29 Ocak 2009 tarihinde
İsviçre'nin Davos'unda dünyanın baş belası Siyonist İsrail'in Siyonist
Cumhurbaşkanı Şimon Perez'in şahsında, dünyanın tüm Küresel ve Siyonist
haydutlarının suratına çekilen 'One Minute' restiyle başladı her şey.
2010 referandumuyla
kırılan küresel şifreler, bozulan küresel planlar, dağıtılan küresel tezgahlar.
Erdoğan'ın kefenini
giyerek başlattığı çözüm süreciyle 100 yıllık Türk - Kürt kavgasının
bitirilecek olması,
100 yıllık aradan
sonra bu topraklarda yeniden Büyük Türkiye'nin temelleri atılarak 2023'e
yürümesi,
Dünyaya ve insanlığına
ilan edilecek Yeni Türkiye'nin durdurulma projeleri küresel sofraların tek
gündem maddesiydi.
29 Ocak 2009'dan
itibaren tüm güçlerini, tüm paralarını, tüm medyalarını birleştirip saldırıya
geçtiler.
2011 Kasım'ın da
Erdoğan'ın ofisine konulan böcekler,
2012 Şubat'ın da Mit'e
yapılan küresel operasyonlar,
2013 Haziran'ın da
Küresel Gezi saldırısı,
17-25 Aralık darbe
teşebbüsleri,
2014 Ocak'ın da Mit'in
yardım tırlarında silah aranması,
2014 Mart'ı öncesinde
montaj kasetlerle diz çöktürme operasyonları,
2014 Ağustos'unda
ekmek için Ekmeleddin projesi,
2014 Eylül'ün de
Demirtaş'ın, Kanada'da Siyonist Graham Fuller'in sofrasında 4 gün ağırlanması,
2015 Haziran'ın da
kurulan 'Barış için HDP' tezgahı,
5 Haziran 2015'te
HDP'yi barajın üzerine çıkarmak için patlatılan bombalar,
2015 Temmuz'un da
Suruç'ta patlatılan bomba,
Akabinde kurulan kirli
ittifaklar, kalleşçe sıkılan kurşunlar, döşenen mayınlar, kurulan tuzaklar,
haince atılan manşetler…
Son olarak Ankara'nın
Gar'ın da patlatılan bombalarla dökülen kanlar, verilen canlar...
7 Haziran öncesinde
‘tek çare HDP’ manşetleri atanlar, seçimden iki gün öncesi baraj sıkıntısı
yaşayan HDP’nin Diyarbakır mitinginde patlattıkları bombayla HDP’ye barajı
geçirenler, seçim ertesi ‘iyi salladık…’ diyerek tebrikleşenler,
Ankara Gar’ında ‘bu
meydan kanlı meydan’ sloganlarıyla patlattıkları bombayla 1 Kasım’a giden
Türkiye’yi yolundan döndürmek, 2023’e yürüyen Yeni Türkiye’nin önünü kesmek, bu vesileyle Erdoğan’ı hedefin
ortasına oturtmak için yeniden saldırıya geçtiler.
Patlamanın hemen
ardından attıkları ‘katil Erdoğan, Erdoğan hesap verecek…’ sloganlarıyla, bu
toprakların evlatlarını kuşatma altına aldılar.
Erdoğan katil miş!
Erdoğan mı, sırtını YPG’ye,
HPG’ye, PYD’ye, PKK’ya yasladı ki, katil oldu?
Erdoğan mı, aracında
PKK teröristlerine silah ve mühimmat götürürken yakalandı?
Erdoğan mı, ‘PKK sizi
tükrüğüyle boğar…’ dedi?
Erdoğan mı, PKK’nın
tuzaklarında, döşediği mayınlarda, patlattığı bombalarda PKK’yı haklı gördü?
Erdoğan diktatör müş!
Erdoğan mı, milletin
oylarıyla seçilmiş milletvekillerine yemin ettirmedi, yemin etmek isteyen
Milletin vekilini meclisten kovdu, yetmedi O Vekili vatandaşlıktan çıkardı?
Erdoğan mı, 7/24
televizyonlarından ve gazetelerinden manşetlerle sülalesine sövenlere hayat
hakkı tanımadı?
Erdoğan mı, bu
toprakların evlatlarını 100 yıl küresellerin önünde diz çöktürdü?
Erdoğan mı, bu
milletin evlatlarını sağcı-solcu yaptı?
Erdoğan mı, 100 yıl
Türk ve Kürdü birbirine düşman etti?
Erdoğan hırsız mış!
Erdoğan mı, 1933-2003 yılları arasında bu milletin alınterini borç faizi
oyunuyla 70 yılda 2.2 trilyon dolar küresellerin kasalarına doldurdu?
Erdoğan mı, 22 bankayı batırdı?
Erdoğan mı, bu milleti IMF kapılarında dilencilik yaptırdı?
Erdoğan mı, enflasyonu fırlattı?
Erdoğan mı, bu milleti 70 sente muhtaç etti?
Lozan’da vatanı
satanları, Musul’u, Kerkük’ü küresellere bırakanları ‘Ebedi Şef,Milli Şef’ diye
okutanlara,
Ümmetin başı Hilafeti
kaldıranlara,
Bir gecede
milletimizin dilini değiştirenlere, hafızasını silenlere,
Ezanın dilini
değiştirip, Kur’an eğitimini yasaklayanlara,
1950 yılına kadar bu
milletin evlatlarına karanlık bir hayat yaşatanlara,
100 yıl boyunca
Türkü-Kürde düşman edenlere,
Bu milletin
evlatlarını sağcı-solcu yapanlara,
Bu milletin alın
terini küresel kasalara dolduranlara,
Bu toprakların
evlatlarını 100 yıl diz çöktürenlere katil diyemeyenler!
Diktatör, hırsız
diyemeyenler!
Erdoğan özelinden
milletimizin üzerine çullandılar.
Ankara Gar’ında patlatılan
bombaya fail mi arıyorsunuz?
Bakın adres veriyorum;
Bu ülkenin
evlatlarının kanları ve canları üzerinde 100 yıldır tezgah kuranların,
HDP’yi tek çare
görenlerin,
7 Haziran’da Ak
Parti’yi iktidardan indirmek için HDP’ye barajı geçirenlerin,
HDP’nin barajı
geçmesini Boğazdaki yalılarında şampanyalarla kutlayanların,
PKK’yı cici çocuklar
olarak manşetlerinden pompalayanların,
PKK’nın siyasi eş
başkanı Demirtaş’ın eline saz verenlerin,
Kandil’e bombalar
yağdıkça uykuları kaçanların ta kendileridir.
Ankara Gar’ında
ölenlerin katilleri, bomba patlamadan 9 saat evvel, ‘Bomba Ankara’da
patlayacak’ tweti atan eş başkan danışmanlarıdır!
Ankara Gar’ında
ölenlerin katilleri, patlama anından 5 dakika sonra ‘katil Erdoğan hesap
verecek…’ diyen PKK’nın siyasi eş başkanıdır.
Ankara Gar’ında
ölenlerin katilleri, patlamada ölenler için yapılan anma programında 1 Kasım
için HDP’ye oy devşirenlerdir.
Ankara Gar’ında
ölenlerin katilleri, 3 aydır bu toprakları kan gölüne çeviren, asker, polis,
masum insanları haince ve kalleşçe öldüren PKK’yı haklı gören alçaklardır.
Ankara Gar’ında
ölenlerin katilleri, 7 Şubat’ta, Gezi’de, 17-25 Aralık’ta saldıranlardır!
Ankara Gar’ında ölenlerin
katilleri, PKK’dır, PKK’nın siyasi eş başkanı Demirtaş’tır!
Sırtını YPG’ye,
HPG’ye, PYD’ye, PKK’ya yaslayanlardır!
PKK teröristlerine
aracında silah ve mühimmat taşıyanlardır!
‘PKK sizi tükrüğüyle
boğar…’ diyenlerdir!
Graham Fuller’in
sofrasında 4 gün ağırlananlardır!
Demirtaş’ın saz ve
silah arkadaşlarıdır!
Ankara Gar’ında
ölenlerin katilleri, Aydın Doğan’dır, Fetullah Gülen’dir!
Doğan ve Paralel
medyanın yazarıdır, çizeridir!
PKK’nın döşediği
mayınları, patlattığı bombaları görmeyip, Mit tırlarında silah arayanlardır!
Ankara Gar’ında
ölenlerin katilleri, bu milleti yeniden küresellere diz çöktürmek
isteyenlerdir!
Vel hasıl,
Ankara Gar’ında
ölenlerin katilleri, ‘Katil Erdoğan, Hırsız Erdoğan, Diktatör Erdoğan…’
diyenlerin tamamıdır!...
29 Ocak 2009’dan 1
Kasım’a giden süreçte verilen kavga sadece bir parti kavgası değildir.
1 Kasım’da dünyanın
efendilerine, Küresel ve Siyonist haydutlara ya ‘one minute’lerimizi sandıklara
doldurup, tüm Küresel ve Siyonist haydutları, içerdeki işbirlikçileri ile birlikte
bu topraklardan kovacağız,
Ya da, onların
algılarına teslim olup, biz de onlar gibi ‘katil Erdoğan…’ diye bağırarak, 29
Ocak 2009’da çekilen ‘one minute’nin bedelini ödeyeceğiz…
1 Kasım’da istikbal ve
istiklal mücadelesini ya kazanacağız, bu toprakları kaynaklarıyla birlikte
yeniden geçilmez yapacağız,
Ya da, verilen
mücadeleyi kaybedip, bu toprakları yeniden Küresel haydutlara teslim edeceğiz…
1 Kasım’da ya
İstiklal!
Ya İzmihlal!
12 Ekim 2015
mus@bhy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder