Dünyayı sömüren Küresel haydutlar için para her şeydir.
Yeryüzü insanlığı,
özellikle Coğrafyamızın evlatları onlar için köledir.
Bu toprakların
evlatlarının kanları üzerine, göz yaşları üzerine küresel sömürü tezgahları
kurmak adına büyük Cihan imparatorluğunu yıktılar, tezgahlarının devamı için
Coğrafyamızı parçaladılar.
Bu toprakları
aralarında bölüşmek, bu topraklara cetvellerle haritalar çizmek, Coğrafyamızı dizayn etmek için dünya savaşları yaptılar.
Küresel haydutlar,
kan ve silah baronları saltanatlarını sürdürebilmek adına 1908'de Abdulahmit
Hamit Han'ın hâl edilmesinden bu güne 100 yıl bu topraklardan hiç gitmediler.
Bu milletin sağında
duranları sağcı, solunda duranları solcu yaptılar,
Bu milletin
sünnisine, aleviyi düşman bellettiler.
100 yıl boyunca Türkü,
Kürde düşman ettiler, birbirine vurdurdular.
Şunun altı net bir
şekilde çizilmeli; Bu toprakların kaynaklarına, bu miletin kasasına göz dikmiş
Siyonist ve de Küresel haydutlar bu toprakların da bu toprakların evlatlarının
da düşmanıdır.
Bu milletin dininin,
bu milletin imanının, bu milletin ezanının, bu milletin bayrağının, bu milletin
kardeşliğinin en büyük düşmanı Küresel haydutlardır.
PKK'nın 1983'ten
itibaren bu toprakların Güneydoğusuna bekçi olarak dikilmesinin sebebi,
Kürtlere istenen özgürlük hiç olmadı.
Ne PKK'nın, ne de
arkasında olan Küresel haydutların Kürtlerin özgürlüğünü savunmak gibi bi
dertleri, kürtlere toprak vermek gibi bi arzuları hiç olmadı.
Küresel haydutlar
için PKK'nın tek görevi, bu toprakların evlatlarını birbirine vuruşturmak
akabinde Ortadoğuya indirmemek için içimizden devşirdikleri işbirlikçileri ile
kurdukları kirli ittifaklarla Coğrafyamızın evlatlarına diz çöktürmekti.
100 yıl boyunca
istediklerini aldılar.
Millet olarak biz
bir birimizi öldürürken, Küresel haydutlar hem kasalarımızı boşalttılar, hem de
Coğrafyamızın kaynaklarını kasalarına doldurdular.
Milletimiz
sağcı-solcu olarak,
Alevi-Sünni
kavgalarıyla,
Türk-Kürt bir birini
kurşunlarken Küreseller de Coğrafyanın birbirini öldüren evlatları şerefine
kadehlerini kaldırdılar.
100 yıldır
Coğrafyamızda kurulu sömürü tezgahı sağcı-solcu, alevi-sünni, Türk-Kürt
maskeleriyle maskelendi.
Son 30 yılda PKK
maskesinin ardında yine Küresel ve Siyonist haydutlar vardı.
Son olarak
Fetullahçı Terör örgütü maskesinin arkasına saklanarak bu toprakların
evlatlarına diz çöktürebilmenin çabasında oldular.
Hem sağcı-solcu
tezgahının,
Hem alevi-sünni
kavgalarının,
Hem 100 yıllık
Türk-Kürt kavgasının,
Hem PKK’nın ve hem
de FETÖ’nün arkalarında ve içlerinde hep Siyonist ve de Küresel haydutlar vardı.
Son 40-50 yıldır bu
tezgahın akıl hocası Siyonist Graham Fuller'di…
30 yıl Apo'lu PKK
maskesinin arkasına saklanan Graham Fuller, 16 Şubat 1999'da Apo’yu teslim
edip, 19 Mart 1999’da yeni misyon yükledikleri, diz çöktürme görevi verdikleri
Fetullah Gülen'i teslim alan Siyonist - Küresel hayduttur.
İlk defa deşifre
oldular, yenilmeye başladılar.
100 yıl da türlü
masklerle kendilerini maskeleyen Küreseller, Erdoğan eliyle indirilen
maskelerin arkasını millet olarak ilk defa gördükten sonra ilk defa 30 Mart ve
10 Ağustos’ta yenilmeye başladılar. Kaybetmenin telaşıyla geçmişte birbirine
düşman edilmiş tüm işbirlikçileri aynı sofraya oturttular.
Paralarını,
güçlerini, medyalarını birleştirip 10 Ağustos’ta sahaya indiler.
10 Ağustos’ta
sokakta bir birbirine selam vermeyen ideolojileri Küresel proje Ekmeleddin
İhsanoğlu’na oy vermeye mecbur ettiler.
10 Ağustos’ta
umdukları neticeye ulaşamayan Küresel haydutlar, HDP’nin Demirtaş’ını
Washington üzerinden Kanada’ya davet ettiler. Demirtaş’ı, Kanada’da Graham
Fuller’e 4 gün - 4 gece misafir ettiler. Dönüşünden itibaren Kürtlerin yeni
lideri olarak ilan ettikleri Demirtaş’ı Kobani ayaklanması bahanesiyle sahaya
indirdiler. 6-7-8 Ekim olaylarıyla 54 Kürt evladını öldürdüler, Fuller’ler de
kadehini ölen Kürtlerin şerefine kaldırdılar.
7 Haziran öncesinde
tüm stratejilerini Demirtaş’a barajı geçirmek, bu vesileyle Erdoğan’ı durdurmak
üzerine inşa ettiler. Aydın Doğan, Fetullah Gülen, PKK’yı aynı yatağa soktular.
Fetullah’çı
P.İ.Ç’ler “HDP’yi tek çare” olarak görürken,
Aydın Doğan’da
“HDP’ye ver kurtul…” manşetleri atıyordu.
Sazlı-sözlü canlı
yayınlarla Demirtaş’a barajı geçirmeyi becerip, zafer selfieleriyle, yalılarında
patlatılan şampanyalarla kutlamalar yaptılar.
7 Haziran’da
istedikleri neticeyi kısmen alsalar da çok istedikleri AK Parti – CHP
koalisyonunu kurduramadılar.
Planları Erdoğan
tarafından başlarına geçince PKK maskesiyle yeniden saldırıya geçtiler..
PKK maskesinin
arkasına saklanarak Alman’ın BND’siyle, ABD’nin CIA’sıyla, Londra’nın MI5’yle
saldırdılar. Asker – Polis, masum vatandaş 120 vatan evladını kalleşçe
öldürdüler. Cizre’de iç savaş provası yaptılar. Tüm attıkları taşlar
kendilerine döndükçe, Devletin gücü Kandil’e bomba olup yağdıkça çıldırdılar.
Ekonomik, mühimmat ve lojistik kaynakları imha edildikçe kudurdular. Aydın
Doğan ve Paralel medya kudurdukça deşifre oldular.
Terör ve teröriste
destek veren işbirlikçileri, Doğan ve Paralel medya yerli ve milli olduklarını
ispat edebilme kuyruğuna girdiler. İçerden oyunu bozulan, planı başlarına
geçen, tezgahları dağıtılan Küresel haydutlar, PKK’nın attığı her kurşundan
Erdoğan’ı sorumlu tuttular.
Alman BND’si
Suruç’ta bomba patlattı, hep bir ağızdan; “Erdoğan patlattı…” dediler,
PKK, uykusunda iki polisi
kalleşçe şehit etti, koro halinde; “Polislerin katili Erdoğan’dır…” dediler,
PKK, kahpece
Asker-Polis şehit etti; “Katil Erdoğan…” diyerek bağırdılar,
PKK, Kürt
evlatlarını haince öldürdü, “Sorumlusu Erdoğan… “dediler,
Alman BND ajanı
Kandil’de TSK’nın operasyonlarında öldürüldü, Alman Baba; “Çocuğumu Erdoğan
öldürdü…” iftirasını attı…
Hiç dikkatinizi
çekti mi bilmiyorum?
Erdoğan 2003 yılının
Mart ayında Başbakan oldu, Erdoğan’dan önce de bu topraklarda PKK vardı, yıllarca
PKK terörüyle ocaklar söndü, yürekler yandı. Lakin Erdoğan’dan önceki 30 yıl da
PKK terörüyle mücadele ettiğini Devletin başındaki siyasiler için 30 yıllık
zaman diliminin hiçbir anında ‘katil’ manşetleri atılmadı, Kandil bombalandığı
için Devletin başına sövülmedi.
Niye Kandil bombalandıkça
Erdoğan’a sövüyorlar?..
Erdoğan’a sövdükçe
mutlu olanlar biliniz ki!
Biz biliyoruz, siz
de bilin!
Geçmişte eski
Türkiye’ciler PKK’ya operasyonlar yapıldığını söylüyorlardı, lakin sadece
söylenirdi.
Diyarbakır’dan
kalkan uçaklar henüz kalkmadan hem Graham Fuller’e hem de Kandil’e operasyon
bilgisi gittikten sonra kalkan uçaklar da bölgeyi turlayıp dönerlerdi. Böylece
hem PKK ekonomik, lojistik, mühimmat ve terörist zayiatı vermemiş olur, hem de
milletimiz PKK’ya operasyon yapıldığını zannederdi.
Şimdi Yeni
Türkiye’de Kandil vurulduktan sonra hem Graham Fuller’in hem de Kandil’in
haberi oluyor… Erdoğan’a sövülmesine sebep budur.
Onun için pijamalı
Aydın Doğan Erdoğan’a kafa tutuyor.
Onun için Kürtlerden
nefret eden Paralel P.İ.Ç’ler, Cizre’den iç savaş provasını destekliyor.
Onun için
Demirtaş’ın saz ve silah arkadaşları “ateşkese hazırız!...” diye bağırıyor.
Buradan bu
toprakların Türk ve Kürt evlatlarına çağrımdır;
Biliniz ki;
Siyonist ve de
Küresel haydutlar Türk’ten de Kürt’ten de nefret eder!
Graham Fuller, Türk’ten
de, Kürt’ten de nefret eder!
Fetullah Gülen,
Kürtlerden nefret eder!
Fetullah’çı Terör
Örgütü üyesi Paralel P.İ.Ç’ler, Kürtlerden nefret eder!
Aydın Doğan, Kürtlerden
nefret eder!
PKK, Türklerin de
Kürtlerin de katilidir!
Selahattin Demirtaş
ve partisi HDP, Siyonist ve Küresel bir projedir!
Bu topraklarda Siyonistlerin
ve Küresellerin, Graham Füller’lerin, Fetullah Gülen’lerin, Aydın Doğan’ların,
Demirtaş’ların ve saz-silah arkadaşlarının 100 yıldır oynadıkları büyük Siyonist
ve Küresel oyunu bu toprakların evlatları bozacaktır.
1 Kasım’da sandık başına 100 yıllık oyunu
bozmak için koşmalıyız.
Millet olarak 100
yıldır çektiğimiz çileleri, döktüğümüz göz yaşlarımızı 1 Kasım’da sandıklara
doldurmalıyız!
Yoksa, Küresel
haydutların, Graham Fuller’in, Fetullah Gülen’in, Aydın Doğan’ın, Demritaş’ın
saz ve silah arkadaşlarının gül hatırı için sadece Erdoğan düşmanlığıyla sandık
başına gidersek kaybeden biz olacağız.
Siyonist ve de
Küresel haydutlar yine kazanır, bu toprakların Türk ve Kürt evlatları olarak
yine kaybedersek gelecek bi 100 yıl daha diz çökmeye, çile çekmeye, göz yaşı
dökmeye devam ederiz.
Son viraj 1 Kasım.
Bu toprakların
evlatları 1 Kasım’da ya yeniden ağa
kalkıp, 2023’e selametle yürüyecek,
Ya da millet olarak biz diz çökmeye, Graham Fuller de saltanatına devam edecek!...
5 Ekim 2015
mus@bhy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder