Translate

18 Ağustos 2016 Perşembe

15 Temmuz 2016, Saat; 18:20



24 Kasım 2015 öncesinde devam eden Türkiye - Rusya işbirliği, Erdoğan - Putin arasında varılan mutabakat, yapılan ekonomik antlaşmalar, iki lider tarafından konulan hedefler, ABD özelinden tüm küresel haydutları rahatsız etmiş, bu rahatsızlıklarını da her platformda ifade etmişlerdi.
Yeni dünya dengesi açısından Rusya'nın Türkiye'ye değil ABD'ye yakınlaşması gerektiği hususuyla her türlü diplomatik operasyon sahadaydı.
Türkiye - Rusya arasında ki köprüyü yıkmak, bu vesileyle dünyada kurulacak yeni dengenin Rusya - ABD yakınlaşmasıyla mümkün olabileceği hususunda Putin'e ikna operasyonları yapıldı.
David Rockefeller'in başkan yardımcılığını da yapmış Nancy Kissinger'in eşi Siyonist Henry Kissinger Putin'i ikna için Ekim 2015'te 10 gün Moskova'da misafir edildi.
Kissinger, Putin'e; "Birbirlerinin ayağına basmadan bölgenin enerji kaynak ve yollarındaki hakimiyeti ABD ile birlikte kurabileceklerini, yeni Ortadoğu'yu Washington - Moskova hattında oluşturacakları dengeyle yeniden şekillendirebilecekleri..." teklifini yaptı. Yapılan teklife 10 gün boyunca ikna edilemeyen Putin'e, 20 Kasım 2015'te Antalya'da G-20 zirvesinde Erdoğan; "Türk Savaş uçakları Suriye hava sahasına girerek DAEŞ ve PYD mevzilerini dağıtacağını, Rusya'nın, bizim savaş uçaklarımıza kör olmasını' teklif etti. 4 gün sonra 24 Kasım 2015 tarihinde Türk Hava sahasını terkettiği gerekçesiyle Türk savaş uçakları Rus savaş uçağını vurdu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Üzgün olduğunu..." ifade edip
Dönemin Başbakanı Davutoğlu; "Emri ben verdim..." dese de,
Rus uçağını vurma emrini veren ne Başbakan dı, ne Genel Kurmay Başkanıydı ve ne de Başkomutan Erdoğan'ın haberi vardı.

Bugün anlaşılıyor ki, Rus uçağını vuranlara 'vur' emri başka merkezlerden verilmiş. Kissinger'in ikna edemediği Putin'i Erdoğan’dan uzaklaştırmak adına 24 Kasım'da TSK içerindeki unsurları Fetullahçı teröristlere verilen emirle Rus uçağı düşürüldü. Ve Kissinger'in çok istediği Erdoğan - Putin arasında ki köprü de yıkılmış oldu.
İki ülke arasında başlayan kriz, karşılıklı ambargolarla, yapılan tehditlerle 8 ay devam etti. Bu süreçte Kissinger'in temsilciliğini yaptığı küresel merkezler avuçlarını açtılar Türkiye-Rusya arasında başlayacak 3. dünya savaşını beklemeye başladı.
24 Kasım'ın üzerinden 8 ay sonra, Haziran 2016'da, Rusya Milli Güvenlik Akademisi Dış Ekonomik İlişkiler Başkan Yardımcısı Türk asıllı Korgeneral Talat Enver Çetin, Türkiye ile Rusya arasında yeniden işbirliğinin başlaması hususunda yeni bir sayfanın açılması gerektiğini, Batı için Rusya ve Türkiye'nin aynı olduğunu ifade etmesi, Türkiye bir adım atarsa, Rusya'nın, Esed'den de, PYD'den de vazgeçeceğini deklare etmesi, Kissinger'in organize ettiği uçak vurma kriziyle başlayan süreci de bitirmiş oldu.
Haziran 2016 sonunda Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından gönderilen 'üzgünüz' mektubu, akabinde varılan mutabakatla belirlenmiş iki liderin görüşme takvimi Küresel merkezleri çılgına çevirmeye yetti...

15 Temmuz 2016 günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry’nin Moskova ziyareti, yeniden inşa edilecek Ankara – Moskova köprüsünü yıkmak için yapıldı.
15 Temmuz 2016 günü saat 18.20’de Moskova’da Rusya Dışişleri Bakanı Lawrow ile ABD’li mevkidaşı Kerry görüşmesinde off the record Kerry’nin Lawrov’a “Mekanizma harekete geçti, Erdoğan gidiyor…” dediği aynı saatte, Putin’in karakutusu Aleksandr Dugin, Kissinger’lerin Erdoğan’a darbe yapacağı istihbaratıyla Ankara’da idi…
15 Temmuz 2016 saat 18.20’de Rus Dışişleri Bakanı Lawrov’a, Mekanizmanın harekete geçtiğini, Erdoğan’ın gidiyor… haberini ilk ağızdan veren Kerry, saat 20.00 sularında ABD Moskova Büyükelçiliğine geçerek, Ankara ve İstanbul bombalanırken 4 saat boyunca Erdoğan’ın gidişini(!) takip etti. Aynı John Kerry, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın face time üzerinden darbeyi püskürttüğü 24.00 sularında, Türkiye’de belirsiz bir durum olduğunu, kendilerinin istikrar(!)dan yana olduklarını açıklamak zorunda kaldı. 16 Temmuz’un ilk saatlerinde Kissinger’lerin Stratfor üzerinden attıkları; “Türk Ordusu, Türkiye’de yönetime el koydu…” twitleri, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın uçağının twitter’de yayınlanan anlık rotalarıyla sevinç çığlıkları atan Kissinger’lerin Stratfor’ları 03.00 civarında Türkiye’de yapılan askeri darbenin püskürtüldüğünü, siyasi iktidarın iş başında olduğunu, kendilerinin seçilmiş hükümet ve demokrasiden yana olduklarını açıklamak zorunda kaldı…

15 Temmuz 2016, saat 18.20’den itibaren Türkiye’de yapılan saldırıdan haberdar olan ABD yönetimi, 16 Temmuz 2016 sabah 06.00 sularında; “Türkiye’de demokrasiye yapılan saldırıyı kınıyoruz, seçilmiş hükümetin yanındayız…” açıklamasını yapmaya mecbur oldu.

İçerden ve dışardan bu toprakları kuşatanlar asker elbisesi giydirdikleri Fetullahçı teröristler eliyle 15 Temmuz gecesi Erdoğan’ı alacaklar, bu topraklara yeniden çökeceklerdi. Milletimizin direnmesini hesap edemediler. O gece milletimiz canlarını verdi, Erdoğan’ı vermedi. Ve böylece tarihi bir yenilgiyi de tatmış oldular…

Buradan ABD Dışişleri Bakanı Siyonist John Kerry’e sormak istiyorum: Mekanizmanız harekete geçti mi? Erdoğan’ı alabildiniz mi?

Rusya ile yeni bi dünya dengesi kuracaktınız!
Türkiye-Rusya imparatorluğunu durduramadınız!

Fetullahçı teröristler eliyle Erdoğan’sız Türkiye’yi yeniden teslim alacaktınız!
Alamadınız!

İmparatorluğun çöküşünü izleyecektiniz!
İmparatorluğunuzun çöküşünü izliyorsunuz!

ABD’niz de, AB’niz de,
BM’niz ve NATO’nuz da yok olacaksınız!

PKK’nız, PYD’niz,
DAEŞ’iniz, FETÖ’nüz de kurtaramayacak!


2010 referandumdan bu yana bu toprakları yeniden teslim almak için verdiğiniz savaşı 15 Temmuz’da kaybettiniz!

Defolup gidin bu topraklardan!
İki yüzlü sahtekarlar!...


18 Ağustos 2016

mus@bhy

16 Ağustos 2016 Salı

SAHTE KAHRAMANLAR!




1960'ta yıkıldık!
1980'de diz çöktük!
28 Şubat'ta teslim olduk!
2003'ten itibaren yeniden ayağa kalkmak adına,
Ayağımıza vurulmuş küresel prangaları kırarak yol alma çabasında olduk.
Doğrulduk ve bize diz çöktürenlere 'durun bi dakka!...' diye haykırdık!
Dünyanın efendilerine; "Dünya 5'ten büyüktür!..." resti çektik!
15 Temmuz'a gelinceye kadar onlarca küresel saldırıya muhatap olduk!
15 Temmuz saldırısı, 1960'tan, 1980'den, 28 Şubat'tan daha ileri bi saldırıydı.
15 Temmuz, Türkiye üzerinden, Coğrafyayı yeniden parçalama projesiydi.
Başarsalar dı, bu toprakların evlatlarının gelecek 100 yılı birbirlerini öldürmekle geçecekti. Onlar da keyif sürecekti geçmiş 100 yıl olduğu gibi.
100 yıl evvel ellerinde cetvellerle bu toprakları parçalayanlar,
100 yıl sonra bu gün coğrafyanın haritalarını yeniden çizerek bu toprakları paramparça edeceklerdi...
15 Temmuz saldırısının asıl amacı bu toprakların son kalesi Türkiye'yi yıkmak, bu Coğrafyanın haritalarını yeniden çizmek içindi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın 15 Temmuz gecesi, 'Ölümüne! Ölümüne!...' haykırışıyla sokağa koşan, tankların altlarına yatan, canlarını veren milletimiz hakikatte bu toprakları yeniden vatan yaptı.
15 Temmuz'un asıl kahramanları, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "sokaklara çıkın, meydanlara inin..." çağrısını sorgulamadan, siyasi ideolojilerini evlerine bırakarak sokaklara fırlayan, göğsünü bombalara, kurşunlara, tanklara siper eden bu milletin evlatlarıdır.


15 Temmuz saldırısından bir ay sonra bugünlerde sahte kahramanlardan geçilmiyo.
Ogün süreci sesizce izleyen, kim galip gelecekse o tarafa koşacak, darbe başarılı olsaydı darbeci olacak korkaklar, darbenin akamete uğratılmasında kendilerine pay düşürmenin hesabındalar.
27 Mayıs 1960 darbesinden sonra,
12 Eylül 1980 darbesinden sonra,
28 Şubat 1997 post modern darbesinden sonra darbecileri haklı gören güruh, 15 Temmuz darbe girişimi başarılsaydı tamamı darbecileri alkışlayacaklardı.
15 Temmuz gecesi saklanan, darbe püskürtüldükten sonra sahalara inen sahte kahramanlar meselenin Fetullahçı bir darbe olduğunu söyleye dursunlar, Milletimiz Fetullahçı teröristlerin arkasına saklanan Küresel teröristleri 15 Temmuz gecesi ve sonrasında görmüştür.
Hem içerde saklanan, hem dışarda deşifre olan darbeciler bilsin ki;
15 Temmuz'da bu topraklara saldıran Küresel ve Fetullahçı teröristler, 15 Temmuz gecesi saklanan, sonrasında sahalara inen sahte kahramanlar, 15 Temmuz saldırısının suç ortakları suç üstü olmuştur.15 Temmuz saldırısıyla milletimiz büyük fotoğrafı görmüştür.

Bundan sonra tüm güçleriyle saldıracaklar.
Lakin bu şerefli milletin, onların tüm etaplarına verilecek bi cevabı muhakkak olacaktır.


Son saldırılarıyla, bu millete yeniden diz çöktüremeyeceklerini,
Bu topraklara yeniden nizam veremeyeceklerini,
Bu Coğrafyaya yeniden harita çizemeyeceklerini gördüler!

Durmayacaklar!
Saldıracaklar!
Biz de millet olarak durmayacağız!
Hep teyakkuz halinde olacağız!
Bu büyük oyunu bozmak için ölünecekse öleceğiz, bu toprakları vermeyeceğiz!


Sahte kahramanlar mı?
Onları da adam yerine koymayacağız!...



16 Ağustos 2016

mus@bhy

5 Ağustos 2016 Cuma

15 TEMMUZ VE FETULLAHÇI TERÖRİZM




Yeryüzü insanlığı  ilk insan ve ilk Peygamber Adem a.s ile başlayan ‘Hak ile Batıl’, ‘İman ile Küfür’, aydınlık ile karanlığın mücadelesine şahitlik etmiştir ve bu mücadele kıyamete dek devam edecek.
İman tarafında  yer alan insanlık, gücünü ve kuvvetini Hak’tan alarak, Hakkın ilahi nizamını hakim kılabilmenin mücadelesini verenlerden oluşmaktadır.
Batıl ya da küfür ise; Allah’ı ve Allah’tan gelen nizamı, Allah’ın yeryüzünde insanlık tarafından bizzat yaşanmasını istediği düzeni kabul etmeyen beşeriyet, ‘küfür’ tarafını oluşturmaktadır.
İman edenler, Allah’tan gelenlerle yolunu ve yönünü belirleyerek mücadelesini ortaya koymuş,
Küfredenler de ‘iman ehli’ insanlığın yolunu ve yönünü değiştirebilmek, onları yollarından sapıtabilmek için var olmuşlardır.
Asırladır yeryüzü insanlığının çektiği sancıların, döktüğü gözyaşlarının da sebebi, küfür ve batılın, iman ve Hakk’a karşı galip gelme mücadelesidir. Zamanın hangi diliminde galip geldiklerini ilan ettilerse asıl kaybedenin küfür cephesi olduğunu, planlarının bozulduğunu tarih sayfaları bizlere göstermektedir.

Zamanın her döneminde kafirlerin, zalimlerin, tağutların, darbecilerin, teröristlerin ve Firavunların ittifak edip iman ehli Müslümanlara saldırdıklarına, zulmettiklerine şahit oldu insanlık.
İslamın ve müslümanın düşmanı kafirler her dönemde, ekonomik ve teknolojik güçlerini birleştirip Müslümanlar üzerine ölüm yağdırdılar.
Her zamanda ve her zeminde Allah’ın nurunu söndürmek için her yolu denediler,
Elleriyle – dilleriyle,
Toplarıyla – tüfekleriyle,
Tanklarıyla – füzeleriyle müslümanın üzerine öfke kustular, ölüm kustular.
         Lakin Allah’ın nurunu söndüremediler,
Allah’ın nurunu engelleyemediler…

Bu topraklarda 1000 yıl süren mücadelenin amaç ve gayesini anlamadan, 15 Temmuz saldırısını anlamamız mümkün değildir.
Bu vesileyle parçaları, planları, yapılanları,  fotoğrafları bir araya getirip asıl büyük fotoğrafı görebilmek, planlanan ve oynanan büyük oyunu görmek durumundayız.

100 yıl evvel büyük Cihan İmparatorluğunu yıkanlar, bakiye topraklarını parçalayan Küresel teröristler bu topraklardan hiç gitmediler.
100 yıl boyunca onlar keyif sürdü, bu toprakların evlatları birbirini öldürdü.
Bu topraklarda kan ve göz yaşı hiç eksik olmadı.
100 yıl boyunca Firavun misali saldırdılar,
Nemrut misali saldırdılar bu toprakların insanlarının üzerine…
Yeryüzünde adalet ve merhamet medeniyeti inşa etmiş koca bir imparatorluğu yıktılar kendi sömürü tezgahları için. Coğrafyayı cetvelleriyle nizama soktular, Osmanlı’nın 24 milyon kilometre kare toprak parçasında yüzlerce devletçikler kurdular. Kurdukları devletçikleri birbirine düşman ettiler. Bu topraklar da kan kustular, ölüm kustular 100 yıl boyunca…

Bu topraklarda ne zaman işler istedikleri yöne gitmediyse darbe yaptılar, her darbe sonrası bu toprakların kaynaklarını, bu milletin kasasını boşalttılar…

2002 yılında işbaşına gelen Erdoğan’la 2010 yılına kadar yol yürüyenler, 2010 sonrasında Ak Parti’yi indirmek, Erdoğan’ı durdurmak için türlü operasyonlarla darbelere teşebbüs ettiler.
Beceremedikçe çıldırdılar!
Çıldırdıkça daha çok bu topraklara ihanet ettiler…

Erdoğan’ın ofisine böcekler koyarak işe başladılar,
Mit operasyonuyla Erdoğan’a uzanmak istediler,
Gezi’den saldırarak, durdurmak,
Beceremeyince 17-25 Aralık’ta Erdoğan’ı teslim almak,
Mit tırları üzerinden Lahey’e göndermek istediler…
Hesapları tutmadıkça çılgına döndüler,
Erdoğan’dan kurtulmak adına, 15 Partiyi Ekmeleddin İhsanoğlun’a mecbur ettiler…
Barış yalanıyla HDP’li,
Kürtlere özgürlük yalanıyla PKK’lı oldular.
Erdoğan yoluna devam ettikçe kinlerinden tırnaklarını yediler…

DAEŞ'le saldırdılar,
PKK maskesinin arkasına saklanarak vurdular…
Ne Erdoğan’a, ne de bu millete diz çöktüremediler…

15 Temmuz’da Küresel teröristlerin antrenörlüğünde bu topraklara, bu toprakların evlatlarının üzerine bomba olup yağdılar….
Küresel haydutların, ceplerine koydukları 1 er dolara bu toprakları sattılar.
Küresel haydutlar Fetullahçı teröristler eliyle önce Cumuhurbaşkanı Erdoğan'ın, akabinde bu milletin canına kastettiler.
Milletin üzerine bomba yağdırdılar, kurşun yağdırdılar, tanklarla ezdiler 240 vatan evladını şehit ettiler…

15 Temmuz'da TSK içerisindeki Fetullahçı terörist unsurlarıyla alçakça saldırdılar!
15 Temmuz saldırısı darbe filan değil, direk bu milletin istiklaline açılmış bir savaştı!
DAEŞ'in, PKK'nın ve Fetullahçı teröristlerin ortak patronlarının Türkiye'ye saldırmasıydı!
Milletin meclisini,
Cumhurbaşkanlığı külliyesini,
Ankara Emniyet Müdürlüğünü,
Özel Harekat merkezini,
Mit’i kahpece bombaladılar…

15 Temmuz’da 1000 yıllık tarihimizde görmediğimiz kahpeliği, kalleşliği, hainliği gördük millet olarak…
Aynı kıbleye yöneldiğimiz,
Aynı secdeye baş koyduğumuz kanı bozuk, aklı satılmış, beyinleri kirada teröristlerin ihanetlerini gördük millet olarak…
Bu şerefli milletin üzerine kahpece kurşun sıkan,
Bu milletin iradesine haince saldıran,
Bu milletin evlatlarını alçakça öldüren sütü bozukların alçaklığını gördük millet olarak…

Bu millete ihanet ettiler!
Bu topraklara, bu toprakların evlatlarına düşmanlık ettiler!
Bu şerefli milletin fitresini topladılar, bu şerefli millete ihanet ettiler!
Bu şerefli milletin zekatını topladılar, bu şerefli millete alçaklık yaptılar!
Bu şerefli milletin kurbanını topladılar, bu şerefli millete kumpas kurdular,
Bu şerefli milletin ekmeğini yediler, bu toprakların suyunu içtiler, bu şerefli millete kurşun sıktılar, Lakin çok istedikleri Türkiye’yi ele geçiremediler.
Becerselerdi, bu milletin oylarıyla seçilmişleri asacaklardı!
Becerselerdi, kendilerinden olmayan bu milletin evlatlarını kurşuna dizeceklerdi!
Bunlar, top yekün bu toprakların, bu toprakların evlatlarının düşmanıdır!
Bunlar, haindir!
Bunlar, alçaktır!
Bunlar, kahpedir!
Bunlar, kalleştir!
Bunlar, darbecidir!
Bunlar, teröristtir!


Yeryüzünde mü’min, müslüman, mazlum ve masumların,
Gazze’nin yetimlerinin,
Şam’ın yetimlerinin,
Myanmar’ın mazlumlarının,
Arakan’ın gariplerinin,
Ortadoğunun,
Balkanların,
Kafkasların,
Kara kıta Afrikan’ın gözü yaşlı insanlarının umudu Türkiye’nin evlatlarına darbe yapan,
Ülkenin semalarında milletin uçağıyla milleti bombalayan,
Ülkenin sokaklarında milletin tankıyla milleti ezen,
Milletin silahını millete sıkan Fetullahçı teröristlerin bu milletin istiklaline, bu ümmetin istikbaline nasıl ihanet ettiklerine şahit olduk millet olarak…

Fetullahçı teröristler, yıllardır efendilerinin gül hatırı için her türlü şerefsizliği yaptılar, her türlü kirli ittifakların içerisinde yer aldılar, her türlü alçaklığı ‘hizmet’ yalanıyla maskelediler, sonunda 40 yıllık yolculuklarını 15 Temmuz saldırısıyla bitirdiler…

Fetullahçı teröristlerin bu topraklarda ki yolculukları 1971’de başladı…
1971’den 15 Temmuz’a giden süreçte bu topraklarda yapılan tüm darbeler, operasyonlar sadece Fetullahçı teröristlerin selameti için, önlerinin açılması için yapılmıştır.

Bu topraklarda 1980'de TSK darbe yaptı,
Kenan Evren'in kudretli Cumhurbaşkanı olduğu 1985'lerde, Fetullahçı teröristler ilk olarak soru çalarak TSK'ya sızmaya başladı...
O günden başlayarak Fetullah Gülen'e yan bakan ne kadar siyasetçi, ne kadar iş adamı, ne kadar STK varsa bir bir tasfiye edildi, her alanda Fetullahçı teröristlerin önleri açıldı...
-Fetullahçı teröristler tarafından Özal zehirlendi, Mesut Yılmaz desteklendi Fetullahçı teröristlerin önleri açıldı,
-28 Şubat'ta Erbakan'la birlikte TSK içerisindeki yerli ve milli sağcı ordu mensupları tasfiye edildi, TSK'da ki oluşan boşluk Fetullahçı teröristlerce dolduruldu,
-Fetullahçı teröristler tarafından; Muhsin Yazıcıoğlu öldürüldü, Mustafa Destici BBP'ye,
Deniz Baykal tasfiye edildi, Kemal Kılıçdaroğlu CHP'ye Genel Başkan oldu,
-Ergenekon ve Balyoz dalgalarıyla TSK içinde ki yerli ve milli solcu ordu mensupları tasfiye edildi, yine oluşan boşluk Fetullahçı teröristlerce dolduruldu. TSK'nın %90'ı Fetullahçı teröristlere geçmiş oldu. Böylece 1985'den itibaren soru çalarak başladıkları TSK'ya sızma harekatı tamamlanmış oldu.
-Kimse Yok Mu'ya alan açmak için, Fetullahçı teröristler tarafından Avrupa ve Afrika'da etkili olan Deniz Fenerine soruşturmalar açıldı, itibarsızlaştırmak için her halt yendi.
-Orduyu, Bürokrasiyi, Emniyeti, Yargıyı ele geçirmek için soru çalan, kendilerinden olmayanlara kumpaslar kuran, ocaklar söndüren Fetullahçı teröristler devletin anahtarını alabilmek için,
Mit operasyonuyla hem Erdoğan'dan kurtulacak, hem de efendilerine bu toprakları yeniden teslim edeceklerdi.
2010'dan sonra tüm enerjilerini ve güçlerini Erdoğan'dan kurtulmak ve devletin tümünü ele geçirmek için kullandılar.
Gezi saldırısı,
17-25 Aralık darbe teşebbüsü,
Mit tırlarının durdurulması,
Fetullahçı teröristlerin PKK'lı teröristlerle işbirlikleri Erdoğan'dan kurtulup, devletin tümünü ele geçirmek içindi...
-Uludere'de 34 Kürt vatandaşın katledilmesiyle çözüm sürecini bitirmenin ve Kürt halkını Erdoğan'ın karşısında ayaklandırmanın,
-Hrant Dink'in öldürülmesiyle Ermeni vatandaşları Erdoğan'ın karşısına dikmenin hesabını yapan Fetullahçı teröristler,
-Rus uçağının düşürülmesiyle de Rusya'nın Türkiyeyle arasını açıp, Kissinger'in çok istediği Rusya-ABD işbirliğini hayata geçirmenin hayalini kurdular...
-Sondan bi önceki çare olarak gördükleri yerli ve milli Devlet Bahçeli'yi tasfiye ederek Meral Akşener'le Erdoğan'dan kurtulmanın yollarını aradılar...
40 yıllık hesapları tutmadı,
Çok istedikleri olmadı...
-Sonun da 40 yıl önce soru çalarak sızdıkları TSK'da,
28 Şubat'ta yerli sağcıların yerine,
Ergenekon ve Balyoz operasyonlarıyla tasfiye ettikleri yerli solcuların yerine doldurdukları Fetullahçı teröristlerle milletin üzerine kurşun sıktılar, milletin meclisini bombaladılar, milletin tankıyla milletin evlatlarını ezdiler...

40 yılda bu topraklarda oldu bütün bunlar...
Ve her darbe, her tasfiye Fetullahçı teröristlerin önünü açtı,
Lakin 40 yılın sonunda Fetullahçı terörizmin lideri, utanmadan, arlanmadan önce Siyonizmin medya üssü CNN int'ten, kendisinin darbeye karşı olduğunu ve hatta tüm darbelerin kendisine yapıldığı yalanını söyleyebildi,
Akabinde, kendisi gibi darbeci olan Sisi'nin televizyonuna çıkıp; Batı'nın Türkiye'ye müdahele etmesini, Erdoğan'ı indirmesini isteyecek kadar alçaldı...
Hani darbeye karşıydın?
Hani tüm darbeler sana yapılmıştı?
Fetullahçı terörizmin lideri halâ tehditlerine devam ederken,
Erdoğan düşmanlığıyla, Batı'dan eman dilenme zilletini, alçaklığını ve şerefsizliğini yaşıyor...
40 yıl da bu topraklarda hem her türlü kahpeliği,
Her türlü alçaklığı,
Her türlü hainliği,
Her türlü şerefsizliği,
Her türlü darbeyi sapık hizmetin için yapacaksın,
Her türlü operasyondan ve darbeden sonra senin önün açılacak,
Sonra da tüm darbeler bana yapıldı diyeceksin...
Bundan böyle Batılı efendilerin de kurtaramayacak seni,
Çok can yaktın,
Çok canın yanacak!..

Küresel teröristler, bundan böyle bu milletin üzerine hangi ittifaklarla gelirlerse gelsinler,
Hangi cepheden saldırırlarsa saldırsınlar,
Hangi maskelerle bu topraklara tezgah açarlarsa açsınlar,
15 Temmuz gecesinden bu güne, canlarını verip bu toprakları vermeyen bu toprakların evlatları galip gelecektir Allah’ın izniyle…
Ecdadından bakiye kutlu mirasa, bu topraklara, kendi istiklaline, ümmetin istikbaline sahip çıkmak,
İzzet ve şerefini çiğnetmemek adına 20 gündür meydanları terketmeyen bu milletin evlatları,
Bu milletin canına, şeref ve haysiyetine kasteden Küresel ve de  Fetullahçı teröristlere karşı Çanakkale ruhuyla kurşunlara, bombalara ve tanklara göğsünü siper ederek bu toprakları ‘geçilmez’ yapan, bu milletin evlatları 15 Temmuz’da 100 yıllık saltanatları yıktı elhamdülillah…

Küresel ve de Fetullahçı teröristler istemese de,
Allah cc nurunu tamamlayacak ve böylece bu topraklar yeniden adaletin ve merhametin yurdu olacak…

15 Temmuz, bu şerefli milletin tarihi yeniden yazdığı gündür!
15 Temmuz, Yeni bir Türkiye’den sonra yeni ve adil bir dünyanın ilan edildiği gündür!
Yeryüzünün mazlum ve mağdurlarına yeni bir sözün söylendiği gündür!
15 Temmuz, bu toprakların evlatlarının direne direne dirildiği gündür!

Allah cc,
Milletimizin,
Milletimizin Cumhurbaşkanının,
Ordumuzun Başkomutanının,
Polisimizin, askerimizin, idarecilerimizin yardımcısı olsun,
Böylesi karanlık geceleri bi daha bu millete yaşatmasın…

Yeni bir Türkiye’nin şerefli evlatları!
Başınızı dik tutun!
Bu toprakların evladı olmanın gururunu ve onurunu yaşayın!...



05 Ağustos 2016

mus@bhy