Translate

5 Ocak 2017 Perşembe

REİNA SALDIRISI YAŞAM TARZINIZA MI, BU MİLLETİN İSTİKLALİNE Mİ MÜDAHELE?


Son 5 yıldır çok ortaklı bir kuşatma altındayız!
7 Şubat'ta başlayan saldırı süreci hız kesmeden devam ediyor.
Belkide 90 yılda ilk defa bu kadar alçak, bu kadar kahpe, bi o kadar kancık bir küresel saldırının hedefindeyiz!
İçerden kiralık teröristlerle, dışardan küresel teröristlerle bu toprakların evlatları diz çöktürülmek, bu vesileyle bu topraklar teslim alınmak isteniyor...
Türkiye'nin NATO da ortakları,
AB de ortakları,
Stratejik müttefikleri Erdoğan'ı durdurmak, bu toprakları yeniden parçalamak istiyorlar...
İçimizden saldıran kiralık Fetullahçı teröristlerle, kiralık PKK'lı teröristlerle,
Dışardan kiralık DAEŞ'li teröristlerle bu topraklar işgal edilmek isteniyor. ..

Hakikatte Fetö'cü teröristlerle, PKK'lı teröristlerle, DAEŞ'li teröristlerle değil,
Tüm kiralık terör örgütlerinin patronları Londra ile, ABD ile, NATO ile, AB ile savaş halindeyiz...
Düşmanlarımızı bilerek pozisyon almak, Millet olarak birliğimizi ve kardeşliğimizi muhafaza ederek, bizi içerden ve dışardan kuşatma altına almış bu toprakların düşmanlarına karşı direnmek borcundayız. Fert fert, ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy, ilçe ilçe, il il, bölge bölge direneceğiz!
Alevi - sünni,
Türk - Kürt,
Laik - dindar,
Seküler - şeriatçı ayrımı yapmadan,
Siyasi ideolojilerimizi,
Politik hesaplarımızı terkederek bu toprakları savunma kaleleri inşa etmek zorundayız.

Son 20 günde bu topraklara Beşiktaş'tan saldıran,
Kayseri'den saldıran,
Karlov'a saldıran,
Meyhaneye saldıran asıl düşmanları görmeden sadece kiralık teröriste odaklanırsak, bu topraklar üzerine oynanan büyük oyunu da ıskalamış oluruz.
Beşiktaş ve Kayseri saldırısını PKK'ya,
Karlov suikastını FETÖ'ye,
Meyhane baskınını DAEŞ'e kiralayan esas patronu göremezsek, körleşiriz, sadece Erdoğan'a sövmekle meşgul oluruz.
Tüm güçlerini birleştirip, kiralık terör örgütleriyle üzerimize çullansalar da biz millet olarak asla iddiamızdan vazgeçmeyeceğiz.

Küresel teröristlerin bu topraklardaki hesaplarını bozacağız!
Suriye’de bozacağız!
Irak'ta bozacağız!
Mısır'da bozacağız!
Afrika'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da tüm küresel oyunları bozacağız!
Suriye savaşı bittiğinde göreceğiz o zaman hangi küresel tezgahı dağıttığımızı!
100 yıldır bu toprakların evlatlarının kanları ve gözyaşları üzerinden saltanat kuranların, saltanatlarını başlarına geçireceğiz!
1000 yıl adaletin ve merhametin merkezi olan bu topraklar, eryüzünün mağdur, masum ve mazlum milletleri için yeniden umut kapısı, selamet yurdu olacaktır Allah'ın izniyle!

***

2016'nın son Cumasında Diyanet İşleri Başkanlığının hutbesinde; "Allah'ın lutfettiği ömrü, Allah'ın rızasına uygun yaşayın... Yılbaşı eğlencelerinde israf olmasın, adam gibi girin yeni yıla..." demiş, ertesinde elinde silah bir terörist bir meyhaneye dalmış, 39 kişiyi katledip, çıkıp gitmiş...
Günlerdir terörden bahseden yok, teröristten bahseden yok, bu toprakların düşmanlarından bahseden yok!
Neymiş?
Diyanet İşleri Başkanlığı o son hutbede Yılbaşını eleştirmeseymiş bu katliam da olmayacakmış!
Kılıfa bakar mısınız?
Teröriste ve arkasındaki efendilerine tek kelam edemeyenler, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden Erdoğan'a sövmekle meşguller!
Ne deseydi Diyanet?
"Allah'ın verdiği ömrü kafanıza göre tüketin, yeni yıla da girecekseniz kafanıza göre girin, sair vakitlerdeki haramların tamamı, Yılbaşında helaldir..." mi deseydi?
Oldu madem;
Reina'yı tarayan terörist, 30 Aralık Cuma hutbesine kızdı da,
Kasım 2015'te Paris'in Bataclan tiyatrosuna dalan, 100 Fransızı öldüren terörist hangi hutbeye kızmıştı?

Daha yakın geçmişte;
20 gün evvel Beşiktaş'tan saldıran,
10 gün evvel Rus Elçiyi sırtından vuran,
Ertesinde Kayseri'de bomba olup patlayan terörist hangi hutbeden etkilenmişti de, alçakça vatan evlatlarını katlettiler?

Beyler!
Bu topraklar işgal edilmek isteniyor!
Hala bunu anlamayan akıl,
Görmeyen göz,
Duymayan kulaklar var bu memlekette!

Caminin, Cemevinin, meyhanenin içerisindeki masum insanları katleden,
Alçakça asker-polis öldüren teröristin hedefinde bu topraklar vardır! Bu toprakların evlatları vardır!
Siz Cuma hutbesinden dolayı masumları katleden teröristi haklı göstermek için, hutbeyle terörü maskelemeye kalkar da, bu milleti birleştirmek için tüm küresel teröristlerin tek hedefi haline gelen Erdoğan'a saldırmaya devam ederseniz, kaybeden bu toprakların evlatları olacaktır!
Terörist, Camideki insana da düşmandır, Cemevindeki insana düşmandır!
Meyhanedeki insana da düşmandır, Stadda maç izleyen insanımıza da düşmandır!
Küresel teröristler, bu toprakların alevisine de düşmandır, sünnisine de düşmandır!
Kürdüne de düşmandır, Türküne de düşmandır!
Laikine de düşmandır, anti-Laikine de düşmandır!
Küresel teröristler top yekun bu millete düşmandır!
Biz Çanakkale'de, Seddül Bahir'de, Gelibolu'da bu toprakları küresel teröristlere vermemek için aynı toprağın altında nasıl koyun koyun yattıysak,
Bugün de omuz omuza direneceğiz, bu toprakları, bu toprakların düşmanlarına teslim etmeyeceğiz!
Milletimizin her bir ferdinin bu küresel saldırıyı boşa çıkarmak için her şeyini ortaya koymaya mecbur olduğu günleri yaşıyoruz.
Seferberlik sadece eline silah alıp cepheye koşmak değildir!
Asıl seferberlik;
Düşman hangi cepheden saldırıyorsa karşısında dimdik durmaktır!
Beşiktaş'a saldırıyorsa, Beşiktaş'ta,
Camiye saldırıyorsa, Camide,
Cemevine saldırıyorsa, Cemevinde,
Meyhaneye saldırıyorsa, meyhanede...
Ayrışmadan, birbirimize sövmeden bir olmaktır!
Irkımızı,
Mezhebimizi,
Meşrebimizi,
İdeolojilerimizi terkederek bu topraklara yapılan küresel saldırıyı püskürteceğiz Allah'ın izniyle!

Siz hala bu topraklara düşmanlığınızı ‘yaşam tarzınızla’ kamufle etme çabasında olun.
Siz hala terörü ve teröristi meşrulaştırma gayretinde olun!
Kiralık terörist meyhaneye dalmış 39 insanı öldürmüş,
Terörün ve teröristin asıl hedefi bu topraklar ve bu toprakların evlatları olduğu gerçeğini maskelemek için; "yapılan eylem yaşam tarzına saldırıdır!.." yalanını çemkirmeye devam edin!

Meyhaneye saldırı terör saldırısı değil,
Meyhanedekilerin yaşam tarzlarına saldırıymış, gibi göstermeye çalışarak neyi maskelemeye çalışıyorsunuz? Ve böylece kimlere alan açacaksınız?

Bunlara göre;
Kırgız terörist Kırgızistan'dan İstanbul'a gelip meyhane ye dalıp eğlenen insanların yaşam tarzına saldırıp gitmiş!...
"Öyleyse bu milletin evlatları olarak sokaklara çıkalım, Kırgız teröristin, yaşam tarzımıza saldırmasının hesabını Erdoğan'dan soralım..." diyerek sokakları, mahalleleri provoke etme çabasında olan bi güruh çemkirmeye devam edenler bilsinler ki; Kırgız teröristin eline silahı veren, meyhaneye saldırtan büyük patron, bi de çok istediği bu milletin evlatlarını sokaklara indirirse, ne yaşam kalacak ne de tarz!...

***

Yaşam tarzınıza müdahele ediliyor öyle mi?

Başı açık millet vekillerine hadleri bildirilip milletin meclisinden mi kovuldu?
Başı açık okumak isteyenlere; "gitsinler Avrupa'da okusunlar..." mı dendi?
Başlarını örtmeleri için okul kapılarında ikna odaları mı kuruldu?
Okul kapılarında gözleri yaşlı başı açık kızlarımızı okula sokmamak için nöbetler mi tutuldu?
Okul birincisi başı açık bir kızımızın birincilik ödülü elinden mi alındı?

Dahası;
Başı açık bi ana, oğlunun ordu evindeki düğününü nizamiyenin kapısından mı izledi?
Başı açık bi hasta, hastaneden mi kovuldu?
Sayın Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi hanım başı açık olduğu için GATA'ya mı alınmadı?

Siz!
Bugün "yaşam tarzımıza müdahele ediliyor" diye bağıranlar!
İstediğiniz gibi yaşadınız bu topraklarda!
Hala da istediğiniz gibi yaşıyorsunuz!

Siz!
Sizden olmayanı,
Sizin gibi düşünmeyeni adam yerine koymadınız ne sokakta, ne de kamusal alanda...

Siz!
Şapka giymediği için Atıf'ları,
Başörtüsü sattığı için Şalcı Bacıları astınız!
İçki içmeyene yobaz,
Sakal bırakana gerici dediniz!
"Laik olmayan insan değildir..." diye höykürdünüz yıllarca!
Hangi 'yaşam tarzından' bahsediyorsunuz?

1937'de Anayasaya yazdığınız Laiklikle bu milletin tüm dertlerine çare olacaktınız!
Lakin bu millete zifiri karanlık bi hayat yaşattınız 80 yıl boyunca!
Bakın da geçmişinize bu milletin yaşam tarzına nasıl müdahele ettiğinizi görün!
Bir gece de milletin ne giyeceğine, ne yiyeceğine, hangi alfabeyi kullanacağına, nasıl yaşayacağına karar verenlerin, bugün çıkıpta, "yaşam tarzımıza" müdahele ediliyor diye zırlaması, milletimizin geleceğine kasteden düşmanların saldırılarını maskelemeye yetmeyecektir!

80 yıl boyunca bu milletin yaşam tarzına müdahele edenler kendileri oldukları halde, bugün "yaşam tarzımıza müdahele ediliyor..." yalanıyla ağlaşanlar!
Hakikatte; 80 yıl boyunca yaptıkları gibi bu milletin yaşam tarzına müdahele edemedikleri için zırlıyorlar!
Çok gerilerde kaldı o günler!
Artık bu şerefli milletin yaşamına da, tarzına da müdahele edemeyeceksiniz!

Boşuna zırlamayın!...

5 Ocak 2017

mus@bhy

Hiç yorum yok: