Son 5-6 yılda
belkide 100 yıl içerisine sığdırılabilecek küresel saldırılara muhatap olduk
millet olarak...
Son 5 yılda;
Öfkeli
operasyonlarla,
Çok uluslu saldırı
dalgalarıyla,
Kurulan kirli ve
küresel ittifaklarla,
Fetö, PKK ve DAEŞ
ile oluşturulan terör koalisyonlarıyla,
İçerden ve dışardan
kuşatıldık ve vurulmak istendik!
100 yıl boyunca
olduğu gibi Anadoluya hapsedilmek istendik!
Erdoğan özeline
yapılan saldırılarla önce durdurulmak,
Sonra kutlu
yürüyüşümüzden ve hedeflerimizden vazgeçirilerek diz çöktürülmek istendik!
Bu süreçte
Erdoğan'ın yol arkadaşı olduğu iddiasında olan ne kadar Ak Parti'li varsa
sessizce o süreci izlediler!
Erdoğan, küresel bir
saldırının hedefindeyken, Ak Parti'nin etkili ve yetkili makamlarını işgal eden
Erdoğan'ın yol arkadaşları(!) ya tribünden ya da masa altlarına gizlenerek
süreci izlemeyi tercih ettiler!
Erdoğan girdiği
seçimlerde, milletten aldığı destekle tek başına milletin istiklal ve istikbal
mücadelesini başlattı. Mücadele devam ederken Ak Parti'li Milletvekili, Ak
Partili Bakan, Ak Parti'li Belediye Başkanı, Ak Parti'li İl Başkanı, İlçe
Başkanı Erdoğan'ın adını koyduğu İstiklal ve İstikbal mücadelesinde Erdoğan'ın
yanında olamadı.
Erdoğan'ın, 17-25
Aralık 2013'te teşebbüs edilen darbenin ertesinde 'Fetullahçı teröristlerin
inlerine gireceğini...' ilan ettiği halde, Ak Parti'nin ikinci adamlarının,
Milletvekilleri, Bakanları ve teşkilat mensupları Fetullahçılarla
ortaklıklarına devam etmeleri, meseleyi Erdoğan'ın meselesiymiş gibi görmeleri,
son 5 yıllık süreçte Erdoğan'ı tek başına yürümeye mecbur etti. "Yol
arkadaşlarım beni yalnız bıraktı, 15 Temmuz'dan buyana yalnız yürüdüğümü
biliyorum...' diye haykırdıkça,
Neden; Ak Parti'li
Bakanlar,
Ak Parti'li 317
milletvekili,
Ak Parti'li 600
küsur Belediye Başkanı,
Ak Parti'li 81 İl
Başkanı,
Ak Parti'li 900
küsur İlçe Başkanı,
Ak Parti'li bürokrat
seslerini yükseltmez; "Reis yalnız değildir, biz yanındayız..."
diyerek Erdoğan’la yol arkadaşlıklarını ispat edemediler!
Onlar yalnız bıraksa
da, bu millet Erdoğan'ı hiç yalnız bırakmadı!
Son olarak 15
Temmuz'da üzerimize çullanan haydutları ve tetikçi teröristlerini durdurduk,
millet olarak 249 canımızı verdik, bu toprakları vermedik!
Erdoğan o gece niye
teşkilat mensuplarını teşkilatlara değilde milletimizi meydanlara davet etti
sizce?
15 Temmuz'da
Erdoğan'ı yalnız bırakmayan bu millet, 16 Nisan'da da yalnız bırakmadı.
Bu şerefli millet bu
topraklar üzerinde gelecek bir yüz yıllık küresel planı 16 Nisan'da tarihin
çöplüğüne gömdü!
Küresel merkezler
Erdoğan'ı durdurucaklardı,
16 Nisan'da
milletimiz küresel merkezleri durdurdu.
Asıl kutlu mücadele
şimdi başlıyor!
21 Mayıs'la başlayan
yeni süreç bu şerefli milletin 100 yıllık muasır medeniyetin üzerine çıkma
iddiasının ispata döneceği, 600 yıllık şerefli tarihiyle yeniden kendisine
istikamet çizeceği, Coğrafyanın evlatlarını yeniden bi sofraya
oturtacağı, bu toprakları yeniden adaletin ve merhametin merkezi yapacak yeni
bi sürece giriyoruz. Bu açıdan 21 Mayıs kutlu bir sürecin de başlangıcı
olacaktır!
Yani 21 Mayıs
kongresi, Erdoğan'ın sadece yeniden Genel Başkanlığa gelmesi için yapılan bir
kongre olmayacaktır.
15 yıldır Erdoğan'ın
gölgesinde siyasette kendilerine bi alan bulmuş,
Lakin 15 yıl boyunca
Erdoğan ve kutlu davasını kendisine gündem yapamamış,
Kendi gelecek
hesapları için siyasette var olmuş teşkilat Başkan ve mensuplarının da
tasfiyesi kongresi olacaktır!
21 Mayıs
kongresinden milletimizin beklentisi;
Erdoğan seferberlik
ilan ettiği anda, kendisini davası için seferber edecek,
Erdoğan;
"Fetö'cülerin inlerine gireceğiz..." dediği anda, Fetö'cü teröristin
kim yada kimin yakını olduğuna bakmadan Fetullahçı teröristin inine
girebilecek,
Erdoğan günde 3-4
saat uykuyla kıtalar arası kutlu davası için yedi düvele karşı savaşırken
Antalya'nın beş yıldızlı otellerinde tatil yapmayacak İl, İlçe teskilat başkan
ve mensuplarıyla yeni bir yola gireceği kongre olacaktır!
Değilse;
15 yıldır olduğu
gibi gündeminde Yeni Türkiye olmayan,
Erdoğan; "kim
olursa olsun Fetö'cülerin köklerini kazıyacağız. .." dediği halde,
Fetullahçı teröristlerle ortaklıklarına
devam eden teşkilat mensupları mevcut siyasi pozisyonlarına devam
edecekse,
Erdoğan'ın İstiklal
ve istikbal mücadelesi olarak adını koyduğu kurtuluş mücadelesinde yine tek
başına kalacaksa,
Erdoğan tarafından
ilan edilen 'seferberlik' İl ve İlçe Başkanlarına gündem olmayacaksa,
16 Nisan'da kendi İl
ve İlçelerinde sandıktan 'hayır' çıktığı halde, 16 Nisan ertesinde İl ve İlçe
Başkanları teşkilat mensuplarıyla Antalya'nın beş yıldızlı otellerinde günlerce
tatil yapmaya devam edeceklerse, 21 Mayıs kongresiyle milletimiz sadece sükûtu
hayale uğramakla kalmayacak, belki de gelecek umutlarını karanlığa gömecektir!
Beyler!
Bu kutlu mücadele
sadece Erdoğan'ın mücadelesi değildir!
Bu mücadele bu insan
Milletvekili olsun, şu insan Belediye Başkanı olsun mücadelesi değildir!
Erdoğan'ın verdiği
kavga bu toprakların kavgasıdır!
Erdoğan'ın verdiği
mücadele bu toprakların mazlumlarının, mağdurlarının, yetimlerinin
mücadelesidir!
Bu kavga siyasi bi
kavga değildir!
Bu kavga, bu
toprakların evlatlarının özgürlük kavgasıdır!
Bu kavga 100 yıldır
diz çöktürülmüş mazlum milletlerin diriliş kavgasıdır!
Yol arkadaşı
olduklarını iddia edenler Erdoğan'ı yalnız bıraksalar da bu şerefli millet,
milleti için 'ölümüne.... ölümüne...' diriliş mücadelesi veren Erdoğan'ı yalnız
bırakmayacak!
Erdoğan'ın yol arkadaşları
dönse de, bu millet girdiği bu kutlu yoldan asla dönmeyecektir!
15 yıldır Erdoğan'ı
yalnız bırakanlar bilsin!
Bu millet
Erdoğan'dan, Erdoğan da bu milletin istiklal ve istikbal mücadelesinden vazgeçmeyecektir!
…Ve 21 Mayıs'tan
sonra asla yalnız yürümeyecektir biline!...
14 Mayıs 2017
mus@bhy
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder