Translate

18 Kasım 2013 Pazartesi

--Sayın Fethullah Gülen Beyefendi’ye AÇIK rapor ve teklifler arzıdır.



Efendim bendeniz zat-ı alinizi 1975 yılından yani 18 yaşımdan beri bilir ve takip ederim. Cemaat mensubunuz sayılmam. Bendeniz tasavvufun Buharalı Muhammet Bahaeddin (ks) ekolüne mensubum.(Nakşi) Akıncılar’a mensup olup, Merhum ve inşallah mağfur Prof. Dr. Necmettin Erbakan Beyefendi’ye destek vermem ve sizin de İslam’a yönelik olarak zannettiğim hizmetlerinizden ötürü MUHABBETİMİZİ celbetmiştiniz. O tarihlerde siyasi tercihinizi klasik bir sağcı davranışı ile Sayın Süleyman Demirel’den yana yapışınızdan veya yeterince tecrübe kazanamamış olmanızdan ötürü OLSA GEREK, Sayın Erbakan’a yönelik ‘’ yüzüne tükürme’’ sözlerini de ihtiva eden eleştirinizi, şaşırmak ve meyus olmakla beraber herhalde MASLAHAT icabıdır diyerek sinemize çekmiştik. 1980 darbesinde arananlar listesinde idiniz. Arandığınıza dair fotoğrafınız, Akıncıların Genel Başkanlarından yoldaşım, arkadaşım bir şahsın fotoğrafı ile beraber aynı afişte yer alıyordu. Tam o sırada, hem de aranırken bir dilekçe ile resmen Diyanet İşleri Başkanlığı’na, İzmir’de fahri VAİZ olmak talebiniz ile müracaat ettiniz. Diyanet İşleri Başkanlığı Türkiye’nin tüm istihbarat birimlerinden bu talebiniz hakkında görüş istedi. İlginç, tüm istihbarat birimlerinden aradıkları şahsın vaizliği için UYGUNDUR cevabı verildi. Sizde sızıntı dergisinin ekim 1980 ayı nüshasının BAŞYAZISINDA, 12 eylül darbesini yapanlara bu hizmeti yapmış olmalarından ötürü ÖVGÜ dolu bir yazı neşrettiniz. Tabii bizler o zamanlar ne olup bittiğini anlayabilecek kadar aydınlanamamıştık. Tıpkı bugün sizin cemaatinizin mensubu olduklarını zanneden sevgili masum GENÇLER GİBİ. Zat-ı alinizin 32 yıl sonra 2012 yılında, 12 eylül darbecilerini nerede ise ‘’ lanetleyen ‘’ bir üslup ile eleştirmeniz bizi yine şaşırttı ve bizler halen yeterince aydınlanamamış olduğumuzu yine idrak ettik. Sayın ŞEHİT Turgut Özal ağabeyimizin, İş Adamlarından BİZZAT maddi yardım toplayarak çalışmalarınıza nasıl destek verdiğine BİZZAT şahit olduk. Dünyanın özellikle geri bıraktırılmış ülkelerinde okullar açarak, o ülkelerin yönetici takımlarının ÇOCUKLARI vasıtası ile gelecek için Türkiye’ye sevgi besleyen KÖPRÜBAŞLARI oluşturmak ile GÖREVLENDİRİLDİĞİNİZİ anladık. Türkiye yönetimleri, organize ettikleri ve imkan tanıdıkları iş adamlarından size destekler sağlamak stratejisini sürdürmeğe devam ederken, Cemaatinizin mensupları olarak kendilerini niteleyen bazı gurupların, ekonomik hayatta TEKEL teşkiline yönelik GESTAPO benzeri tavırlar içine girmeleri, Türkiye’nin birçok müteşebbis iş adamlarını bunaltıyor olmaları, herhalde tarafınızca kontrol altına alınması gereken bir durum olmalı. Uluslar arası bu görevin küresel çete NEOCONLARIN tamamen insiyatifi dışında devam ettirilmesinin zorluğu ve neconların Vatikan vasıtası ile tüm hristiyanları Müslümanlara saldırtan bir uygulamayı başlatmalarını engellemek, en azından yavaşlatılmasını temin etmek için, zat-ı alinizin çok yanlış bir söylem olarak ‘’ dinler arası diyalog ‘’ projesi kapsamında Vatikan ile temasa geçmek üzere GÖREVLENDİRİLDİ ĞİNİZİ elbette halkımızın tümünün anlayabilmesini beklememek gerekir. Gerçi Türkiye’nin Başbakanı’nın bu diyalog adını ‘’ medeniyetler arası diyalog ‘’ söylemine evirmiş olmaları bizi bir nebze ferahlattı ama, ‘’ dinler arası diyalog ‘’ söyleminin özellikle CEMAATİNİZİN mensupları vasıtası ile sebep olduğu yıkımın tamiri için olağanüstü gayret gerekecek. Ne demek istiyorum ! Siz LA İLAHE İLLALLAH ile yetinilemeyeceğini MUHAMMEDEN (SAV) RESULULLAH demeden mümin olunamayacağını ifade buyururken, cemaat mensuplarınızın bir kısmı cennete gitmek için Hz. Muhammet’i(sav) peygamber kabul etmenin gerekmediği şeklinde söylemlerde bulunuyorlar. Hatta bizzat şahitim ki, mahallemizin okulunda önceleri müdürlük yapan, Ankara Çankaya’da merkezi olan misyoner dernek ile ortak olarak bizim orta halli mahallemizdeki öğrenciler üzerinde çalışan ve CEMAATİNİZİN mensubu olarak bilinen bir okul müdürü, Milli Eğitimin kutlu doğum haftasında peygamberimizin anılmasına yönelik GENELGESİNE rağmen, şimdiki okul müdürümüzü bu etkinliği ifa etmekten vazgeçirmeyi başardı ! 1995 yılında Merhum ve inşallah mağfur Sayın Erbakan başkanlığında kurulan hükümet için ‘’ bu hükümetten kurtulmak lazım ‘’ şeklindeki beyanınız bizi şaşırmağa ve meyus kılmağa devam ederken. 28 şubat iktidarını oluşturan ‘’solcu’’ merhum Ecevit ile cemaat mensuplarınızın bazılarının DSP nin sandık müşahitliğini de yapacak kadar dayanışma içine girmenizi yine MASLAHAT gereğidir diyerek yorumladık. 28 şubat iktidarı döneminde emniyet teşkilatı başta olmak üzere tüm kamu kurumlarındaki Tarikatlı, dindar, milliyetçi daha doğrusu sizin cemaatinizin ağabeyleri ile organik ilişkisi olmayan insanları, cemaatinizin mensupları ZANNEDİLEN şahıslar, batı çalışma gurubu adı verilen o alçak ucube GESTAPO örgütüne üstelik FETHULLAHÇI diye gammazlayıp ispiyon ettiler. Bizde Cemaatiniz ile 28 şubat iktidarı arasında karşılıklı FAYDAYA dayalı bir alışveriş, bir MASLAHATTIR diyerek sineye çektik. Gerçi bu MASLAHAT sonunda sizi Pensilvanya da yaşamak ZORUNDA kalacağınız noktaya götürdü. Daha sonra cemaatinizin 28 şubat davranışlarına ve ergeneocon ( ERGENEKON) CUNTACILIĞINA karşı Sayın Recep Tayyip Erdoğan Beyefendi’nin KEFEN giyerek verdikleri mücadeleye destek vermesi bizi mesrur ederken, bu defa Sayın Başbakan’dan MİLLETVEKİLİ listelerinde cemaatinizin 81 adet milletvekili talebinin Başbakan tarafından REDDEDİLİŞİNE kızan bazı sempatizanlarınızın, Sayın Başbakan’a nasıl da düşman kesildiklerini gözlemlerken, ALIŞ- VERİŞİN cemaatiniz tarafından gerçekten çok mahirce uygulanışına doğrusu hayretle şahit olduk. Hal bu ki zat-ı aliniz hizmet karşılığında sizlerin, cemaatinizin hiç kimseden asla bir karşılık beklemediğinizi HAYKIRIYORDUNUZ. O zaman cemaatiniz içinde, size RAĞMEN davranan belki de Tutsak olduğunuz ABD nin NEOCONLARI ile direk temasta olan, aynen ergeneocon ( Ergenekon ) gibi bir çeteleşme cemaatinizi kontrol ediyor mudur!? Gerçi bu doğal olabilir. Yine 28 şubatta mağdur edilen Milli görüş camiasının içinden de, daha sonra 28 şubatçı ergeneocon çetesinin tutuklanan mensuplarını savunan bazı AĞA-BEYLER çıkmıştı. Merhum ve inşallah mağfur Süleyman Hilmi Tunahan Hazretlerinin (ks) kızından torunu Sayın Ahmet Denizolgun isimli, Sayın Erbakan’ın Bakan yaptığı, ABD nde yetişmiş,2 8 şubatta sayın erbakan’ı HEMEN terk eden ( herhalde MASLAHAT icabıdır) şahsa maalesef yöneticiliği devredilen, Süleyman cı olarak bilinen cemaatin bazı mensupları da, Antalya’da Başörtüsü düşmanlığı ile tanınan üniversite rektörünü, belediye meclis üyeliği PAZARLIKLARI ile destekleyerek CHP den belediye başkanı yapmışlardı. Herhalde bu Muaviye tarzı alış veriş stratejileri cemaatçilikten RANT devşiren tüm şahısların ortak karakterleri olsa GEREK. Peygamberimizin (sav) aziz SAHABELERİNİN sanki zamanımızdaki izdüşümleri MAVİ MARMARA şehitlerinin, Hz. Ali (kvra) fetalığına eş fetalık örneği sergileyerek, canlarını kardeşleri Müslümanlara ikram edişleri karşısındaki, hiçte gerekmediği halde bu davranışın yanlış olduğuna dair verdiğiniz demeci , ABD de yürüttüğünüz görevin selameti için, tutsaklığınızın zorunlu sonucu olarak, içiniz kan ağlayarak fedakarca yaptığınız bir hareket olduğu telakkisi ile yine sineye çektik. Küresel cinayet şebekelerina karşı dünyada verilen adalet mücadelesinin fiilen önderliğini yapan Türkiye’nin başbakanına karşı , tam da mücadelenin en kızıştığı zamanda Milli İstihbarat Müsteşarımız üzerinden uygulanmak istenen operasyonun, CEMiAATİNİZ içinde yuvalanmış ergeneoconik yapının mensuplarınca ifa edilmesi, olağanüstü mahkemelerin lağvedilerek onların yerlerine bölge mahkemelerinin kurulmalarını mecbur kıldı. Cemaatiniz içinde yuvalanmış olan çetenin devlet kadrolarını ele geçirmek için sizin isminiz altında kamuda yaptıkları KIYIM ayyuka çıktı. Her cenahtan nefret topluyorlar. Düşmanlık ekiyorlar.

Cemaatinize mensup olduklarını beyan eden BAZI şahısların, MİT müsteşarımız sayın Hakan Fidan’a, CİA, MOSSAD , Bazı gezi parkı canileri ve Bazı güya gazeteciler ile BİRLİKTE düşmanlık etmekte birleşiyor olmalarını bizzat sizin vuzuha kavuşturmanız gerekiyor. Tüm cemaatlere İTTİHAT çağrısı yaptığınız konuşmanız her şeye rağmen bendenizi mesrur etti. Ama şimdi ortada koskoca bir soru var. Nerede , ne için, nasıl ittihat. Lütfen dikkat ediniz bir Nakşi olarak ifade ediyorum. Bu ittihat devletin kadrolarını ELE GEÇİRMEK, Kamu ihalelerini paylaşmak ve bunun gibi sebepler ile cemaatlerin içine çöreklenmiş Rantiye münafıkların arasında bir ittihada dönüşmesin. Sirk soytarısı misali tarikat şeyhi iddiası ile ( haşa mürşitlerden )ortalığı kirleten sahtekar tiplerin varlığının, insiyatifin dervişlerin elinden çıkmasına sebep olmaması gerektiği gibi, buna mani olunmasının HAYATİ bir önem taşıdığı gerçeği sizin cemaatiniz için de geçerlidir. Keyfiyeti yüksek murakabelerinize saygı ile arz ederim.

Murat Bahadır Akkoyunlu Akıncı Mümin Türk

Hiç yorum yok: