8-10 yıl
evveline kadar bu ülkenin büyük çoğunluğu göbeğini kaşıyarak gecekondusun da
yaşamış, bidon kafalı olduğu için siyasetten, ekonomiden anlayamamış,
Küresellerin
bu topraklardaki 100 yıllık planlarına itiraz edememiş, kendi kaynakları
sömürülmüş, kasaları boşaltılmış, sindirilmiş, canı yanmış, Türk-Kürt birbirine
düşman edilmiş,
İlerici
dedikleri ‘Beyaz Türkler’ küresellere göbekten bağlanmış,
Gerici
dedikleri Anadolu insanı adam yerine konulmamış bir millettik…
Bugün
gecekondunun yerine modern siteler, devasa plazalar yükselmiş,
Dün
gecekondu sahibi göbeğini kaşıyan fakirler, bugün zengin olmuş,
12 yıl sonra
bugün artık İstanbul’un Boğaz’ında, dünün gecekondusunda göbeğini kaşıyanlar
Beyaz Türklere yan komşu olmuş,
Bu
toprakların kaynakları, bu ülke evlatlarının cebine girmiş, sömürü durmuş…
Fakirler
zenginleşmiş,
Ülke
büyümüş, İhracaat rekorlar kırmış, Faizler düşmüş, Enflasyon tek haneli
rakamlara inmiş,
Türk-Kürt
barışmış, İmzalanan enerji antlaşmalarıyla, bölgenin kaynakları bölgenin
kasalarında kalmış,
Ülkeyi
uçuracak Milli Projelerle ülke şaha kalkmış,
Ülkenin
yolları duble, trenleri hızlı olmuş,
Taşralı
dedikleri Anadolu insanı, dolmuştan-otobüsten inmiş Uçağa binmiş,
Marmarayla
denizin altından geçmiş, 3.Köprüyle denizin üstünden giden bir millet olduk…
Tabi
olarak, rakamlarla ülkenin büyümesi, ülke insanını hayat standartı yükselmesi
küresellerin kaybetmesine vesileydi.
Yani bu
ülkenin kasasına para aktıkça, küreseller kaybetti.
Bugüne kadar kasalarına giren paranın,
bugünden sonra akmayacak olması adamları delirtiyordu.
Tayyip beyi düşman ilan etmeleri,
diktatör ilan etmeleri, hırsız ilan etmeleri delirdiklerine en açık ispattır.
Operasyon
üzerine operasyon yapmalarına sebepte kaybettikleri paranın miktarıdır.
100 yıldır diz çöktürdükleri bir
milleti yeniden kafalarını kaldırıp ayağa kaldırmamak adına Gezi’ye inenlerle,
17-25 Aralık operasyonlarıyla
Tayyip beyin koluna kelepçe takmak isteyenlerle,
Montaj-dublaj tapelerle darbe
teşebbüsünde bulunanlar aynı zihniyetin sahipleridir.
Tayyip beye karşı duruş sergilemek
adına saldırıya geçenlere, süreç içerisinde lojistik destek ve tebrikler hep
küresellerden geldi.
Deşifre olup, oyunlar ve planlar
bozulduktan, bu topraklarda 100 yıllık tezgahlar dağıtıldıktan hemen sonra,
İngiltere Başbakanı Cameron’un ‘İslami Ekonomik Forumun’da, sözlerine
‘Selamünaleyküm’ diyerek başlayarak Ortadoğu ve Türkiye’ye akacak bölge
kaynaklarını kendi kasalarına akmasının hesabını yapmıştı.
Cameron, ‘İslami Ekonomik
Forumunda’ sözünü ettiği ‘Faizsiz Bono’ oyunuyla 1 trilyon dolar beklediğini
deklare etmişti. Cameron’un selamına bölgenin evlatları ‘aleykümselam’ demeden
hemen önce, bu topraklarda Halkbank ve Vakıfbank işbirliğiyle kurulan Ortak
Kalkınma Bankası projesiyle Ortadoğunun 1 trilyon dolarının da adresi
belirlenmiş olacaktı. İşte 17 Aralık’ta inen yumruk Cameron yumruğuydu ve direk
olarak Ortak Kalkınma Bankası Projesinin tepesine indi.
Dışardan,
içerdeki işbirlikçilerini tebrik edenlere bakarsanız esas kavganın şimdilik 1
trilyon dolar kavgası olduğunu görebilirsiniz.
Operasyonlara kimler çok
sevindiyse,
Milli Projelere kimler karşı
çıktıysa,
Enerji ve gaz antlaşmalarına kimler
karşı çıkıyorsa, Başbakan Erdoğan’ın indirilmesini ısrarla isteyenler de aynı
çevrelerdi.
100 yıldır Ortadoğu Coğrafyasında
sömürdükleri trilyonlarca doları, bugünden sonra yedirmem diyen bir Türkiye’nin
önlerine dikilmesi, küreselleri çılgına çeviriyordu.
30 Mart onlar için yeni bir
milattı.
Her türlü rezilliği bu yeni milat
için yaptılar.
Şimdi yeni bir tarih, yeni bir
yöntemle saldırıya geçtiler.
1,5 yıl önce başlatılan ‘çözüm
sürecini’ sabote etmenin çabasındalar…
Kavga etmeyen Türk ve Kürdü sömürmek onlar
için imkansızdır.
35 yıl PKK’yı Güneydoğuya bekçi
olarak konuçlandırarak sömürdüler Ortadoğuyu. Türk ve Kürdün barışması,
küresellerin bölgede sömürüsünü durduran tek argümandır. Küresellerin tek
korkusu Türk ve Kürdün kucaklaşmasıdır.
30 Mart’a kadar attıkları her
kurşun kendilerine dönünce, bu defa Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi, 2500 Kürt
gencinin PKK tarafından dağa kaçırılmasıyla, süreci sabote edip Tayyip beyi
Cumhurbaşkanlığına giden yolda durdurmanın hesabını yapıyorlar.
2 yıldır içeriden ve dışarıdan
Tayyip beye sövenlerin, 20 gündür 2500 Kürt gencini dağa kaçıran PKK aleyhinde
tek bi kelam etmemeleri,
Gezi’de kendi provokasyonlarıyla
öldürdükleri Berkin için manşetlerle, canlı yayınlarla Tayyip beyi ‘diktatör’
ilan edip, Abdullah Gül’ü göreve davet etmeleri bölgede PKK’ya yeniden misyon
yüklemelerindendi.
2 yıldır yapamadıklarını PKK’ya
yaptırmaktı esas amaçları.
Mit operasyonuyla yapamadıklarını,
Gezi saldırısıyla yapamadıklarını,
Dershane ayaklanmasıyla
yapamadıklarını,
17-25 Aralık’ta yapamadıklarını,
Montaj-dublaj kasetlerle
yapamadıklarını 30 Mart’ta gördüler.
Çözüm sürecini sabote edip, PKK
üzerinden Türk-Kürt kavgasını yeniden başlatabilirlerse hem Tayyip beyden
kurtulmuş, hem de vazgeçemedikleri Ortadoğunun kaynaklarına, trilyon
dolarlarına da kavuşmuş olacaklardı.
Yine hesabını yapamadıkları,
milletin Tayyip beye olan dua ve desteğiydi.
Sürecin başında, ‘2.istiklal
mücadelesi’ olarak adı konulan kavgada, milletimizin Tayyip beyi yalnız
bırakacağını zannediyorlarsa büyük bir yanılgı içerisindeler. Tayyip beyin yol
arkadaşları yollarını terk etseler de, Tayyip beyi yalnız bıraksalar da
milletimiz Tayyip bey misali dimdik Başbakanının yanındadır.
Bunu 30 Mart’ta gördük.
Tayyip beyin yol arkadaşı
olduklarını iddia eden, Partisinden Milletvekili, Belediye Başkanı seçilen, ama
sürecin başından itibaren kavgayı tribünden seyreden ya da masa altından
izleyenlere karşılık, milletimizin küresel planlara ve paralel kirli
ittifaklara olan öfkesini 30 Mart’ta sandıklara doldurması, Küresellerin ve
paralellerin Tayyip beyin yol arkadaşlarını korkuttuklarının ama milletimizi
korkutamadıklarının en net ispatıdır.
Milletimiz
30 Mart’ta büyük bir oyunu bozmuş ve büyük bir tezgahı dağıtmıştır. Böylece bu
topraklarda küresellerin 100 yıllık planları bozulmuş ve tezgahları da
dağıtılmış oldu.
Yeniden bu
topraklarda 100 yıllık planlar yapılıyor. Bu 100 yıllık yeni planda bölgenin
kaynakları, bölgenin evlatlarının kasalarında kalacak. Operasyon üzerine
operasyonlar yapsalar da, içimizden
seçtikleri paralellerle kirli ittifaklar kursalar da, PKK’yı yeniden durdurucu
güç olarak önümüze koysalar da, ‘Selamünaleyküm’ diyerek bölgenin kaynaklarını
sömüremeyecekler.
Bundan böyle 100 yıllık yeni planda
küresellerin verdiği selama, bu topraklarda ‘Aleykümselam’ diyen olmayacak.
Bor'un pazarı geçeli 12 yıl oldu.
Dünya para imparatorları
Rothschild’ler ve Rockefeller’in tetikçileri Cameron’lar, Merkel’ler, The
Times’ler, Der Spiegel’ler, CNN İNT’ler, BBC’ler istemese de,
Yerli Baronlar ve işbirlikçilerinin
kurdukları kirli ittifaklara inat,
2023’e geldiğimizde bu topraklarda
100 yıl sonra yeniden ‘Büyük Türkiye İmparatorluğu’ kurulmuş olacaktır.
Zira, son dört yıldır bu
toprakların evlatlarının çektiği sancının adı ‘Yeniden Büyük Türkiye’
sancısıdır.
Sancı büyük, doğum yakındır vesselam…