"Efendim, Müjdecim,
Kurtarıcım, Peygamberim!
Sana uymayan ölçü, hayat
olsa teperim…" nfk
Kur’an-a
uymayan, Sünnete uymayan, tepilesi bi hayatı yaşamadan öte, bu sefil hayatın
yaşanacağı cesaretini gösteren Müslümanlar…
Kur’an-î
bir hayatı yaşamanın güçlüğü bir yana, bir müslümana Kur’an-î hayatı
anlatmanın, Müslümana İslamı anlatmanın güçlüğünü yaşıyoruz. Bir yandan,
Allah’ı ve Resulünü çok sevdiği iddiasında bulunup, Allah ve Resulünden
korktuğundan dem vurup, öte yandan iddiasının arkasında duramayıp, her türlü
haysiyetsizliği, ölçüsüzlüğü, nefsi arzuları öne çıkararak, bir var oluş
garantisi sağlama çabasıyla hayatını bi ölçüsüzlüğe doğru sürüklemenin gayreti
içerisinde olamaz Müslüman… Dünya hayatındaki makamlarını ve mevkilerini
yitirmekten korktukları için, bu korkularını kalplerindeki Allah korkusunu
bastıracak kadar büyüttükleri için sefil bi hayatı yaşayamaz Müslüman...
Bizler,
insan olmanın, Müslüman doğmanın, Müslüman kalabilmenin ve Rabbının huzuruna
Müslüman olarak varabilmenin hesabını yapabilmenin gayretiyle, nefsi
arzularımızı, apaçık indirilmiş Kur’an-a göre ölçülendiren olmalıyız. Kişisel
nazariyelerle, nefsimizin arzularına göre taktikler geliştirip, kendimize göre
ruhsatlar çıkararak düzenleyemeyiz hayatımızı.
Kur’an-ı
Kerim deki emir ve yasakları görmezden gelmek, namazsız, oruçsuz, zekatsız bi
hayatın yaşanması, aptallığın da üzerinde bir cüretkârlık sayılmazmı? Ortalama
60-70 yıllık yaşanacak sefil bi hayat için, Ahiret hayatının hesabını
yapamayanlar, aptallığında üzerinde bir yok oluşun ifadesi değilmidir?
Sizlere
açık bi teklif, hazır fırsat gelmişken; Ayların efendisi, Rahmet, Bereket ve Affedilme
ayı, Ramazan-ı Şerifi fırsata çevirerek, Rabbımıza olan sevgimizi ve korkumuzu,
Resulüne olan sevdamızı, Ramazan ayına hapsetme anlayışından kurtararak “bu
sefil hayatımızı Ramazanlaştırmanın” gayreti içinde olmalıyız. Ölçülerimizi
değiştirelim, hayatımızın ölçüsü, kurtarıcısı, Kur’an-î ve Peygamberî bi hayat
olmalı. Üstadın ifadesiyle, Kur’an-a uymayan ölçüleri, ölçüsüzlük kabul edip
nasıl reddetmişse, Peygambere uymayan ölçüleri, ölçüsüzlük kabul edip nasıl
terk etmişse, bizlerde, çıkmış olduğumuz bu ramazan yolculuğunda, hayatımızı
tüm dünyevi ölçüsüzlüklerden arındırıp, bu rezil hayatı tepip, bu sefilliği
terk edip, hayatımızı, ömrümüzü Ramazanlaştırmanın şerefini yaşamalıyız.
Ramazan
yolculuğu kutlu bir yolculuktur. Bir ay boyunca, hem bedenimizin hemde
irademizin mükemmel bir kulluk için test edileceği; Mazeretlerimizi,
gerekçelerimizi kendi ellerimizle imha edeceğimiz bi mübarek zaman
dilimindeyiz. Ramazan ayı boyunca öne çıkardığımız, namazlarımızı,
oruçlarımızı, sahurumuzu, iftarımızı, takvamızı, diğer aylarda da öne
çıkarmamız gerektiği şuurunda olacağımız bi eğitim ayı olarak görmeliyiz. Bu ay
da bize lazım olacak kulluk, diğer aylarda da bizim vazgeçilmezlerimizden
olacağı eğitimi aldığımız bi mübarek aydır. Kulluk imtihanı sadece bir ay için
değil, bir ömür içindir. Sabrımız, Şükrümüz ve amellerimiz kesintisiz ve
istikrarlı olmalıdır. Amellerin sadece bir ay için olanı değil, devamlı olanı
hayırlıdır.
Ömrümüzün,
tüm günleri Ramazan günleri gibi olmalı;
Tüm geceleri, Ramazan geceleri gibi
olmalı;
Kur’an-la irtibatımız, ömrümüzün tüm zamanlarında, Ramazandaki gibi
olmalı;
Dua ve zikirlerimizdeki samimiyet bi ömür devam etmeli;
Ramazan da
malını, lokmasını, vaktini bölüşenler, Şevval de de bölüşmeyi, aynı
ölçüleri devam ettirmelidir;
Yolculuğun
sonunda, mağfiret olmanın, affedilmenin bayramıyla birlikte, yeniden Ramazan
öncesine dönmemeliyiz. Bayram, oruçtan kurtulduğumuz için değil, mağfirete
erdiğimizedir.
Az
yiyip, az uyuyup, çok amel edelim,
Hayatımızı
Ramazanlaştıranlardan olalım.
Ölçü
bu,
Hayat
bu,
Ölçüsüzlükle
Kendinden geçip, Kur’anî ölçüyle kendine gelme bu,
Namazlarımız
daim olsun,
Oruçlarımız
daim olsun,
Kulluğumuz
daim olsun,
Sabrımız,
Şükrümüz, Amellerimiz daim olsun,
Duamız,
Zikrimiz, Niyazımız daim olsun,
Allah
bizimle olsun…
02 Ramazan 1434
mus@bhy
02 Ramazan 1434
mus@bhy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder