklarını kendisi hayata geçirerek Erdoğan’dan kurtulmak istiyor.
Dumanlı’ya göre Erdoğan Başbakan, Cumhurbaşkanı hatta hiçbir şey olmamalı, koluna kelepçe takılarak cezaevine konulmalı…
Konulmalı ki, devlet Dumanlı ve çetesine kalsın…
Biraz omurgalı olun da açın 5 yıl önceki yazdıklarınızı okuyun Ekrem Efendi!…
Sonrada Paralel Televizyonlarınızda;  “Paralel Yapının belgesi nerede?” diye salağa yatma.
Paralel Çetenize belge mi arıyorsun?

Al sana Paralel Belge!

-2012 / 7 Şubat günü Başbakan Erdoğan ameliyat masasında olacağı bir zamanda Mit Müsteşarı Hakan Fidan'ı "Başbakan'dan sözlü olarak izin aldık, bi soruşturmayla ilgili ifadenizi alacağım..." yalanıyla davet edenler,
Davete icabet etmezse Mit İstanbul Bölge Başkanlığını Ömer Köse'ye 75 Emniyetçi ile kuşattırıp zorla Hakan Fidan'ı almak isteyenler...
-Emniyet ve Yargı içerisinde oluşturdukları Paralel Cuntayla seçilmiş Hükümetin Başbakanına ve Bakanlarına kelepçe takmak için yanıp tutuşanlar...
-Reyhanlı'da ki patlamada olay yerine gitmesi gerekirken, Adana'da Mit Tırlarına operasyon yapanlar...
-Devletin Bakanının, Yüksek Bürokratlarıyla yaptığı Dışileriyle ilgili istaşare toplantısındaki kozmik bilgileri dinleyenler ve satanlar...
-Kendilerinden olmayan Siyasetçi, Bürokrat, İş adamı, Medya Mensubu kişi ve kuruluşları, kurdukları Montaj Kaset fabrikasıyla diz çöktürenler,
Diz çökmeyenleri ürettikleri sahte delillerle görevlerinden el çektirip, uydurdukları Örgütler üzerinden mahkum edenler, itibar suikastlarıyla insanların hayatlarını karartanlar...
-Siyasetçi, Bürokrat, İş adamı, Medya Mensubu kişilerin otel odalarında mahrem görüntülerini montajlayıp kaset arşivi oluşturanlar...
-Başbakan ve Bakanları yasadışı dinleyip, oluşturdukları tapeleri yabancı servislere satanlar...
-2010 Referandumundan sonra devleti ele geçirmek için askeri sivil tüm kadroları doldurmak adına KPSS sorularını çalanlar..
-Son 4 yılda Polislik sınav sorularını, Hakimlik ve Savcılık sınav sorularını çalarak kendi evlerinde, kendi dershanelerinde kalanlara verenler,
180 soruluk bi sınavda soruların tamamını 3 dakikada işaretleyip çıkanlar...
-2010'dan buyana Mahkemelerde yazışmaları UYAP üzerinden değil de, bi gecede aldıkları 300 katip üzerinden yapanlar...
-Çalınan sorularla Devletin kadrolarına yerleştirilen Polis, Hakim ve Savcıların maaşlarının %10'nunu 'himmet' adıyla örgüte kaynak aktaranlar...
-Bir iş adamının dava dosyası kendisinde olan Savcının, İş adamı parasıyla Dubai'de 70 bin liralık tatil yapanlar, 'tatil parasını cebimden ödedim' deyip faturasını gösteremeyenler...
-Mahkeme önlerinde bildiri dağıtanlar...
-Devletin her bir kurumunun başına 'İmam' tayin edenler...
-Bir kalemde Yüksek Yargıya 160 Paralel Yapı mensubu atayanlar,
Bu atamalarla, bu millete ihanetlerinin yargılanmasını engelleyenler...
...Ve bu Paralelleri görmeyenler, görmek istemeyenler, gizleyenler, kanatları altında koruyanlar, ellerindeki kaset ve dosya şantajına diz çökenler, kucaklarına oturanlar...

Sanmayın ki, 12 Ekim'den sonra bu yaptıklarınızın hesabı sorulmayacak...

07 Eylül 2014

mus@bhy

Hiç yorum yok: