Bugün yeniden bi
daha anladık ki;
35 yıl bu
toprakların Güneydoğusuna konuşlandırılan PKK terör örgütünün bekçiliğiyle bu
toprakların kaynaklarını sömürenler,
Türk ile Kürdü
birbirleriyle kavga ettirenler,
Türkün anasını da,
Kürdün anasını da
ağlatanlar,
Yıllarca kan ve göz
yaşı dökenler,
Bölgede barış ve
kardeşliği engellemenin,
Yeniden anaları
ağlatmanın çabasında oldular.
Yıllarca
üzerimizdeki tezgahı anlamayalım diyerek bizlere sınır ötesi operasyonlar
yaptıranlar, boş dağları bombalattıranların oyununa geldik.
Asıl kurulan tezgahı
göremedik yıllarca.
Kuklacıyı değil
kuklayı vurursak sonuç alacağımız gafletine düştük.
Silahla netice
alacağımızı zannettik.
Yanıldık!
Çok canımız yandı,
Gözyaşlarımız sel
oldu.
Ağır bedeller
ödedik...
O yıllarda aklımızı
devreye sokup, Türk ve Kürdün aklını birleştirip, Kuklacıyı yok etmemiz
gerektiğini düşünemedik.
'Bölünürüz'
korkusuyla, kurulan her tezgahın, oynanan her oyunun ortasında bulduk
kendimizi...
1,5 yıl evvel
başlatılan Çözüm süreciyle aklımızı kullanıp kuklacıyı vuracaktık.
Ama ne çare ki
dışardan oluşturdukları kirli ittifaklarla, içerden kurdukları koalisyonlarla
Çözüm Sürecini durdurabilmenin çarelerini aradılar.
Oslo görüşmelerini sızdırmakla işe başladılar,
7 Şubat Mit
operasyonuyla devam ettiler,
Vazgeçmediler,
PKK, Ulusalcılar,
Paralelciler, Sağcılar, Solcular, Gezi ile koalisyonlarını kurup, bir ellerinde
Türk Bayrağı, öteki ellerinde Apo posterleriyle sahaya indiler ama Çözüm
Sürecini durduramadılar.
Gazetelerinden
manşetlerle,
Sosyal medyadan
trolleriyle ateş ettiler ne çare ki 30 Mart'ta da sonuca ulaşamadılar.
Gezi'de bir eline
Türk Bayrağı, öteki eline Apo posteri verdikleri kendi çocuklarından birisini göndere
asılı bayrağı indirmek için direğe çıkardılar.
Bir taşla, kuş
katliamı yapacaklardı.
Hem Erdoğan'dan hem
Çözüm Sürecinden kurtulacaklardı,
Hem de çok
istedikleri Kuzey Irak petrollerine kavuşmuş olacaklardı.
Amaçları elbette
Çözüm Süreci ve mimarı Recep Tayyip Erdoğan'dı.
Erdoğan gitmediği
sürece Çözüm Sürecinin devam edeceğini biliyorlardı.
Onlara göre, sadece
Başbakanlıktan değil, siyasetten de gitmeliydi Erdoğan ve Çözüm Süreci de
derhal bitmeliydi.
İstenen olmadı.
O çocuk Askeri
birliğin duvarından, tel örgüsünden atlayıp direğe tırmanıncaya kadar, hatta
Bayrağı indirinceye kadar görmeyenler Çözüm Sürecinin devamını sağladılar belki
ama, o çocuğun direğe çıkışını engellemeyenler bedelini de ödemeliler.
Millet olarak biz
çok bedel ödedik, şimdi bedel ödeme sırası içerdeki ve dışarıdaki provokatörlerde.
Uyandık ve ayağa
kalkıyoruz!
100 yıl diz
çöktükten sonra ayağındaki prangalarından kurtulup doğrulup ayağa kalkan bu
millet, bu toprakları yeniden selamet yurdu yapacak, kadim medeniyetimizi
yeniden ihya ve inşa edecektir.
Küresel Para
Baronları,
Silah Baronları,
Uyuşturucu
Baronları,
Enerji Baronları,
Kan Baronları
istemese de, yeryüzünün mazlum ve masumlarının yüzü yeniden gülecek,
Türküyle-Kürdüyle,
Alevi-Sünnisiyle bu şerefli millet, küresel zalimlere yenilmeyecektir.
Kendi küresel
menfaatleri adına sokakları yangın yerine çevirenler,
Bölgenin
kaynaklarına ulaşmak için,
Kuzey Irak
petrolleri için yerli işbirlikçileriyle beraber Çözüm Sürecinin sabote edilmesi
için her haltı yiyenler,
1,5 yıldır
Anadolunun köylerine Şehit Cenazeleri gelmedikçe,
Bölgede göz yaşı
dökülmedikçe kudursanızda.
Türk ve Kürt kardeş
olacak, kuklayı değil kuklacıyı muhakkak vuracaktır.
Provokasyonlarınızdan
ve tezgahlarınızdan vazgeçmeseniz de,
Asla
durduramayacaksınız!
Ve bu yaptıklarınızı
da Türk ve Kürt asla unutmayacaktır!
10 Haziran 2014
mus@bhy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder