Translate

15 Şubat 2015 Pazar

Kanun mu? Hukuk mu?

Bir insanı taammüden, kasten, isteyerek, planlayarak öldürmenin beşeriyetin yaptığı kanunlardaki karşılığı 36 yıl hapis cezasıdır.
Yani Tarsus'ta vahşice tecavüz edilen, sonrasında öldürülen hatta vahşiliğin nirvanası Özgecan'ı yakarak derelere atan katillerin cezası müebbet, yani ömür boyu hapis cezası olacak...
Daha net ifadeyle, 36 yıl hapis cezasına mahkum edilip, ceza indirimiyle 24 yıl yatıp çıkacaklar.
Şimdi kendi yaptıkları kanunların ihlal edilmesinden dolayı verdikleri katillere 24 yıl hapis cezası verenler, verdikleri bu cezayla adaleti tecelli ettirmiş mi oldular?

Bu ceza hukuki midir yoksa kanuni midir?
Cezalar adaleti sağlıyorsa hukukidir,
Ama adaleti sağlamıyorsa kanunidir...

Bi başka ifadeyle, kanunlarını İslam'ın kurallarına değilde,
Batı ve Batılıların kurallarına uydurmak için çabalayan  toplumlarda asla adalet sağlanmış olmaz...
Böylesi cezalarla belki yaptığınız kanunları hakim kılmış olabilirsiniz ama asla Hukuku ve adaleti hakim kılmış sayılmazsınız.
İnsanların canlarını, mallarını, namuslarını beşeri kanunlarla korumaya kalkarsanız asla adaleti sağlamış olamazsınız!
Kanunla hükmederseniz yasaları hakim kılmış olursunuz,
Hukukla hükmederseniz adaleti hakim kılmış olursunuz!.

Bu mukaddimeden sonra,
100 yıldır bu topraklarda millet olarak yaşadığımız buhranların, sıkıntıların, ahlaksızlık ve vahşiliğin sebeplerini ortaya koymadan meseleyi çözmemiz, vahşice tecavüzleri, işlenen cinayetleri, Kadına uygulanan şiddeti önlemek mümkün değildir.

İslam'ın kadına verdiği kıymeti çağ dışı görenler,
Kadını, erkeklere kanunlarla eşitleyenler,
Kadına ayrı toplu taşım araçları tahsis edilsin teklifi yapıldığında kuduz köpekler misali kuduranlar,
Kadına ayrı çalışma alanları,
Kadınlara tahsis edilmiş ayrı eğitim kurumları teklifleri yapanları çağdışılıkla itham edenler,
Kafası kesilerek öldürülen Münevver Karabulut'ların
Kafası taşla ezilerek öldürülen Yasin Börü'lerin,
Önce tecavüz edilen, sonra öldürülen ve yakılarak bir dereye atılan Özgecan'ların da katilleridir...

Kızların diri diri toprağa gömüldüğü Cahiliyye döneminden sonra, İslam’ın kadına verdiği özgürlük ve değeri, hiç bir beşeri sistem vermemiştir.
Kadını Allah'ın emaneti olarak erkeğe teslim eden bir medeniyetin çağdışı olduğunu hiç bir beşeri sistem ispat edemez.
Emanet kutsaldır!
Kendi canından, malından daha kıymetli olması lazım gelirken,
Eşitlik yalanıyla kadını, erkeklerle aynı iş yerinde çalıştırarak,
Kadının bacağından, bedeninden büyük ekonomik vurgunlar yaparak,
Aynı otobüse, aynı dolmuşa bindirerek vahşiliği, kadın cinayetlerini, kadınlara yapılan tecavüzleri önleyemediler ve önleyemeyecekler. Kendilerine edilen emanete de ihanetin en büyüğünü de yapmış olacaklar.
100 yıldır bu topraklarda, İslamı ve müslümanı tehdit olarak görenler,
İslam’ı çağdışı, Müslümanı yobaz bilerek saldıranlar!
Ekonomik sistemlerini,
Eğitim sistemlerini,
Yargı sistemlerini Batıdan kopya ederek,
Sosyal ve Kültürel asimilasyonlarla milletin diniyle, ahlakıyla, gelenekleriyle bağlarını koparanlar!
Bugün Özgecan bindiği dolmuşta vahşice tecavüz edilerek, yakılarak öldürüldüğünde, bu vahşilik nereden çıktı diyorlar...

Siz ektiniz bu zakkum tohumlarını bu topraklara...
"İnsanların atası Ademdir.." buyurduğu halde Allah cc,
"Hayır! İnsanların aslı, atası Adem değil, maymundur" dediniz!
Darvin projesini siz okuttunuz bu nesillere.
"Kadın evinin hanımefendisidir, sadece Erkeğine kadınlık yapmalıdır..." dediği halde İslam!
Siz! "İslam kadını erkeğe köle yaptı" dediniz,
Evlerinden sokaklara çıkardığınız kadını, soydunuz, tüm erkeklerin vahşice bakışlarına terkettiniz,
Kadını sömürdünüz, ezdiniz, yok ettiniz, kadını da kadınlığı da öldürdünüz!
Şimdi utanmadan, Özgecan'ın katillerine idam istiyorsunuz!

"İslam terakkiye manidir" diyerek Batının kokuşmuş medeniyetine sarıldınız!
İslamı ve Müslümanı hatırlatan her şeye harp ilan ettiniz!
İslamı ve Müslümanı gerici, çağ dışı, yobaz bildiniz!
Kanunlarımızı İslam'a uydurmanın değil, Batıya uydurmanın çabasında oldunuz!
Vahiyle gelen tüm mesajları insanların yüreklerinden söküp attınız!
Özgecan'larımız hep yanacaktır.
Yaşadığımız vahşiliklerin sebebini İslam'sızlığa değil, İslam'a bağladığımız sürece de Özgecan'larımız yanmaya devam edecektir.

Bu topraklarda 1299'da kurulan Cihan Devleti Büyük Osmanlı İmparatorluğunu 1908'de tüm kurumlarıyla yıkınca,
1915'te Çanakkale'de galip gelmiş, Çanakkale'yi geçilmez yapan bi milleti,
26 Temmuz 1923'te Lozan'da masaya oturtunca,
Çanakkale'de kazandıklarımızı, Lozan'da masada bırakınca,
1924'te Halifeliği kaldırınca,
1925'te milletin kıyafetini, alfabesini değiştirince,
Aynı yıl Tekke ve zaviyeleri kapatınca,
Başına Şapka giymediği için İskilip'li Atıf Hocayı,
Bohçasında Başörtüsü satan, Şalcı Bacı'yı 1926'da Erzurum Meydanında asınca,
1926'da Medeni kanunlarımızı ve Ticaret kanunlarımızı İsviçre'den,
Ceza kanunlarımızı İtalya'dan kopya edince,
Ülkenin Eğitim sistemini,
Ekonomik sistemini,
Siyasi ve Kültürel yönünü Batıya çevirince,
1932'de Ümmetin İstiklal ve İstikbal marşı Ezanı, Tanrı Uludur'a çevirince,
1937'de Laikliği Anayasaya sokunca,
Milleti ve memleketi muasır medeniyetler seviyesine çıkarabildiniz mi?

Hangi muasırlık?
Hangi medeniyet?

90 yıl boyunca bu ilke ve inkılaplarla idare edilen bu topraklarda, muasır medeniyet yolunda kaç arpa boyu yol aldınız?
İlkeleriniz bu milletin acılarını dindirmedi!
Devrimleriniz bu milleti medeniyet yarışında hep gerilerde bıraktı!

90 yılda bu topraklarda Anadolunun evlatlarına,
Kadınına-kızına yalanlarla dolu bi hayat yaşattınız.
Kurduğunuz rejim insanı da, insanlığı da öldürdü...
Bugün Özgecan'ların katillerine lanetler yağdıranlar!
Dönün de geriye bakın!

1400 yıl evvel Özgecan'ların katillerine uygulanan İslam'ın 'Kısas' hükümüne 90 yıl evvel çağ dışı diyerek saldırmasaydınız,
Kısas'ı kaldırıp, İtalyanlardan kopya ettiğiniz Ceza kanunlarıyla Özgecan'ların katillerini yargılamaya kalkmasaydınız, bu millet bu kadar acı çeker miydi sizce?

Allah cc; "Kısasta sizin için hayat vardır..." buyurduğunda, “katilin de insan haklarına saygı duymak zorundayız” diyerek, Batıdan kopya ettiğiniz kanunlarla, maktulün değil, katillerin yanında olduğunuzdan dem vurdunuz. Lakin vahşice öldürmeyi, tecavüzleri, şiddeti yok edemediniz. Kanunlar değildir insanlığı vahşetten vazgeçiren, insanların yüreklerine doldurduğunuz vahiydir insanı insan yapan.

Beyler!
Elbette kısasta bizler için hayat vardır...
Ben idamı savunmuyorum!
Lakin Münevver Karabulut'un kafası kesilerek öldürüldüğünde, katilin de kafasının kesilerek öldürülmesinden yanayım...
Yasin Börü'nün kafası taşla ezilerek öldürülğünde, katillerinin de kafalarının taşla ezilerek öldürülmesinden yanayım...
Bindiği dolmuşta önce tecavüz edilen, sonra yakılarak öldürülen Özgecan'ın katillerinin de yakılarak öldürülmesinden yanayım!...

Yani öldürülen masum insanlar, nasıl öldürüldüyse,
Katillerin de aynı şekilde öldürülmesinden tarafım...
Ben kısasta tüm insanlık için hayat olduğuna inananlardanım!

Yani demem o ki;
Batı ve Batılılardan kopya edilen kanunlar manzumesinin, insanı ve insanlığın, Kadın ve kadınlığın kurtuluşuna vesile olmayacağına inanmıyorum.
Zira;
Beşeri sistemler ne erkeği, ne de kadını sıkıntılarından kurtaramadı...
İnsanlığın, İslam'dan başka kurtuluş çaresi yoktur!
İnsanlığın yaşadığı buhranlardan, çektiği bunalımlardan kurtulup selamete çıkma vesilesi, beşeri sitemlerle değil, İlahi emirlerle mümkün olacaktır...


15 Şubat 2015

mus@bhy

Hiç yorum yok: