Translate

5 Aralık 2016 Pazartesi

ERDOĞAN'SIZ TÜRKİYE...


Son 5 yılda belkide 100 yıl içerisine sığdırılabilecek operasyonlara muhatap olduk millet olarak...

Son 5 yılda;
Öfkeli operasyonlarla,
Çok uluslu saldırı dalgalarıyla,
Fetö, PKK ve DAEŞ ile oluşturulan terör koalisyonlarıyla,
İçerden ve dışardan vurulmak istendik!
100 yıl olduğu gibi Anadoluya hapsedilmek istendik!
Erdoğan özelinden yapılan saldırılarla önce durdurulmak,
Sonra kutlu yürüyüşten ve hedeflerimizden vazgeçirilerek diz çöktürülmek istendik!
7 Şubat Mit operasyonu,
Gezi saldırısı,
17-25 Aralık darbe teşebbüsü,
Mit tırları operasyonları, Erdoğan üzerinden Türkiye'yi ve büyük yürüyüşü durdurma ve büyük hedeflerden vazgeçirme operasyonlarıydı.
Attıkları adımların, yaptıkları saldırıların hedefinde sadece Erdoğan vardı.
10 Ağustos 2014'e kadar geçen süreçte Ak Parti'yi Erdoğan'dan koparabilmenin çabasında oldular.
Yani 7 Şubat Mit operasyonu, Gezi saldırısı,17-25 Aralık darbe teşebbüsü, Mit tırlarının durdurulması, Erdoğan'sız Ak Parti projesinin hayata geçirilmesi için yapılmış saldırılardı.

Hatırlayın o günleri;
7 Şubat'ın, Gezi'nin ve 17-25 Aralık'ın hedeflerinin tam ortasında Erdoğan vardı. Saldıran çevrelerin ortak hedefinde Ak Parti değil, Erdoğan vardı. Mesela içerden ve dışardan attıkları manşetlerde "Hırsız Ak Parti..." manşeti göremediniz, lakin o günler de hemen hergün; "Hırsız Erdoğan..." manşetleriyle uyanıyordu milletimiz. Algı tam gaz devam ediyordu...
Bu süreçte, Erdoğan'ın yol arkadaşı olduğu iddiasında bulunan ne kadar Ak Parti'li varsa sessizce süreci izlediler!
Erdoğan, küresel bir saldırının hedefindeyken,
Ak Parti'nin etkili ve yetkili makamlarını işgal eden Erdoğan'ın yol arkadaşları(!) ya tribünden ya da masa altlarına gizlenerek süreci izlemeyi tercih ettiler! Erdoğan girdiği seçimlerde, milletten aldığı destekle tek başına milletin istiklal ve istikbal mücadelesini başlattı.
Mücadele devam ederken, belki de 100 yılda yapılan operasyonların tamamı son 5 yılda bu topraklarda yapılırken Ak Parti'li Milletvekili, Ak Partili Bakan, Ak Parti'li Belediye Başkanı, Ak Parti'li İl Başkanı, İlçe Başkanı Erdoğan'ın adını koyduğu İstiklal ve İstikbal mücadelesinde Erdoğan'ın yanında olmadı.
Erdoğan'ın, 17-25 Aralık 2013'te teşebbüs edilen darbenin ertesinde 'Fetullahçı teröristlerin inlerine gireceğini...' ilan ettiği halde, Ak Parti'nin ikinci adamlarının, Milletvekillerinin, Bakanların ve teşkilat mensupları Fetullahçılarla ortaklıklarına devam etmeleri, meseleyi Erdoğan'ın meselesiymiş gibi görmeleri, son 5 yıllık süreçte Erdoğan'ı tek başına yürümeye mecbur etti.
Bu topraklarda hesabı olan Küresel haydutlar, böylece 7 Şubat'la başlattıkları Erdoğan'sız Ak Parti projesinde başarılı oldular.
Erdoğan, 10 Ağustos 2014 itibariyle siyasi yol arkadaş(!)larıyla değil milletiyle kutlu yürüyüşe devam etti. Kendilerince Erdoğan'sız Ak Parti'yi başarmış olan küresel haydutlar, 10 Ağustos itibariyle Erdoğan'sız Türkiye projesi için düğmeye bastılar.
Çok uluslu saldırıların nihayi hedefinde Erdoğan'sız Türkiye hayali vardır!
2015 Kasım'ın da düşürülen Rus uçağı Erdoğan'sız Türkiye projesinin bi parçasıydı.
Fetullahçıların barış yalanıyla HDP'li olması,
PKK'lı teröristlerin hendeklerden saldırması,
DAEŞ'in terör koridoruyla, Türkiye'nin Anadoluya hapsedilmek istenmesi, Erdoğan'sız Türkiye projesinin öteki parçasıydı...
Haziran 2016'ya kadar devam eden Türkiye-Rusya kriziyle Türkiye-Rusya arasında 3.dünya savaşı çıkacak, Rusya Erdoğan'a vuracak, bu vesileyle Kissinger'ler hem Erdoğan'dan, hem de Putin'den kurtulacaklardı. Kissinger'in aklıyla 8 ay boyunca bu hayalle yatıp kalkanlar Haziran 2016'nın son haftasında Türkiye-Rusya barışmasıyla, Erdoğan-Putin görüşecek olmasıyla çıldırdılar!
Onların hesabı şuydu;
24 Kasım 2015'te TSK içerisinde Fetullahçı teröristler'in düşürdüğü Rus uçağıyla, tek taşla kuş katliamı yapacaklardı.
Türkiye-Rusya birbirini haritadan silecek, bu coğrafya yeniden Kissinger'lerin olacaktı! İki lider arasında yürütülen sivil ve sessiz diplomasiyle Kissinger'lerin tezgahları dağıldı, planları tarihin çöplüğüne gitti!
Bu süreçte Demirtaş'ın barış(!) yalanı hendeklere gömülürken,
Türkiye-Rusya arasında 8 ay boyunca karşılıklı tehditlerden, uygulanan ambargolardan 8 ay sonra sivil ve sessiz diplomasiyle Türkiye-Rusya krizinin aşılması Kissinger'leri çıldırttı!
15 Temmuz'da tüm güçlerini birleştirdiler Erdoğan'sız Türkiye için saldırdılar!
15 Temmuz'da Türkiye elinden alınmak istenen Erdoğan, 15 Temmuz'un ertesinde TSK'nın yarısı darbecilikten içeri alınmış bir orduyla, Kissinger'lerin DAEŞ'e kurduracakları terör koridorunun tam ortasından girdi, terör koridorlarını tarihin çöplüğüne gömdü. Türk akım projesini hayata geçirerek bellerini kırdı.
Küresel haydutlar kaybetse de durmadılar.
Musul üzerinden Erdoğan'ı durdurmak istediler, lakin Erdoğan'a teslim oldular!
Avrupa parlamentosu üzerinden geldiler, OHAL'in kaldırılmasını, Fetö'cü ve PKK'lı teröristlerin bırakılmasını, Başkanlık ve yeni Anayasadan vazgeçilmesini istediler, AB müzakerelerini dondurma kararı aldılar,
Tehdit ettiler, Erdoğan pabuç bırakmadı, yapılan tehditleri geldiği yere gönderdi, hadlerini bildirdi!
Şimdi dolarla saldırıyorlar Erdoğan'sız Türkiye için!

15 Temmuz’da Erdoğan’sız Türkiye hesabıyla bomba olup milletin üzerine yağanlar!
15 Temmuz gecesinde evinden, küçük yavrusunu 16 yaşındaki kızına emanet edip, helalleşip çıkan, tankın önünde 'ölümüne, ölümüne...' dimdik duran bu şerefli milletin şerefli analarına diz çöktüreceklerini zannedenler, bu milletin yüreğindeki imanına, Erdoğan’a olan sevdalarına yenildiler!
7 Şubat'ta, Gezi'de, 17-25 Aralık'ta Erdoğan'ın yol arkadaş(!)larını korkuttular belki, lakin 15 Temmuz'da bu milleti korkutamadılar!
O süreçte, Erdoğan'ı yalnızlaştırmayı başardılar belki,
Hatta, kendilerince Erdoğan'sız bir Ak Parti becerdiler belki, lakin bu milletin yüreğindeki Erdoğan’ı söküp atamadılar...
Erdoğan; '17-25 Aralık'tan sonra yol arkadaşlarım beni yalnız bıraktı, 15 Temmuz'dan buyana yalnız yürüdüğümü biliyorum...' diye haykırdıkça,
Neden;
Ak Parti'li Bakanlar,
Ak Parti'li 317 milletvekili,
Ak Parti'li 600 küsur Belediye Başkanı,
Ak Parti'li 81 İl Başkanı,
Ak Parti'li 900 küsur İlçe Başkanı,
Ak Parti'li bürokrat seslerini yükseltmez; "Reis yalnız değildir, biz yanındayız..." diyerek Erdoğan’a ola yol arkadaşlıklarını ispat edemediler!
Küresel haydutlar 15 Temmuz darbesini beceremeyince, ertesinde buldukları her cepheden Erdoğan'a, verdiği mücadeleye saldırırken,
Bu topraklar belki de ilk defa bu kadar kuşatılmışken,
Ak Parti'nin Sayın Milletvekilleri,
Sayın Belediye Başkanları,
Sayın teşkilat mensupları neden sosyal medya hesaplarından hala çiçek - böcek paylaşır?
Neden sadece yaptıkları ziyaretleri paylaşırlar da, o ziyaretlerde verdikleri mesajları paylaşmazlar?
Erdoğan tek başına 'ölümüne' bir İstiklal ve istikbal mücadelesi verirken, Erdoğan'ın yol arkadaşı olduklarını iddia edenler neden buldukları her platformdan Erdoğan'ın mücadelesine destek vermezler?

Beyler!
Bu kutlu mücadele sadece Erdoğan'ın mücadelesi değildir!
Bu mücadele şu kadar insan Milletvekili olsun, bu kadar insan Belediye Başkanı olsun mücadelesi değildir!
Erdoğan'ın verdiği kavga bu toprakların kavgasıdır!
Erdoğan'ın verdiği mücadele bu toprakların mazlumlarının, mağdurlarının, yetimlerinin mücadelesidir!
Bu kavga siyasi bi kavga değildir!
Bu kavga, bu toprakların evlatlarının özgürlük kavgasıdır!
Bu kavga 100 yıldır diz çöktürülmüş mazlum milletlerin diriliş kavgasıdır!
Yol arkadaşı olduklarını iddia edenler Erdoğan'ı yalnız bıraksalar da, bu şerefli millet, milleti için 'ölümüne.... ölümüne...' diriliş mücadelesi veren Erdoğan'ı yalnız bırakmayacak!
Erdoğan'ın yol arkadaşları dönse de, asla bu millet girdiği bu kutlu yoldan dönmeyecektir!

Nereden saldırırlarsa saldırsınlar!
Terörle saldırsalar da,
Kararla saldırsalar da,
Dolarla saldırsalar da,
Erdoğan'sız Türkiye'yi başaramayacaklar!
Ve bu şerefli millet Erdoğan'ı yürüdüğü kutlu yolda asla yalnız bırakmadı, bırakmayacaktır!..
Erdoğan'sız Türkiye hesabı yapanlar duysun!
Erdoğan'ı yalnız bırakanlar bilsin!
Bu millet Erdoğan'dan, Erdoğan da bu milletin istiklal ve istikbal mücadelesinden vazgeçmeyecektir!

…Ve asla yalnız yürümeyecektir!..



05 Aralık 2016

mus@bhy

23 Kasım 2016 Çarşamba

Yeni Konsept...



100 yıldır gücü elinde bulunduran haydutlar istedikleri bölgeye girip, istedikleri katliamı yapıp, istedikleri kaynakları sömürebiliyorlardı.
Bu topraklara haritaları onlar çizer,
Haritasını çizdikleri topraklara terör örgütlerini onlar indirir,
Onların desteklediği teröristler bu toprakların evlatlarını öldürürken,
Onlar da bu toprakların kaynaklarını kendi kasalarına doldururlardı.
Sömürü tezgahlarına halel getirecek iktidarlar darbelerle indirilir,
Yerine yenileri getirilirdi.
Onlar oyun kurar, bu toprakların evlatları da oynanan oyunu sadece seyrederdi.

40 yıl boyunca Merhum Erbakan'dan başka sesini çıkaran yoktu. Ömrü boyunca; "Batı'nın terbiye edilmemiş bir aygır olduğunu..." anlattı insanlığa, lakin sesini ve sözünü duyan olmadı...

Yine geçmiş 100 yılda ABD'den, AB'den, Batıdan gelen talimatlar harfiyyen yerine getirildi... Onlar talimat verdi, bu toprakları idare edenler de verilen talimatları yerine getirdi!

Artık Batı'nın, ABD'nin, AB'nin söylediklerinin,
Yaptıkları planların,
Teşebbüs ettikleri darbelerin,
Giriştikleri operasyonların bu topraklar da hiç bir karşılığı yok!
7 Şubat'ta,
Gezi'de,
17-25 Aralık'ta teslim almak istediler,
Düşürdükleri Rus uçağı üzerinden Türkiye-Rusya savaşı beklediler,
8 ay boyunca Türkiye-Rusya krizinden kendi planlarına uygun yeni beklentiler içerisine girdiler.
Türkiye- Rusya savaşı çıkaramadılar, 15 Temmuz'da yeniden saldırdılar!
Bu toprakları yeniden parçalayabilmek için her haltı yediler! Lakin diz çöktüremediler bu toprakların evlatlarına...

Şimdi kendi parlamentolarında toplanıp, yeni kararlar alıyorlar mış!
Türkiye'yi AB'ye almayacaklar mış!
Bu topraklara düşmanlıkları,
Bu toprakların evlatlarına olan düşmanlıkları açığa çıktıktan,
Maskeleri düştükten sonra hangi kararları alırlarsa alsınlar,
Bundan böyle bu topraklarla ilgili aldıkları her karar yok hükmündedir!.
Türkiye'ye gönderdikleri talimatlar geldiği yere geri gönderiliyor artık!

AB'nin Parlamentosunda PKK'nın sergisini açtılar!
PKK'nın siyasi leş başkanı Demirtaş'la aynı karede fotoğraf verdiler, Lakin Demirtaş'ı kurtaramadılar…
PYD'nin başındaki Salih Müslim'i Avrupa Parlamentosunda üst düzey ağırladılar, lakin Salih Müslüm’e çıkarılan yakalama kararını engelleyemediler…

Batı'nın bu topraklarla ilgili 100 yıllık planları çöktü artık!
Milletimiz Batı'nın ne söylediğini tınlamadıkça çıldırıyorlar!
Milletimiz, gözünü ve gönlünü açtı Erdoğan ne diyor ona bakıyor; "Bu ülkenin istiklal, bu coğrafyanın istikbal mücadelesi, Batılıların el kaldırmasıyla, verecekleri oylarla asla kesintiye uğramayacaktır!.." diyorsa bu milletin Cumhurbaşkanı, AB'nin yarın alacağı Türkiye kararının milletimiz nezdinde nokta kadar kıymeti harbiyesi yoktur!

Demem o ki;
Şimdi zaman değişti!
Dengeler değişti!
Oyun kurucular değişti!
Konsept değişti!
Tarih te değişiyor,
         Ve tarih yeniden yazılıyor!..

Yeni dengeler,
Yeni oyun kurucularla, yeni bir oyun kuruluyor!
Bu yeni oyun da ABD, AB ve Batı sadece rol kapma yarışında olacaklar.
Rusya'la girilen yeni süreç,
Akabinde Suriye ve Musul'da ki gelişmeler,
Ve nihayet mazlum ve mağdur milletlere nefes aldıracak yeni bir dünya...

Milletimiz 15 Temmuz'da üzerindeki 100 yıllık ezilmişlik gömleğini yırttı!
Yeniden ayağa kalktı ve tarihindeki tarih yapıcı rolünü yeniden üstlendi.

100 yıldır Batıya akan bu toprakların suyunun yönü değişiyor artık,
60 yıldır Batının kapısında bekletilen bir millet yönünü Doğuya çeviriyor!
Bu yön değişikliği sadece Türkiye'yi değil,
100 yıldır yönünü Batıya dönmüş tüm coğrafyanın da yönünü değiştirecektir!
İnsanlık Batı'yı değil, Türkiye'yi ve Erdoğan'ı izlemeye devam etsin bence!
Erdoğan'ı izlemeye devam etsin ki;
Zamanın,
Dengelerin,
Oyun kurucuların,
İçerde ve dışarda güvenlik konseptinin,
Tarihin değiştiğini,
Ve tarihin yeniden yazıldığını tüm insanlık görsün!

Tüm insanlık şahit olsun ki;
Yeni oyun kurucuların yazdığı yeni tarihte,
Sadece sömürü üzerine kurulmuş bu emperyal ve kapitalist sistem yıkılacak,
Yerine adil ve merhametli bi düzen muhakkak kurulacaktır!
Türkiye'de güvenlik konsepti değiştiyse, hiç bir şey eskisi gibi olmayacak demektir!
Hem içerde, hem dışarda...

Az sabır!.


23 Kasım 2016

mus@bhy

17 Kasım 2016 Perşembe

MARTİN EFENDİ!..



1958’te kurulan Avrupa Birliğine o günkü adıyla Demir-Çelik Birliğine  girmek için 31 Temmuz 1959 da ilk dilekçeyi verdik.
Türkiye, Avrupa Birliğine ortak olacak,
Bu vesileyle Türkiye siyasi ve ekonomik, demokratik ve özgürlük standartlarını yükseltecek,
Ve Türkiye de Avrupa’nın bir parçası olarak çağdaş ve medeni(!) bir ülke olarak yaşamaya devam edecekti!
1959’dan bugüne söylenen yalanların özeti buydu!

57 yılda AB’ye girmek için değiştirmediğimiz yasa, çıkarmadığımız uyum paketi, yapmadığımız müzakere, açmadığımız fasıl, atmadığımız takla kalmadı…

Onların gül hatırı için uyum yasaları çıkardık!
Anayasamızı, yasamızı, Hukuk düzenimizi, onlara uydurmak için göbeğimiz çatladı!
Gümrük Birliğine girince çok ihracat yapacaktık, çok ithalat yaptık!
Biz satacaktık, onlar alacaktı, tersi oldu onlar sattı, biz aldık!
“İdamı olan bi Türkiye’yi AB’ye alamayız..” dediler, onların gül hatırı için 1999’da Anayasamızdan idamı kaldırdık!
Madem, Anayasasında idam olan bi Türkiye’yi AB’nize almayacaktınız, 1959’da idamı olan bi Türkiye’nin ilk dilekçesini niye kabul ettiniz?

57 yılda yapmadıkları sahtekarlık kalmadı!
Türkiye’yi AB’ye alacağız yalanıyla, 57 yıl Türkiye’yi dolandırdılar!

Türkiye’nin düşmanlarıyla kucak kucağa olanlar kendileri oldukları halde,
Terör ve teröristle aynı yatağa girenler kendileri oldukları halde,
15 Temmuz’da darbecileri destekleyen, darbe başarısız olunca darbecilere kucak açanlar kendileri oldukları halde,
Türkiye de milletimiz darbecilere idam isteyince, müzakereleri durduracaklar mış!
Çokta tın!
15 Temmuz da tankın altına bedenini koymuş bi milleti, müzakereleri durdurmakla tehdit ediyorlar!
57 yıldır kapınız da beklettiniz!
Ne dediyseniz yaptırdınız!
Hem teröre ve teröriste karşı olduğunuz yalanını söylediniz,
Hem de gözümüzün içine baka baka teröristlerle kucak kucağa oturdunuz!
Söyleyin Allah aşkına;
57 yılda bu toprakların evlatlarının hangi derdine çare oldunuz!
57 yıl sonra AB'nin kucağındaki teröristlere hesap sorulmaya başlayınca; "Müzakereleri durdururuz, Türkiye'ye yaptırım uygularız..." tehdidini savurmaya başladınız.
Hala Türkiye'yi eski Türkiye,
Bu milleti de eski millet zannediyorsunuz!
Lakin çok gerilerde kaldı o günler!
15 Temmuz’da yeniden ayağa kalkmış bi millete yeniden diz çöktüreceklerini zannediyorlar!
F-16 savaş uçaklarını kaldırmamak için tarlasını yakan bu milletin evladı Martin Schulz'un yaptırım tehdidine pabuç bırakır mı? Tabi bunun ne demek olduğunu anlayacak izan Martin'de yok!
Türkiye idamı geri getirirse,
Sırtlarını AB’ye dayamış Can Dündar'a, Selahattin Demirtaş'a, Figen Yüksekdağ’a bişey olursa, AB müzakereleri durduracak ve yaptırım uygulayacak mış!

AB’nin Parlamento Başkanı Martin öyle diyo!
Bu ülkenin seçilmişlerine onlarca darbe teşebbüsünde bulunulduğunda seyreden AB!
PKK'lı teröristler, asker, polis ve sivil kürt vatandaşları alçakça katlettiğinde seyreden AB!
15 Temmuz'da milletin meclisi, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi bombaladığında,
Milletin seçtiği Cumhurbaşkanının canına kastedildiğinde,
241 vatan evladı kahpece şehit edildiğinde sessizce seyreden AB!
Demokrasiye, seçilmişlere, hukuka sahip çıkmayan,
Darbecilere ve teröristlere sahip çıkan,
Fetö'cü ve PKK'lı teröristlerle aynı yatağa giren AB,
Türkiye’yle müzakereleri durdurup, yaptırım uygulayacak mış!
Var mı böyle bi gücünüz Martin efendi?

Aha buradan haykırıyorum!
Bu sözünüzde durmaz,
AB – Türkiye müzakerelerini durdurmazsanız şerefsizsiniz!
Hatta daha ötesini söyleyim;
Bu Türkiye’yi AB’nize alırsanız alçaksınız!
Almayın lan!
Dağılma sürecine girmiş AB de ne işimiz var?

Göreceğiz yakın gelecekte,
Kim kime yaptırım uygulayacak?
Kim kimi dağıtacak?

Az kaldı;
57 yıldır kapınızda beklettiğiniz Türkiye,
Yeni bir Türkiye,
Yeni bir imparatorluk kuruyor bu topraklarda.
Tüm paradigmalarınız çöktü!
Tüm planlarınız tarihin çöplüğüne gitti!
Tüm maskeleriniz indi!
Tüm yalanlarınız çürüdü!
İçerisinde AB’nizin olmadığı yeni bir medeniyyet inşaa ediliyor.

Az sabır!
Yakın gelecekte ne Avrupanız kalacak, ne de Birliğiniz!
Selam duracaksınız bu toprakların evlatlarına.
Bu topraklara vizeyle bile giremeyeceksiniz Martin efendi!...
Yazın bi yerinize. ..

17 Kasım 2016

mus@bhy

31 Ekim 2016 Pazartesi

ERDOĞAN’IN YALNIZLIĞI


“Bu örgütle mücadelede net bir duruş sergilediğim zamanlarda yanımda milletimden başka kimseyi göremedim.  Siyaset arkadaşlarımdan, muhalefetten, iş dünyasından bunların üzerine çok gittiğimi ve haksızlık yaptığımı söylüyorlardı…” Recep Tayyip Erdoğan - Cumhurbaşkanı

Küresel haydutlar, 2010 sonrasında Erdoğan engelinden kurtulmak,
Bu vesileyle Türkiye'yi teslim alabilmek için dönemin Başbakanı Erdoğan'ın evine ve ofisine yerleştirdikleri böceklerle işe başladılar!
7 Şubat 2012'de Yargı içerisindeki Fetullahçı teröristlerle Mit üzerinden Erdoğan'a uzanmayı denediler!
Gitmediler bu topraklardan,
Gezi'de sahaya indiler, yaktılar, yıktılar!
Akabinde 17-25 Aralık'ta ayakkabı kutusuyla saldırdılar!
10 Ağustos'ta Ekmeleddin'le,
7 Haziran'da Demirtaş'ın sazıyla,
1 Kasım'da PKK'nın hendekleriyle netice alamadılar!
Son çare 15 Temmuz'da milletimizin üzerine bomba olup yağdılar!
Geriye dönüp baktığımız da, verilen kavga sadece Erdoğan'ın kavgasıymış gibi Erdoğan'ın tek başına mücadele verdiğini gördük millet olarak!
Dünden bugüne Erdoğan içerde PKK ve FETÖ gibi kiralık örgütlerin kökünü kazırken, dışarda bu kiralık örgütlerin patronlarına karşı kavga verirken, Erdoğan'ın yol arkadaşlarından Erdoğan sonrası için hesap yapanlara şahit olduk millet olarak!

7 Şubat saldırısında, Erdoğan'ın bir gece de değiştirdiği MİT yasasıyla, "Erdoğan'ı kelepçeleme" hevesiyle yanıp tutuşan Fetö'cüler avuçlarını yalarken,
Gezi'den "Erdoğan'ı indirmek için" saldırdıklarında; Erdoğan'ın 'Abdullah Gül kardeşi' Gezicilerden aldığı mesajla Çankaya'da kendisine pozisyon belirlerken,
Erdoğan'ın Bülent Abisi; "Gezi'nin gençlerine özür borcumuz var, onları anlayamadık..." diyerek göz yaşı dökerken, Erdoğan'ın kurduğu Ak Parti tek başına iktidardı,
Lakin kavgada Erdoğan tek başınaydı...
Abdullah Gül, Gezi'cilerin mesajını alsa da,
Bülent Arınç Geziciler için göz yaşları dökse de Gezi'de becermediler Erdoğan’ı indirmeyi.
17-25 Aralık’ta, Erdoğan dışında operasyonun ‘darbeye teşebbüs’ olduğunu söyleyen bi Ak Partili görememenin üzüntüsünü yaşadık!
17-25 Aralık operasyonunu “yolsuzluk operasyonu” zanneden, “yolsuzlukların üzeri örtülmemeli” diyebilen, bu son operasyonla Erdoğan’ın indirileceğine iyice inandırılmış kafaları ayakkabı kutusunda olan bi çok Ak Parti’linin varlığına şahit olduk!
Mit tırlarının durdurulması,
Erdoğan’ın DAEŞ’e yardım yalanı,
Montaj kasetlerle desteklenen algı operasyonlarıyla gidilen 30 Mart seçimlerinde Erdoğan devrinin kapandığına kendilerini inandırmış Ak Parti’lilerin Erdoğan sonrası siyasi hesaplarına şahit olduk!
Erdoğan; Fetö’nün “inlerine gireceğini…” haykırdıkça,
Fetö’yle yeniden uzlaşmanın, Fetullah Gülen’le yeniden barışmanın yollarını arayan Ak Parti’lileri gördük!
40 yıl boyunca devletin kılcallarına sızmış,
40 yıl sonra devlet içerisinde, Paralel bir devlet kurarak, devleti Erdoğan’ın elinden almak isteyen Fetullahçı teröristlerin devletten kökünü kazımak için  başlattığı operasyonları itibarsızlaştırmak isteyen,
“Devlette Paralel bir yapının olduğuna inanmayan..”,
“Fetullahçıların devlete sızdığına kargaları güldüren…”,
Sanki çok mücadele ediyorlarmış gibi, “Fetullahçılar fabrika ayarlarına dönsün, mücadele bitsin….” diyen Ak Parti’lileri seyrettik!
15 Temmuz’a gelinceye kadar Erdoğan’cı gözüküp, küresel tezgahın yıkılmaması için siyaset yapan Ak Parti’lilerin siyasetteki varlıklarına şahit olduk millet olarak!
15 Temmuz’a kadar Ak Parti’li olduğunu iddia ettiği halde Fetö’ye yamulanlar, savrulanlar, diz çökenler, 15 Temmuz saldırısı Erdoğan’ın karşı duruşuyla püskürtüldükten hemen sonra “Fetö’nün terör örgütü olduğunu, daha önce anlayamadıklarını…” ilan ederek, nöbet meydanlarında; Fetullah Gülen’in terörist olduğunu, şerefsiz birisi olduğunu yüksek sesle ilan ettiler…
7 Şubat’ta Erdoğan’ı yalnız bırakan Ak Parti’liler,
Gezi saldırısında Erdoğan’ı yalnız bırakan Ak Parti’liler,
17-25 Aralık’ta Erdoğan’ı yalnız bırakan Ak Parti’liler,
7 Şubat’tan 15 Temmuz’a kadar süreci tribünden izleyen, kim galip gelirse onunla yoluna devam edecek olan Ak Parti’liler,
15 Temmuz saldırısından sonra başlatılan Fetö’yle mücadeleyi sulandırmak, mağdur yalanlarıyla Fetö’den alınanları yeniden görevlerine iade etmekle meşguller!

Fetö’cülerin mağdur edildiği yalanını söyleyenlerin hiç birisinin gündeminde, yıllardır bu topraklarda Fetö’nün  mağdur ettiği milyonlar olmadı.
Fetö’nün ocaklarını söndürdüğü bu milletin evlatlarının mağduriyetleri hiç gündem yapılmadı.
Dahası, 15 Temmuz’da Fetö’cülerin attığı bombalarla, sıktıkları kurşunlarla canını ve kanını bu topraklar için veren 241 şehidin yakınlarının mağduriyetleri hiç gündeme gelmedi.
3 bine yakın 15 Temmuz gazimizin uğradığı mağduriyetler Fetö’cüler kadar gündem olmadı.

Alınanların içerisinde mağdurlar varmış!
O mağdurları o listelere yazan devletin tepesindeki Fetö’cülere dokunmadan mağduriyetler bitmeyecektir!
Ne kadar KHK çıkarırsanız çıkarın!
Fetö’yle mücadele de Erdoğan tarafında yer alıp, Devletin ve Belediyelerin tepelerindeki Fetö’cülere dokunmadan, Fetö’cüler ne Erdoğan’dan, ne de bu topraklardan vazgeçmeyecektir bilesiniz!

15 Temmuz’a kadar Erdoğan; “Milletim…” dedikçe, küresel sistemin tarafında yer alan,
“inlerine gireceğiz, inlerine…” dedikçe, devlette Fetö’cülerin olmadığını söyleyebilen,
40 yıl boyunca hem devletin, hem iş dünyasının, hem de siyasetin tüm kılcallarına sızmış Fetö’yü Ak Parti içerisinde bulamayan,
7 Şubat’tan 15 Temmuz’a Erdoğan’ı verdiği kavgada tek başına bırakan Ak Parti’liler kendi siyasi ikballeri için Erdoğan’ı yalnız bıraksalar da…
Biz millet olarak;
15 Temmuz gecesi  saklanarak değil, kaçarak değil,
Şehadet namazını kılarak,
Kefenini giyerek Marmaris’ten çıkıp,
F-16 lar tarafından işgal edilmiş Atatürk Havalimanına inerek  dünyanın küresel haydutlarına rest çeken,
Bu toprakları küresel haydutlara vermemek için “Ölümüne… Ölümüne…” yollara düşen Erdoğan’ı yalnız bırakırsak kanımız kurusun!

Erdoğan’a, Gezi’den saldırdıklarında Kazlı Çeşme’de yalnız bırakmayan bu şerefli millet!
17-25 Aralık’ta ayakkabı kutusuyla saldırdıklarında 10 Ağustos’ta yalnız bırakmayan bu şerefli millet!
15 Temmuz’da saldırdıklarında 29 gün ve gece meydanlarda, Finalde Yeni Kapı’da Erdoğan’ı yalnız bırakmayan bu şerefli millet!
Bundan sonra ki uzun ve ince yolunda da yalnız bırakmayacaktır!

Tarih bu süreci yazacak!
Hem de kalın harflerle…

Cihan İmparatorluğu kurmuş,
600 yıl boyunca gittiği yere adalet ve merhamet götürmüş bi ecdadın evlatları,
Erdoğan Başkanlığında yeni Türkiye İmparatorluğu kurdu diye yazacak tarih!..

Ak Parti içerisinde ki Erdoğan’ın yol ve dava arkadaşları(!)mı?
Onları da yazacak elbet, kendi siyasi hesaplarıyla Erdoğan’ı yalnız bırakanların tarihin çöplüğüne gittiğini yazacak!...


31 Ekim 2016

mus@bhy

26 Ekim 2016 Çarşamba

MUSUL BİZİMDİR!



Cumhurbaşkanı Erdoğan; “Misak-ı Milli dedim diye rahatsız oldular. Musul bizimdir. Tarihe bakın..." dedi, içerden ve dışardan koro halinde saldırılar başladı...

"Musul'u neden yeniden gündeme getiriyor..." diye Erdoğan'a bağıracağınıza,
Fransa'dan kalkıp; "Musul'u şimdiden bölüşelim sonra kavga çıkmasın..." hayaliyle Musul'da bulunan Hollande'ye iki kelam edin ölür müsünüz?

Niye zırlıyorsunuz?
Dönünde tarihe bakın!

Erdoğan'a niye saldırıyorsunuz ki;
24 milyon kilometre kare toprakları parçalayıp, Lozan'da Musul'u Lord Curzon'a Erdoğan teslim etmedi!
Bu topraklarda, bu toprakların kaynaklarını sömürebilmek için 100 yıllık küresel ve emperyal tezgahları Erdoğan kurmadı!
Bu toprakları 100 yıldır talan ederek, evlatlarının kanını ve göz yaşını Erdoğan dökmedi!
100 yıl önce bu toprakların evlatlarını birbirine düşman etmek için çizilen haritaları Erdoğan çizmedi!
Gelecek 100 yıllık emperyal planları için çizilen yeni haritalarla bu coğrafyayı Erdoğan parçalamadı!
Irak'ı Erdoğan işgal edip üç parçaya bölmedi!
Irak'ın Ebu Gureyb hapishanelerinde Irak'lı masumların ırzına Erdoğan geçmedi!
Afganistan'ı Erdoğan parçalamadı!
Şimdi Suriye'yi Erdoğan kan gölüne çevirmedi!
PKK'yı bu topraklara Erdoğan indirmedi!
Musul'u DAEŞ’e Erdoğan teslim etmedi!
Musul'un petrolü için 100 yıldır bu coğrafyayı kan ve göz yaşı gölüne Erdoğan çevirmedi!

Tüm bunları ve daha fazlasını bugün Erdoğan'a saldıranların efendileri yaptı bu topraklarda.
100 yıldır bu Coğrafyada insanı da, insanlığı da öldürdüler!
Kendi küresel saltanatları için Dünya savaşları başlatanlar kendileri oldukları halde,
Kurdukları sahte teşkilatlar üzerinden,
Bir-LEŞ-miş Milletler,
Nato,
Unesco,
Avrupa Birliği gibi teşkilatlar yetersiz kalınca,
Bu topraklara indirdikleri terör örgütleri üzerinden bu coğrafyayı parçalayanlar,
Bu vesile ile Ortadoğunun evlatlarını 100 yıldır kendilerine köle yapanlar kendileri oldukları halde,
100 yıl evvel Sykes-Picot'larla, Sevr'lerle, Lozan'larla bu toprakların evlatlarına harita çizenler kendileri oldukları halde,
40 yıldır PKK ile,
15 yıldır FETÖ ile Türkiye'yi teslim alamayanlar,
15 Temmuz'da Türkiye'yi yeniden teslim almak için alçakça saldıranlar kendileri oldukları halde,
100 yıl sonra Ortadoğu'yu Akdeniz üzerinden ABD'ye,
ABD üzerinden Londra'ya yeniden bağlamak isteyenler kendileri oldukları halde,
Gelecek 100 yıl planları Cerablus'ta bozulunca; "Türkiye'nin Musul'da ne işi var?..." diyerek zırlamaya başladılar...

Lozan'dan önce bizim olan, Lozan'dan sonra İngilizlerin olan Musul'un niye İngilizlere verildiğini, karşılığında ne alabildiğimizi sorgulayamayanlar,
100 yıldır kiralık terör örgütleriyle bu topraklarda olan küresel haydutları sorgulayamayanlar,
Londra'nın,
Washington'un,
Moskova'nın,
Paris'in Ortaoğuda ki varlıklarını sorgulayamayanlar,
63 Ülkenin Coğrafyadaki varlığını sorgulayamayanlar,
“DAEŞ'in Musul'da ne işi var?” diye soramayanlar,
Türkiye'nin, Cerablus'tan girişi, Musul'dan çıkacak olmasıyla çıldırdılar!

İstiyorlar ki;
Türkiye 100 yıl olduğu gibi Anadoluya hapsolsun, sınırlarının ötesine karışmasın!
Sahte müttefiklik oyunuyla, 100 yıl boyunc Türkiye'yi Ortaduğudan uzak tuttunuz.
Türkiye'yi 40 yıl PKK ile indirmediniz Ortadoğuya!
Fetö'yle diz çöktürmek istediniz!
Türkiye - Ortadoğu arasına DAEŞ duvarını siz ördünüz!
15 Temmuz'da 100 yıllık tezgahlarınız dağıldı, planlarınız boşa çıktı, bu topraklarda ki 100 yıllık oyunlarınız bozuldu!
100 yıllık maskeleriniz düştükçe Erdoğan'a saldırdınız!
Hem içerden hem dışardan!
Hırsız dediniz, tutmadı!
Diktatör dediniz, tutmadı!
"Erdoğan Batı'da sevilmiyor, nefret edilen bir lider.." dediniz,
Lakin 1 milyar 800 milyon ümmetin dualarının başına Erdoğan yazılmasını engelleyemediniz!

Erdoğan, 7 Şubat'ta teslim olsaydı sevecektiniz!
Gezi'de,
17-25 Aralık'ta teslim olsaydı, Erdoğan, Batı'da sevilecekti!
Hele hele, 15 Temmuz'da teslim alsaydınız Erdoğan'ı çok sevecektiniz!
Erdoğan'ı alamadığınız gibi, Erdoğan, 100 yıldır bu topraklardan çaldıklarınızın hesabını soruyor! Tabi sevmeyeceksiniz!
Erdoğan, Musul'dan bahsettikçe tabi kuduz köpekler misali kuduracaksınız!

Yok öyle!
Siz parçaladınız bu toprakları!
Siz kanlarını döktünüz bu toprakların evlatlarının!
Siz sömürdünüz bu toprakların kaynaklarını!
Niye?
Türkiye Musul'da olmadığı için!

100 yıl boyunca biz sustuk, siz konuştunuz!
Lozan’da çaldıklarınızı, karşılığında ne verdiğinizi bilemedik!
100 yıl evvel Musul’u alıp, bize hiçbir şey vermeyenlere karşı 100 yıl sonra biz konuşacağız!
Siz; “Musul’u şimdiden bölüşelim, kavga çıkmasın..” dediğiniz anda,
Biz; “Misak-ı Milli’yi” gündeme getireceğiz!..
Hiç boşuna zırlamayın!
100 yıl sonra bugün biz konuşacağız!
"Misak-ı Milli ile Musul da bizimdir, Kerkük te bizimdir!.."

Hadi çemkirin!


26 Ekim 2016

mus@bhy