17
Aralık’tan önce, Ak Parti,
17
Aralık’tan sonra, AKP diyenler,
17
Aralık’tan önce, Dua,
17
Aralık’tan sonra, Beddua ettiler,
17
Aralık’tan önce adları, ‘Cemaat’, ‘Hizmet’ olanların,
17
Aralık’tan sonra, ‘Paralel’ oldular, ‘Haşhaşi’ oldular, ‘Darbeci’ oldular,
‘Çete’ oldular…
17
Aralık’tan önce, ‘Hocaefendi’ dedikleri zat,
17
Aralık’tan sonra, ‘Örgütün’, ‘Paralel Çetenin’ lideri olarak anılır oldu.
Onlar için
Ak Parti;
17
Aralık’tan önce, ‘Hizmet Hareketine altın yılları yaşatan’ bir partiydi,
17
Aralık’tan sonra, ‘Yolsuzluk, Rüşvet ve Kara Para Aklama Merkezi’ oldu…
Paralel
Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Ekrem Dumanlı 17 Aralık’tan 5 yıl önce, 29
Aralık 2008’de; “Ne var ki seçimden çok az bir süre önce yolsuzluk kampanyaları
açmak çok sayıda soru işaretlerinin oluşmasına da sebeptir. İki kritik konu var
zamanlamada:
1-Bahsi
geçen (daha doğrusu geçecek olan) dosyalar niçin bu zamana kadar bekletildi?
2-Bu kadar
kısa bir süre kalmışken yapılan yolsuzluk suçlamasına cevap vermek için
yeterince savunma süresi kaldı mı?
Açık
söyleyeyim, bu saatten sonra yapılacak olan yolsuzluk suçlamaları doğruyu arama
ve yoksulluktan arınma talebinden daha çok siyasette belli bir imaj ve hava
oluşturmak içindir ve güvenilir olma özelliğini kaybetmiştir” diye yazmak
suretiyle,
-2007 seçim
neticelerinin meşruiyetini tartışmaya açarak,
-Yoksulluk
haberleriyle felaket tellallığı yaparak,
-Yolsuzluk
haberleriyle kamuoyu oluşturarak,
-İstemedikleri
Erdoğan’ı Yargı yoluyla indirerek,
-İstemedikleri
Partilerin, rakiplerini destekleyerek,
-Oluşturdukları
algıyla, küresel merkezlere mesaj vererek,
-‘Yandaş
Medya’ suçlamasıyla, ezber bozan medyayı sindirerek sonuç almayı düşünenlere
karşı yazdıklarıyla 17 Aralık darbe ve algı operasyonunu 5 yıl önceden deşifre
etmişti.
Bugün
bizimde söylediklerimiz Dumanlı’nın 5 yıl önceki yazdıklarından farksızdır.
Tek altını
çizdiğimiz, Dumanlı’nın işaret ettiği Küresel merkezlerin tetikçiliğini
yapanların, Dumanlı’nın da müntesibi olduğu Paralel Çetenin olduğudur.
Peki ne
oldu ki, Paralel Genel Yayın Yönetmeni Dumanlı, 5 yıl önce yazdıklarını yaladı,
17
Aralık’tan sonra, 5 yıl önce yazdıklarını kendisi hayata geçirerek Erdoğan’dan
kurtulmak istiyor.
Dumanlı’ya
göre Erdoğan Başbakan, Cumhurbaşkanı hatta hiçbir şey olmamalı, koluna kelepçe
takılarak cezaevine konulmalı…
Konulmalı
ki, devlet Dumanlı ve çetesine kalsın…
Biraz
omurgalı olun da açın 5 yıl önceki yazdıklarınızı okuyun Ekrem Efendi!…
Sonrada
Paralel Televizyonlarınızda; “Paralel
Yapının belgesi nerede?” diye salağa yatma.
Paralel
Çetenize belge mi arıyorsun?
Al sana
Paralel Belge!
-2012 / 7
Şubat günü Başbakan Erdoğan ameliyat masasında olacağı bir zamanda Mit
Müsteşarı Hakan Fidan'ı "Başbakan'dan sözlü olarak izin aldık, bi
soruşturmayla ilgili ifadenizi alacağım..." yalanıyla davet edenler,
Davete
icabet etmezse Mit İstanbul Bölge Başkanlığını Ömer Köse'ye 75 Emniyetçi ile
kuşattırıp zorla Hakan Fidan'ı almak isteyenler...
-Emniyet ve
Yargı içerisinde oluşturdukları Paralel Cuntayla seçilmiş Hükümetin Başbakanına
ve Bakanlarına kelepçe takmak için yanıp tutuşanlar...
-Reyhanlı'da
ki patlamada olay yerine gitmesi gerekirken, Adana'da Mit Tırlarına operasyon
yapanlar...
-Devletin
Bakanının, Yüksek Bürokratlarıyla yaptığı Dışileriyle ilgili istaşare
toplantısındaki kozmik bilgileri dinleyenler ve satanlar...
-Kendilerinden
olmayan Siyasetçi, Bürokrat, İş adamı, Medya Mensubu kişi ve kuruluşları,
kurdukları Montaj Kaset fabrikasıyla diz çöktürenler,
Diz
çökmeyenleri ürettikleri sahte delillerle görevlerinden el çektirip,
uydurdukları Örgütler üzerinden mahkum edenler, itibar suikastlarıyla
insanların hayatlarını karartanlar...
-Siyasetçi,
Bürokrat, İş adamı, Medya Mensubu kişilerin otel odalarında mahrem
görüntülerini montajlayıp kaset arşivi oluşturanlar...
-Başbakan
ve Bakanları yasadışı dinleyip, oluşturdukları tapeleri yabancı servislere
satanlar...
-2010
Referandumundan sonra devleti ele geçirmek için askeri sivil tüm kadroları
doldurmak adına KPSS sorularını çalanlar..
-Son 4
yılda Polislik sınav sorularını, Hakimlik ve Savcılık sınav sorularını çalarak
kendi evlerinde, kendi dershanelerinde kalanlara verenler,
180 soruluk
bi sınavda soruların tamamını 3 dakikada işaretleyip çıkanlar...
-2010'dan
buyana Mahkemelerde yazışmaları UYAP üzerinden değil de, bi gecede aldıkları
300 katip üzerinden yapanlar...
-Çalınan
sorularla Devletin kadrolarına yerleştirilen Polis, Hakim ve Savcıların
maaşlarının %10'nunu 'himmet' adıyla örgüte kaynak aktaranlar...
-Bir iş
adamının dava dosyası kendisinde olan Savcının, İş adamı parasıyla Dubai'de 70
bin liralık tatil yapanlar, 'tatil parasını cebimden ödedim' deyip faturasını
gösteremeyenler...
-Mahkeme
önlerinde bildiri dağıtanlar...
-Devletin
her bir kurumunun başına 'İmam' tayin edenler...
-Bir
kalemde Yüksek Yargıya 160 Paralel Yapı mensubu atayanlar,
Bu
atamalarla, bu millete ihanetlerinin yargılanmasını engelleyenler...
...Ve bu
Paralelleri görmeyenler, görmek istemeyenler, gizleyenler, kanatları altında
koruyanlar, ellerindeki kaset ve dosya şantajına diz çökenler, kucaklarına
oturanlar...
Sanmayın
ki, 12 Ekim'den sonra bu yaptıklarınızın hesabı sorulmayacak...
07 Eylül 2014
mus@bhy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder