Bu topraklarda 2010
Referandumuyla temelleri atılan Yeni Türkiye’nin inşasını durdurmak için
içerdeki Paralel düşmanların tetikçiliğiyle başlatılan sabotajların ilk hedefi,
100 yıldır kavga ettirilen Türk ile
Kürtün kucaklaşmasını engellemek, 100 yıldır dökülen kan ve göz yaşını
dindirmeye yönelik başlatılan, barış ve kardeşlik projesi ‘Çözüm Sürecini’
durdurmaktı. Küresel düşmanların Paralel düşmanlar üzerinden Çözüm Sürecinin
Mimarı Erdoğan’a, Projenin direksiyonunda bulunan Hakan Fidan’a saldırmalarına
sebep, Türk – Kürt barışmasından dolayı kaybedecekleri bölge kaynaklarıydı…
Erdoğan’ın bölgede
attığı tüm adımlar Küresel düşmanların bölgede kurdukları 100 yıllık
tezgahların da dağıtılması demekti…
Çözüm Sürecini sabote
etmek için Hakan Fidan aleyhinde yapılan kara propagandalara, atılan İran
ajanı, Acem uşağı, Mut’a iftiralarıyla yapılan itibar suikastlarına esas sebep,
projeye açıktan yapamadıkları sabotajlardan başka bişey değildi.
7 Şubat 2012’de yapılan
operasyonla Fidan’ı tutuklamak isteyipte tutuklayamayanlar, Çözüm Sürecinin
devam etmekte olduğunu, nihayi süreçte PKK’nın silah bırakması neticesinde
oluşacak kardeşlik ve barış havasının hakim olmasını düşündükçe kuduz köpekler
misali kudurdular.
Erdoğan’ı durdurmak için
her ihanetin ortasında oldular, her türlü kepazeliği yaptılar.
Küreseller için Çözüm
Sürecinde başarılı olmuş, terör meselesini çözmüş, Türk ve Kürt kavgasını
bitirmiş bi Türkiye’nin Coğrafyamızda inisiyatifi ele geçirecek korkusu
küresellerin 100 yıl sonra ilk defa yenilmesi demekti.
Paraleller üzerinden her
türlü rezilliği yaptılar ama Çözüm Sürecinde alınan mesafeyi engelleyemediler.
Gezi’den saldırmaları,
17-25 Aralık
operasyonları hem ‘Hareketin Hizmeti’nin kimlere olduğuna, hem de Paralellerin bu
topraklarda yüklendikleri taşeronluk hizmetlerinin deşifre olmasına vesile
oldu.
Bu deşifreden
sonra, 20 yıl evvelinden ortaya
koyduğumuz “Fetullah Gülen’in ‘hoca’ olmadığı gerçeği, sadece Siyonist ve
Küresel çeteye hizmet ettiği” iddiamız da anlam kazanmış oldu.
2010-2014 arası bu
toprakların evlatlarını yeniden ayağa kaldıracak, kan ve göz yaşını dindirip
yeniden kardeş yapacak projeler için atılan adımlara karşılık yapılan tüm
operasyonlar, kurdukları tüm kirli ittifaklar, ülkenin evlatlarını yeniden diz
çöktürmek için attıkları tüm manşetler
30 Mart 2014 seçimleriyle çöplüğe gönderilmek suretiyle, Erdoğan’ın
aklına, Milletin iradesine karşı farklı yenilgiyi de tatmış oldular.
Erdoğan, Çözüm süreciyle
içerde Türk ve Kürdü kardeş yapabilirse, bölgede ki Kürtleri de Türkiye’ye
kardeş yapacak ve böylece Ortadoğu yeniden barış ve esenlik yurdu olacaktı.
100 yıldır Ortadoğuyu
kurdukları emperyal tezgahlarla sömürenler, tabi olarak içerdeki Çözüm
sürecine, Bölgedeki Türk-Kürt kardeşliğine
karşı tezgahlar kurmaları da muhakkaktı.
Bölgesel Kürt Yönetimi
Başkanı Mesut Barzani’nin Erdoğan’la olan yakın ilişkileri neticesinde, Musul
ve Erbil’in Ankara’ya bağlanma ihtimali,
Neçirvan Barzani’nin;
“Türkiye bizim umut kapımızdır…” açıklamaları,
Kuzey Irak petrollerinin
Türkiye üzerinden sevkiyat antlaşması,
Bölgede özellikle petrol
kartının Erdoğan’ın eline geçmesi içerde Paralel düşmanları, dışarıda Küresel
düşmanları kudurtmaya yetmişti.
Barzani’nin yaptığı
anket çalışmalarıyla, Ankara’da hazırlanan Kuzey Irak Kürtlerine verilmek üzere
hazırlanmış ‘Yeni Türkiye Pasaportları’yla, Barzani’nin Kuzey Irak petrolünü
artık Küresellere yedirmeyeceğini, ayrıca Barzani’nin bölgede tek güvendiği
limanın Yeni Türkiye olduğunu da çok iyi biliyorlardı.
Barzani üzerinden
PYD’nin Lideri Salih Müslim’inde ikna edilmesiyle, Yeni Türkiye’yle eş zamanlı
inşa edilecek ‘Yeni Türkiye İmparatorluğu’nu gören Küreseller yeni kartlarını
oynamaya başladı.
Erdoğan – Barzani
buluşması, Ankara - Erbil arasında yapılan ucu açık 50 yıllık Kuzey Irak Petrol
antlaşmaları, Irak Başbakanı Maliki’nin de koltuğunu kaybetmesine sebep
olacaktı.
Belkide bu topraklarda
ilk defa operasyonları ters dönüyor, hesapları bozuluyordu.
4 yıldır yaptıkları tüm
planlar, kurdukları tüm kirli ittifaklar Erdoğan aklıyla başlarına geçince,
adına IŞİD dedikleri terör örgütünü sahaya indirdiler.
Tek IŞİD taşıyla kuş
katliamı yapacaklardı.
Yahudi bi anne ve
babadan Telaviv’de dünyaya gelen Simon Elliot’u ebuBekir Bağdadi kimliğiyle
IŞİD’in tepesine oturttular. Tavanına Kraliçeye bağlı ajanları, tabanına da
samimi ama cahil kalmış Müslümanları monte ettiler. Önce ÖSO ile yan yana
Esed’e karşı cepheye sürenler, sonrasında Esed’in yıkılacağını anladıklarında
IŞİD’i Esed’in tarafına geçirip, insanları öldürttükleri halde, IŞİD’in
Sünniler için bölgede olduğunu, Şiileri öldürmek için cepheye geldiği yalanını söylediler.
IŞİD’in Musul’da sahaya indirilme
sebepleri;
1- Ortadoğuda Erdoğan’ın
ele geçirdiği tüm kartları yeniden elegeçirmek.
2- Yakın gelecekte Irak’tan
ayrılacak bir yapılanmayla belki de Ankara’ya bağlanacak, kendi petrolünü
Ankara üzerinden dünyaya servis edecek Barzani’yi, dolayısıyla Kuzey Irak’ı ve
petrolünü tamamen kontrol atına almak,
3- Dünyanın Para
İmparatorlarının, İsrail’in ve Esed’in bölgedeki tezgahlarını korumak,
4- Daha da önemlisi ‘İslami
Terörizm’ ile Ortadoğuyu yeniden dizayn etmek için sahaya indirildi.
IŞİD Kuzey Irak’ı
kontrol altına alabilsin diye Maliki’ye Musul’daki ordularını geri çekmesi emri
verildi. Maliki ordusu ayrılırken silahlarını da IŞİD’e bırakarak Musul’u terk
etti. IŞİD kendi güçleri ve Maliki’nin bıraktığı silahlar ile Kerkük’e ağır bir
saldırı yapacak ve Kuzey Irak tamamen IŞİD’in kontrolü altına girecekti. Bu
şekilde Türkiye ile sınırda uluslararası terörist bir grup muhatap olacak ve
böylece PKK’nın yerini de IŞİD almış olacaktı.
Böylece Barzani,
Peşmergeler ve Türkiye ile Çözüm Sürecine destek veren diğer Kürtler yok
edilecekti. Yani tek IŞİD taşıyla katliam yapacaklardı.
Bu planın farkında olan
Ankara, MİT Suriye sınırında ÖSO’ya, Irak sınırında da Peşmerge ve Türkmenlere
destek vererek, Mit tırlarıyla silah ve ağır mühimmatlar hem Peşmergeye hem de
Suriye’nin kuzeyinde Türkiye sınırına yakın yerlerde konuşlanan ÖSO
birliklerine gönderilerek, Küresel plan yeniden bozulacaktı. Her iki tarafa da
IŞİD’e karşı mücadele etmeleri için tam destek verileceği mesajı verildi. IŞİD,
Türkiye ile asla sınır komşusu olmayacak, bunun için ne gerekirse yapılacaktı.
Küreseller bu süreçte
hep yanlış hesap yaptılar, IŞİD’le Erdoğan’ın elindeki kartları almayı umanlar
bi daha yenildiler.
Onlar, IŞİD’i
Barzani’nin üstüne gönderip, hem Barzani’nin hem de Erdoğan’ın hesabını
bozacak, Kuzey Irak’ı doğrudan Merkezi Irak Hükümeti Maliki’ye bağlayacaklardı.
Normalde IŞİD’in Kuzey Irak’ı tamamen kontrol altına alıp Küresel Patronlara
teslim etmesi gerekiyordu. Yani Maliki’nin beceremediğini, IŞİD’e
yaptıracaklardı. Ama Ankara’nın aklını hesaba katmayan IŞİD, Barzani’ye karşı
duramadı ve Kuzey Irak’ı merkeze bağlayacağına iyice birbirinden ayırmış oldu. Plan
bozulunca, önce Küresel Planı hayata geçiremeyen Maliki’yi tasfiye edip yerine
İngiliz vatandaşı Haydar el-Abadi’yi getirdiler, sonra da kendi kurup sahaya
indirdikleri IŞİD’den kurtulmak için operasyon kararı aldılar.
Şimdi IŞİD’i yok etmek
için Galler’de bir araya gelen Küreseller, operasyonda Türkiye’nin de desteğini
istediler. Ancak NATO üyesi Türkiye, NATO’nun planladığı uluslar arası IŞİD
operasyonuna imza koymadı.
IŞİD’in Musul’a indiği
gün Küresellerin aklıyla rehin alınan 49 Konsolosluk görevlisi vatandaşımızı
gerekçe göstererek operasyona imza koymadığımız hususu, Küreselleri de köşeye
sıkıştırmıştı. Nihayet Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın, Başbakan Davutoğlu’nun ve
Millileşmiş İstihbaratımızın Başkanı Hakan Fidan’ın aklıyla şekillenen, sabır,
zeka ve metanetle, tek kurşun sıkılmadan yapılan operasyonla 101 gün sonra
IŞİD’in elinde rehin tutulan 49 Konsolosluk görevlisi vatandaşımız evlerine
getirilmiş oldu.
IŞİD bölgeyi yeniden şekillendirip Küresellere teslim edecekti…
Bundan sonra Ankara’nın planı devreye girecek.
Bundan sonra Ankara’nın planı devreye girecek.
Planlarında Türkiye’yi
IŞİD’le saf dışı bırakmak için ittifak yapanlar, şimdi kendileri düşünsünler.
Ancak Erdoğan isterse IŞİD yok edilir olduğunu biliyorlar. Kartlar Erdoğan’ın
elinde. 4 yıldır her platformda saldırmaları da bundandı. Küreseller tamamen
köşeye sıkışmış durumda. IŞİD’le bölgede Türkiye’yi yok etmek isteyenler,
bakarsınız aynı IŞİD’le bölgeden defolup
gidecekler.
Zira artık Coğrafya’da
Türkiye’siz plan yapamayacaklar, tezgah kuramayacaklar.
Türkiye’nin aklı olmadan
ne IŞİD’lerini sahaya indirebilecekler, ne de indirdikleri IŞİD’lerini sahadan
çekemeyecekler.
7 Şubat’ta
yapamadıklarını,
Gezi’de yapamadıklarını,
17-25 Aralık’ta
yapamadıklarını,
IŞİD’e yaptıracaklar,
Yeni Türkiye’nin
inşasını durduracaklardı…
Tüm tezgahlarına rağmen,
attıkları manşetler, kurdukları kirli ittifaklara rağmen oyunları bozuldu ve bu
topraklarda Yeni Türkiye inşa ediliyor.
‘Yeni Türkiye’ sadece 77
milyon vatandaşımız için kurulmuyor.
Yeni Türkiye;
Coğrafya’nın mağdurları
için,
Irak’ın mazlumları için,
Suriye’linin akan kanı
dinsin,
Gazze’linin göz yaşı
dinsin,
Türk - Kürde, Kürt
–Türke kardeş olsun,
Ortadoğuda 100 yıllık
kavgalar bitsin,
Bu toprakların kendi
kaynaklarını, kendi evlatları yesin diye Yeni Türkiye inşa ediliyor.
Küresel düşmanlarla,
Paralel düşmanlar istemese de, bu toprakların evlatları, Türk-Kürt, Arap-Acem,
Alevi-Sünni, Laz-Çerkez, Yeni Türkiye’nin Mimarı Cumhurbaşkanı Erdoğan’a
biatını gerçekleştirecektir.
Akıl, gayret ve duanın
gücü Yeni Türkiye İmparatorluğunu kuracaktır…
21 Eylül 2014
mus@bhy