Translate

31 Ocak 2017 Salı

‘TEK ADAM’ SİSTEMİ



Referandumda yeni Anayasaya 'hayır' diyeceklerini ilan edenler, 'evet' diyeceğini ilan edenlere saldırmaya devam ediyorlar...

90 yıldır kendilerini bu toprakların sahibiymiş gibi gören bu 'hayır'cı zihniyet, bu toprakların evlatlarını adam yerine koymadı 90 yıl boyunca.
Bu toprakların evlatlarına olan kinleri dün de hiç bitmedi, bugün de bitmedi…

Alın size bir örnek;
Yıl 1944,
CHP'nin Ankara Valisi, aynı zamanda CHP'nin Ankara İl Başkanı Nevzat Tandoğan;
"Ulan öküz Anadolulu! Sizin milliyetçilikle, komünizm ile ne işiniz var?.. Milliyetçilik lazımsa, bunu biz yaparız... Komünizm gerekirse, onu da biz getiririz... Sizin iki vazifeniz var: Birincisi, çiftçilik yapıp mahsul yetiştirmek... İkincisi, askere çağırdığımızda askere gelmek!!!” diyebilen zihniyetin bu günkü çocukları, hala aynı kinle bu milletin evlatları üzerine öfke kusuyorlar! Kendilerinden olmayan, kendilerine itiraz eden bu milletin evlatlarına, "Göbeğini kaşıyan, bidon kafalı, cahil yobazlar..." diye saldırmaya devam ediyorlar!

Anayasa referandumunda 'evet' oyu verecek olanları cahillikle, koyun olmakla etiketleyip, Yeni Anayasa metnini okumadan 'evet' diyecekleri zannıyla saldırıya geçtiler.

Buradan ilan ediyorum!
Yeni Anayasa metnini de, değişiklik öncesi eski metni de satır satır okudum ve 16 Nisan 2017 yeni Anayasa referandumunda 'evet' oyu vereceğim! Asıl sizin yeni metni okumadan, eski metinle mukayese etmeden ve sadece Erdoğan düşmanlığıyla 'hayır' dediğinizi biliyorum.

Eğer yeni metni okumuş olsaydınız; eski metinde 'Vatana ihanet dışında dokunulamayan' Cumhurbaşkanına, yeni metinle; 'işlediği iddia edilen her suçtan dolayı dokunulacak...' maddesine 'hayır' demezdiniz!
Eğer yeni metni okumuş olsaydınız; eski metinle Cumhurbaşkanına verilen sınırsız yetkilerin, yeni metinle yetkilerinin sınırlandığını görürdünüz!
Eğer yeni metni okumuş olsaydınız; Türkiye'deki 90 yıllık iki başlı sistemin yıkılıp, yerine yetkilerin ve sorumlukların tek merkezde toplandığı bi sistem kurulduğunu görürdünüz!
Eğer yeni metni okumuş olsaydınız; artık yeni Anayasa ile bu topraklarda içerden ve dışardan belli egemen güçlerin değil, milletin iradesinin tecelli edeceğini görürdünüz!

Tek adam Anayasasına 'hayır' diyorlar mış!
Vallahi de yalan!
Billahi de yalan!

Siz 90 yıl boyunca tek adamlı bi sisteme asla itiraz etmediniz!

Eğer öyle olsaydı;
Bu topraklarda kurulu 90 yıllık sistem 'tek adam' üzerine inşa edilmezdi!

Eğer 'tek adam'a itiraz etseydiniz;
814 bin kilometrekare toprak parçamız, Lozan'da 783 bin kilometre kareye düşmezdi!

Siz 'tek adam'a itiraz etseydiniz;
O tek adam, millete sormadan, referandum yapmadan bir gecede bu milletin alfabesini, kılık ve kıyafetini, yiyeceğini-içeceğini değiştirmezdi!

Eğer 'tek adam'a 'hayır' deseydiniz;
Bu topraklar 600 yıl İstanbul'dan idare edilirken, o 'tek adam'ın bir gecede lağvettiği hilafetle, bu toprakların egemenliği Londra'ya devredilmezdi!

'Tek adam'a itirazınız olsaydı;
Millete sorulmadan, Ezan 'Tanrı uludur' diye okutturulmaz, Kuran eğitimi yasaklanmazdı!

'Tek adam'a 'hayır' deseydiniz;
Şapka giymedi diye İskilipli Atıf,
Başörtüsü sattığı için Şalcı Bacı asılmazdı!

Daha yakın geçmişte eğer 'tek adam'ın karşısında olsaydınız;
Seçimlerden 1.çıkmış Refah Partisine görev vermemek için, Mecliste bağımsız tek başına Yalım Erez'e hükümeti kurma görevi verilmezdi!

Eğer siz, hakikatte 'tek adama' karşı olsaydınız;
Milletin oylarıyla seçilmiş millet vekillerine Ecevit tek başına haddini bildirmezdi!

Siz 'tek adam'a karşı olsaydınız;
İkna odalarında bu milletin evlatları gözleriyle değil gönülleriyle ağlamazdı!

Siz 'tek adam'a 'hayır' deseydiniz;
Bu topraklarda askeri darbeler olmaz,
Darbelerle bu milletin kaynakları boşaltılmaz,
Milletin seçtiği Başbakan asılmaz,
Genel Başbakanı Başbakan olan parti kapatılmaz,
Bi anayasa kitapçığıyla bu milletin kaynakları, küresel haydutların kasalarına doldurulmazdı!..

Biz de 'tek adam'a karşıyız!
Biz de, bu topraklarda kurulu 'tek adam' sistemine 'hayır' diyoruz!

Bu toprakların evlatlarını 90 yıl adam yerine koymayan,
Anadolu insanını 'göbeğini kaşıyan, bidon kafalı, yobaz...' bilen zihniyete bizde 'hayır' diyoruz!

Bir gece de bu milletin hafızasını silen,
Tarihini yok eden,
Geçmişiyle bugünü arasına kalın duvarlar ören sistemin kendisine 'hayır' diyoruz!

Biz de, bu toprakların kaynaklarını 90 yıldır küresel haydutların kasalarına dolduran sisteme 'hayır' diyoruz!

Biz de, 90 yıl boyunca bu milletin evlatlarını bir birine düşman eden,
Coğrafyanın evlatlarına diz çöktüren sisteme 'hayır' diyoruz!

Beyler!
Yeni Anayasa referandumunda 'evet' diyeceklere söveceğinize, dönünde azcık kendinize bakın!
Bu millete, bu milletin evlatlarına 90 yılda yaptıklarınıza bakın!
Siz 90 yıl boyunca 10. yıl marşı söylemekten başka ne yaptınız Allah aşkına?

Biz 15 Temmuz gecesi 100 yılın destanını yazdık millet olarak, siz tiyatro dediniz. 90 yıl boyunca asıl tiyatroyu siz çevirdiniz bu topraklarda.
Cerablus'tan el-Bab'a inerek gelecek 100 yılın planını bozduk,
Siz 'ne işimiz var Ortadoğuda' dediniz!

Sizin 90 yılda yapamadığınız yolları, hızlı trenleri, havalimanlarını, enerji santrallerini, üniversiteleri, yerli tank-top-tüfeği son 15 yılda biz yaptık,
Yerli 6.uydumuzu uzaya gönderdik,
Son 6 ayda Yavuz Sultan Selim ve Osman Gazi köprüsüyle,
Avrasya ve Ilgaz 15 Temmuz İstiklal tünelleriyle destan yazdık,
Siz halâ 10.yıl marşı söylemekle meşgulsünüz!

Biz millet olarak 100.yıl destanı yazarken,
Siz 10.yıl marşı söylüyorsunuz!

Bence yeniden formatlayın kendinizi.
Çıkarın gözünüzden anti-Erdoğan gözlüklerinizi.
İşte o zaman yeni Anayasa paketinin 'tek adam' sistemi olmadığını göreceksiniz.
O vakit,
16 Nisan'da yapılacak yeni Anayasa değişikliği referandumuna muhakkak 'evet' diyeceksiniz!

Deneyin bence!...

31.01.2017

mus@bhy

5 Ocak 2017 Perşembe

REİNA SALDIRISI YAŞAM TARZINIZA MI, BU MİLLETİN İSTİKLALİNE Mİ MÜDAHELE?


Son 5 yıldır çok ortaklı bir kuşatma altındayız!
7 Şubat'ta başlayan saldırı süreci hız kesmeden devam ediyor.
Belkide 90 yılda ilk defa bu kadar alçak, bu kadar kahpe, bi o kadar kancık bir küresel saldırının hedefindeyiz!
İçerden kiralık teröristlerle, dışardan küresel teröristlerle bu toprakların evlatları diz çöktürülmek, bu vesileyle bu topraklar teslim alınmak isteniyor...
Türkiye'nin NATO da ortakları,
AB de ortakları,
Stratejik müttefikleri Erdoğan'ı durdurmak, bu toprakları yeniden parçalamak istiyorlar...
İçimizden saldıran kiralık Fetullahçı teröristlerle, kiralık PKK'lı teröristlerle,
Dışardan kiralık DAEŞ'li teröristlerle bu topraklar işgal edilmek isteniyor. ..

Hakikatte Fetö'cü teröristlerle, PKK'lı teröristlerle, DAEŞ'li teröristlerle değil,
Tüm kiralık terör örgütlerinin patronları Londra ile, ABD ile, NATO ile, AB ile savaş halindeyiz...
Düşmanlarımızı bilerek pozisyon almak, Millet olarak birliğimizi ve kardeşliğimizi muhafaza ederek, bizi içerden ve dışardan kuşatma altına almış bu toprakların düşmanlarına karşı direnmek borcundayız. Fert fert, ev ev, sokak sokak, mahalle mahalle, köy köy, ilçe ilçe, il il, bölge bölge direneceğiz!
Alevi - sünni,
Türk - Kürt,
Laik - dindar,
Seküler - şeriatçı ayrımı yapmadan,
Siyasi ideolojilerimizi,
Politik hesaplarımızı terkederek bu toprakları savunma kaleleri inşa etmek zorundayız.

Son 20 günde bu topraklara Beşiktaş'tan saldıran,
Kayseri'den saldıran,
Karlov'a saldıran,
Meyhaneye saldıran asıl düşmanları görmeden sadece kiralık teröriste odaklanırsak, bu topraklar üzerine oynanan büyük oyunu da ıskalamış oluruz.
Beşiktaş ve Kayseri saldırısını PKK'ya,
Karlov suikastını FETÖ'ye,
Meyhane baskınını DAEŞ'e kiralayan esas patronu göremezsek, körleşiriz, sadece Erdoğan'a sövmekle meşgul oluruz.
Tüm güçlerini birleştirip, kiralık terör örgütleriyle üzerimize çullansalar da biz millet olarak asla iddiamızdan vazgeçmeyeceğiz.

Küresel teröristlerin bu topraklardaki hesaplarını bozacağız!
Suriye’de bozacağız!
Irak'ta bozacağız!
Mısır'da bozacağız!
Afrika'da, Balkanlar'da, Kafkaslar'da tüm küresel oyunları bozacağız!
Suriye savaşı bittiğinde göreceğiz o zaman hangi küresel tezgahı dağıttığımızı!
100 yıldır bu toprakların evlatlarının kanları ve gözyaşları üzerinden saltanat kuranların, saltanatlarını başlarına geçireceğiz!
1000 yıl adaletin ve merhametin merkezi olan bu topraklar, eryüzünün mağdur, masum ve mazlum milletleri için yeniden umut kapısı, selamet yurdu olacaktır Allah'ın izniyle!

***

2016'nın son Cumasında Diyanet İşleri Başkanlığının hutbesinde; "Allah'ın lutfettiği ömrü, Allah'ın rızasına uygun yaşayın... Yılbaşı eğlencelerinde israf olmasın, adam gibi girin yeni yıla..." demiş, ertesinde elinde silah bir terörist bir meyhaneye dalmış, 39 kişiyi katledip, çıkıp gitmiş...
Günlerdir terörden bahseden yok, teröristten bahseden yok, bu toprakların düşmanlarından bahseden yok!
Neymiş?
Diyanet İşleri Başkanlığı o son hutbede Yılbaşını eleştirmeseymiş bu katliam da olmayacakmış!
Kılıfa bakar mısınız?
Teröriste ve arkasındaki efendilerine tek kelam edemeyenler, Diyanet İşleri Başkanlığı üzerinden Erdoğan'a sövmekle meşguller!
Ne deseydi Diyanet?
"Allah'ın verdiği ömrü kafanıza göre tüketin, yeni yıla da girecekseniz kafanıza göre girin, sair vakitlerdeki haramların tamamı, Yılbaşında helaldir..." mi deseydi?
Oldu madem;
Reina'yı tarayan terörist, 30 Aralık Cuma hutbesine kızdı da,
Kasım 2015'te Paris'in Bataclan tiyatrosuna dalan, 100 Fransızı öldüren terörist hangi hutbeye kızmıştı?

Daha yakın geçmişte;
20 gün evvel Beşiktaş'tan saldıran,
10 gün evvel Rus Elçiyi sırtından vuran,
Ertesinde Kayseri'de bomba olup patlayan terörist hangi hutbeden etkilenmişti de, alçakça vatan evlatlarını katlettiler?

Beyler!
Bu topraklar işgal edilmek isteniyor!
Hala bunu anlamayan akıl,
Görmeyen göz,
Duymayan kulaklar var bu memlekette!

Caminin, Cemevinin, meyhanenin içerisindeki masum insanları katleden,
Alçakça asker-polis öldüren teröristin hedefinde bu topraklar vardır! Bu toprakların evlatları vardır!
Siz Cuma hutbesinden dolayı masumları katleden teröristi haklı göstermek için, hutbeyle terörü maskelemeye kalkar da, bu milleti birleştirmek için tüm küresel teröristlerin tek hedefi haline gelen Erdoğan'a saldırmaya devam ederseniz, kaybeden bu toprakların evlatları olacaktır!
Terörist, Camideki insana da düşmandır, Cemevindeki insana düşmandır!
Meyhanedeki insana da düşmandır, Stadda maç izleyen insanımıza da düşmandır!
Küresel teröristler, bu toprakların alevisine de düşmandır, sünnisine de düşmandır!
Kürdüne de düşmandır, Türküne de düşmandır!
Laikine de düşmandır, anti-Laikine de düşmandır!
Küresel teröristler top yekun bu millete düşmandır!
Biz Çanakkale'de, Seddül Bahir'de, Gelibolu'da bu toprakları küresel teröristlere vermemek için aynı toprağın altında nasıl koyun koyun yattıysak,
Bugün de omuz omuza direneceğiz, bu toprakları, bu toprakların düşmanlarına teslim etmeyeceğiz!
Milletimizin her bir ferdinin bu küresel saldırıyı boşa çıkarmak için her şeyini ortaya koymaya mecbur olduğu günleri yaşıyoruz.
Seferberlik sadece eline silah alıp cepheye koşmak değildir!
Asıl seferberlik;
Düşman hangi cepheden saldırıyorsa karşısında dimdik durmaktır!
Beşiktaş'a saldırıyorsa, Beşiktaş'ta,
Camiye saldırıyorsa, Camide,
Cemevine saldırıyorsa, Cemevinde,
Meyhaneye saldırıyorsa, meyhanede...
Ayrışmadan, birbirimize sövmeden bir olmaktır!
Irkımızı,
Mezhebimizi,
Meşrebimizi,
İdeolojilerimizi terkederek bu topraklara yapılan küresel saldırıyı püskürteceğiz Allah'ın izniyle!

Siz hala bu topraklara düşmanlığınızı ‘yaşam tarzınızla’ kamufle etme çabasında olun.
Siz hala terörü ve teröristi meşrulaştırma gayretinde olun!
Kiralık terörist meyhaneye dalmış 39 insanı öldürmüş,
Terörün ve teröristin asıl hedefi bu topraklar ve bu toprakların evlatları olduğu gerçeğini maskelemek için; "yapılan eylem yaşam tarzına saldırıdır!.." yalanını çemkirmeye devam edin!

Meyhaneye saldırı terör saldırısı değil,
Meyhanedekilerin yaşam tarzlarına saldırıymış, gibi göstermeye çalışarak neyi maskelemeye çalışıyorsunuz? Ve böylece kimlere alan açacaksınız?

Bunlara göre;
Kırgız terörist Kırgızistan'dan İstanbul'a gelip meyhane ye dalıp eğlenen insanların yaşam tarzına saldırıp gitmiş!...
"Öyleyse bu milletin evlatları olarak sokaklara çıkalım, Kırgız teröristin, yaşam tarzımıza saldırmasının hesabını Erdoğan'dan soralım..." diyerek sokakları, mahalleleri provoke etme çabasında olan bi güruh çemkirmeye devam edenler bilsinler ki; Kırgız teröristin eline silahı veren, meyhaneye saldırtan büyük patron, bi de çok istediği bu milletin evlatlarını sokaklara indirirse, ne yaşam kalacak ne de tarz!...

***

Yaşam tarzınıza müdahele ediliyor öyle mi?

Başı açık millet vekillerine hadleri bildirilip milletin meclisinden mi kovuldu?
Başı açık okumak isteyenlere; "gitsinler Avrupa'da okusunlar..." mı dendi?
Başlarını örtmeleri için okul kapılarında ikna odaları mı kuruldu?
Okul kapılarında gözleri yaşlı başı açık kızlarımızı okula sokmamak için nöbetler mi tutuldu?
Okul birincisi başı açık bir kızımızın birincilik ödülü elinden mi alındı?

Dahası;
Başı açık bi ana, oğlunun ordu evindeki düğününü nizamiyenin kapısından mı izledi?
Başı açık bi hasta, hastaneden mi kovuldu?
Sayın Kılıçdaroğlu'nun eşi Selvi hanım başı açık olduğu için GATA'ya mı alınmadı?

Siz!
Bugün "yaşam tarzımıza müdahele ediliyor" diye bağıranlar!
İstediğiniz gibi yaşadınız bu topraklarda!
Hala da istediğiniz gibi yaşıyorsunuz!

Siz!
Sizden olmayanı,
Sizin gibi düşünmeyeni adam yerine koymadınız ne sokakta, ne de kamusal alanda...

Siz!
Şapka giymediği için Atıf'ları,
Başörtüsü sattığı için Şalcı Bacıları astınız!
İçki içmeyene yobaz,
Sakal bırakana gerici dediniz!
"Laik olmayan insan değildir..." diye höykürdünüz yıllarca!
Hangi 'yaşam tarzından' bahsediyorsunuz?

1937'de Anayasaya yazdığınız Laiklikle bu milletin tüm dertlerine çare olacaktınız!
Lakin bu millete zifiri karanlık bi hayat yaşattınız 80 yıl boyunca!
Bakın da geçmişinize bu milletin yaşam tarzına nasıl müdahele ettiğinizi görün!
Bir gece de milletin ne giyeceğine, ne yiyeceğine, hangi alfabeyi kullanacağına, nasıl yaşayacağına karar verenlerin, bugün çıkıpta, "yaşam tarzımıza" müdahele ediliyor diye zırlaması, milletimizin geleceğine kasteden düşmanların saldırılarını maskelemeye yetmeyecektir!

80 yıl boyunca bu milletin yaşam tarzına müdahele edenler kendileri oldukları halde, bugün "yaşam tarzımıza müdahele ediliyor..." yalanıyla ağlaşanlar!
Hakikatte; 80 yıl boyunca yaptıkları gibi bu milletin yaşam tarzına müdahele edemedikleri için zırlıyorlar!
Çok gerilerde kaldı o günler!
Artık bu şerefli milletin yaşamına da, tarzına da müdahele edemeyeceksiniz!

Boşuna zırlamayın!...

5 Ocak 2017

mus@bhy