Translate

1 Kasım 2013 Cuma

DARAĞACINDAN MECLİS’E…


‘Egemenlik kayıtsız ve şartsız Milletindi’ ama milletin başındaki örtüsü Milletin Meclisine giremedi 79 yıl boyunca.  Bu egemenlik hakkı hep elinden alınmak istendi…
Yapılan devrimlerin hep bu milletin egemenlik haklarını ellerinden alınmak için yapıldığını, yine bu milletin insanlarına yapılan zulümlerinden görmekteyiz. Güya devrim adına Türk kadınına 1934’te lutfettikleri  'seçme ve seçilme' hakkını 79 yıl boyunca kullandırmadılar. Yani Türk kadını daha da özgürleşmek adına 1934’te aldığı ‘seçme’ hakkının ardından ‘seçilme’ hakkını  ancak 2013’te alabildi. Ya da  başı örtülü Türk kadını 1934’te aldığı ‘seçme’ hakkından sonra,  ‘seçilme’ hakkına ancak 2013’te ulaşmış oldu. Yani Türk kadını arasında ‘eşitlik’ ancak 79 yıl sonra gerçekleşmiş oldu.
Tabi bu güne gelirken çok çileler çekildi, çok göz yaşları döküldü, çok canlar yandı bu topraklarda…
Geriye dönüp baktığımızda, Nene Hatunları, Kara Fatmaları ve Şalcı Bacıları görürüz.
1925 yılında çıkardıkları; ‘Erekekler şapka giymek, kadınlar başlarını açmak zorundadır’ kanununun kararttığı o günlerde, Erzurum’lu Şalcı Bacı’yı başındaki örtüsünden dolayı idam ederek korkuttukları Anadolu insanını susturup, konuşamaz hale getirerek devrimlerini gerçekleştirdiler. Susmayıp konuşanları da ‘istiklal mahkemelerinde’ yargısız infaz ederek yol almaya çalıştılar. Devrimlerle kurdukları rejim, İskilipli Atıf’ların, Şalcı Bacı’ların kanları üzerine kurulmuştur. 1950’ye kadar Tek Parti diktatörlüğü yaşandı bu topraklarda, ama tarih kitaplarında diktatörler ‘kahraman’ olarak takdim edildi.




Yine geriye dönüp baktığımızda, 1960’lar dan Hatice Babacan’ları, 1970’lerden Şule Yüksel Şenler’leri hatırladık.
Sonra 1980’leri, 1990’ları hatırlıyoruz. Sivas Cumhuriyet Üniversitesi mezuniyet töreninde okul birincisi öğrenciye ‘başı örtülü’ olduğu gerekçesiyle diplomasının verilmediğine şahit olduk.
                       

                      


1999 yılında, bu milletin oyları ile ‘Milletin Vekili’ olan Merve Kavakçı Hanımefendinin başındaki örtüsünden dolayı Milletin Meclisinden kovulmasını, akabinde yine başındaki örtüsü vesilesiyle ‘Türk vatandaşlığından’ çıkarıldığını gördük.



80 yılda binlerce, on binlerce, milyonlarca acı dolu hikayeye şahit olduk…
Ve yıllarca dökülen göz yaşları ve çekilen çilelerin ardından bu gün…
31 Ekim 2013 tarihini yazın tarihin en güzel sayfalarına.
Bu günü kazıyın belleklerinize.
Bu gün tarih yeniden yazıldı...
Bundan sonraki nesillere anlatacağımız, aktaracağımız gün bu gündür.
Bu gün;
79 yıl boyunca, 'seçme' hakkı kullandırılıp, 'seçilme' hakkı kullandırılmayan, adına 'kamusal alan' dedikleri bu Milletin Meclisinden kovulanların, başındaki örtüsünden dolayı horlananların, yıllarca döktükleri göz yaşıyla, sabırla edilen duaların kabul edildiği gündür...
İkna odalarında varoluş hakikatleri yerine gelecek hikayeleri ile ikna etmeye çalışanlar,
İkna olmayanları 'Arabistan'a gönderenler,
Onları 'yarasaya' benzetenler,
Yetmezmiş gibi 'haddini' bildirenler,
Bu gün bakın ve görün, başörtülüler Arabistan'a gittiler ve dönüşte Milletin Meclisine geldiler.
Yarasa diyerek haddini bildirenler de tarihin zifiri karanlığında yok oldular gittiler…
Çekilen çilelerden sonra, ödenen bedellerden sonra;
Günümüzün Şalcı Bacı’larını, Nene Hatun’larını, Kara Fatma’larını, Hatice Babacan’larını, Şule Yüksel Şenler’lerini, Merve Kavakçı’larını tebrik ediyorum. Bu gün Milletin Meclisine başörtüsünün girmesi bu hanımefendilerin o gün eğilmeden, bükülmeden ortaya koydukları mücadeleler, çaba ve gayretlerle olmuştur.



Başörtüsünü bu Milletin Meclisinde görebilmemize vesile olanlara selam olsun,  Rabbımıza da sayısız Hamd ve sınırsız Şükr olsun vesselam...



01 Kasım 2013
mus@bhy

Hiç yorum yok: