Translate

22 Eylül 2015 Salı

YERLİ MİSİNİZ, YOKSA YABANCI MI? MİLLİ MİSİNİZ, GAYRİ MİLLİ Mİ?

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın; "1 Kasım'da 550 yerli ve milli milletvekili istiyorum..." açıklamasının hemen ardından, HDPKK'lı vekiller; "Biz yerli değil miyiz?" diye soruyorlar...

Bi bakalım yerli misiniz, yabancı mı?
Milli misiniz, yoksa gayri milli misiniz?

Hem milletin İstiklal Marşını, Milletin Meclisinde söylemeyeceksiniz, hem de yerli ve milli olduğunuzu iddia edeceksiniz!

Hem sırtınızı küresel haydutların desteklediği terör örgütlerine YPG'ye, PYD'ye, HPG'ye, PKK'ya yaslayacaksınız, hem de yerli ve milli olduğunuzu iddia edeceksiniz!

Hem kalleşçe asker-polis şehit eden PKK'lı teröristlere araçlarınızla silah ve mühimmat taşıyacaksınız, hem de yerli ve milli olduğunuzu iddia edeceksiniz!

Hem öldürülen PKK'lı teröristlerin tabutlarına omuz vereceksiniz, hem de yerli ve milli olduğunuzu iddia edeceksiniz!

Hem PKK'nın elindeki silahla milleti tehdit edeceksiniz, hem de yerli ve milli olduğunuzu iddia edeceksiniz!

Hem PKK'nın tükrüğüyle bu milleti boğacağını iddia edeceksiniz, hem de yerli ve milli olduğunuzu iddia edeceksiniz!

Darbelere, darbecilere alkış tutan,
Milletin geleceğine kastedenlerle aynı yatağa giren,
Küresel haydut Graham Fuller'in sofrasına oturan,
Gezi'de küresel bayrak sallayan,
Elinde Mustafa Kemal posteriyle LGBT'lilerle yürüyüp homoseksüellere özgürlük isteyen,
Paralel P.İ.Ç'lerle kucak kucağa, Küresel kirli operasyonların tetikçiliğini yapandan yerli de olmaz, milli de olmaz!

Bu toprakları bölmek, parçalamak için küresel sofralara oturup, küresel haydutlardan alınan akılla kendi kendilerine efelenenlerden yerli düşünmesi, milli duruş beklemek gaflettir, hatta hıyanettir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yerli ve milli vekilden kastı;
100 yıl evvel Çanakkale'yi geçmek için bu topraklara saldıran küresel haydutların, 100 yıl sonra içimizden çıkardıkları hainlerle yeniden bu topraklara, bu toprakların Türk ve Kürt evlatları üzerine saldırdıkları bi zamanda, ecdadımızın 100 yıl evvel bu toprakları geçilmez yapmak için verdiği kutlu mücadeleyi, 
100 yıl sonra bu toprakları yeniden geçilmez yapacak mücadeleyi verecek, bu topraklar için canını verecek Milletvekilleridir!

Bu topraklardan, bu toprakların evlatlarından yana olan,
Coğrafyamızda kurulu 100 yıllık küresel tezgahı bozmak için elini-ayağını, gözünü-kulağını, top yekun bedenini bu kutlu dava uğrunda satanlar yerli dir! Milli dir!
Bölgemizde kurulu 100 yıllık Küresel tezgah dağılmasın diyerek,
Bölgenin Türk ve Kürt evlatlarını yeniden diz çöktürmek için,
Küresel sofralardan aldıkları akılla, Coğrafyamızı yeniden parçalamak için plan yapanlar, yapılan planlara tetikçilik yapanlar asla yerli olamazlar ve ayrıca gayri millidirler!

Sadece küresel efendilerinin gül hatırı için Türkmenlere giden Mit tırlarını durdurmak, o yardım tırlarında silah arayanların,
Cizre'ye doldurulan Alman silahlarını ve bombalarını görmeyenlerin,
Kandil'de teröristleri eğiten Alman BND ve Mossad ajanlarını görmeyenlerin yerli ve milli olduğunu kim iddia ve ispat edebilir?

Yerli olduklarını iddia edenler, kulaklarına üflenen küresel fısıltıyla bu toprakların evlatlarına düşman olamazlar.

Siyonistler Erdoğan'a düşman, Fetullah Gülen'de düşman!
Küresel haydutlar Erdoğan'a düşman, Aydın Doğan'da düşman!
Siyonist kuruluşlar, siyonist teşkilatlar Erdoğan'ı indirmek için her türlü operasyonu yapıyor, Tüsiad, Tuskon ele ele Erdoğan'ı indirmek için her haltı yiyorlar!
Alman milletvekili ve BND ajanı Claudia Roth Erdoğan'dan nefret ediyor, CHP Milletvekili Mahmut Tanal'da nefret ediyor!
İngiliz Guardıan Londra'dan; "Diktatör Erdoğan..." manşeti atıyor,
Aydın Doğan'ın Hürriyet'i, Fetullah Gülen'in Zaman'ı da İstanbul'dan aynı manşeti atıyor.

Yerli üretime, yerli sanayiye, yerli silaha, yerli otomobile küreseller karşı, Tüsiad'çılar, Tuskon'cular da karşı!
Milli ve yerli projelere,
3.Havalimanına, 3.Köprüye, Kanalİstanbul'a Kraliçe karşı, Merkel karşı, Geziciler, 17-25 Aralık'çılar, Ekmeleddin'ciler de karşı!

Bunlar mı yerli?
Bunlar mı milli?

Demem o ki;
Küresellerin oyunlarını bozacak, tezgahlarını başlarına geçirecek, Yeni Türkiye yolunda sabırla ve sadakatle yürüyecek milletin vekilleri yerli ve millidir!

Beyler!
Küresel tetikçilik yaparak,
Yerli ve milli projelere karşı çıkarak,
Erdoğan düşmanlığıyla PKK'lı olarak,
Dağlara bile izmarit atmayan, lakin kahpece asker-polis kurşunlayan cici çocukları haklı göstererek milli olunmuyor…

Ya da;

Eline saz alıp, sahte barış türküleri söyleyerek yerli de olunmuyor, milli de olunmuyor...

22 Eylül 2015
mus@bhy

15 Eylül 2015 Salı

ÇÖZÜM SÜRECİNİ KİM DURDURDU?


100 yıldır devam eden Türk ve Kürt kavgasını bitirmek,
100 yıldır akan Türk ve Kürt kanını durdurmak,
Türk ve Kürt ananın 100 yıldır dökülen göz yaşlarını dindirmek için Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Mart 2013’te çözüm süreci başlatıldı.
Başlatılan sürecin sonunda 100 yıl kavga ettirilen bu toprakların Türk ve Kürt evlatları barışmış, birbirlerine sarılmış ve kucaklaşmış olacaktı.
Çözüm süreciyle birlikte devlet tarafından 100 yıl adam yerine konulmayan Kürt vatandaşı adam yerine konulmaya başladı.
Kürtçe TV, Kürtçe yayın, Kürtçe şarkı, Kürtçe türkü bölgede söylenmeye başladı. Kürt vatandaşı 100 yıldır ilk defa Kürt olmanın gururunu yaşadı.
Geçen 2,5 yıllık süreçte bu toprakların Türk ve Kürt evlatları barışacak, birbirlerine sarılacak diye ödleri kopan, Türkün köyüne de, Kürtün köyüne de tabutlar gelmedikçe kuduz köpekler misali kuduran kan ve göz yaşı baronları hep süreci sabote etmenin çabasında oldular. Sürecin mimarı Erdoğan’ı indirebilmek için her yolu denediler.
Süreç henüz ilan edilmeden, Erdoğan’ı çözüm süreciyle girdiği kardeşlik ve barış yolunda durdurmak için 7 Şubat’ta Mit operasyonunu yaptılar,
Gezi saldırısıyla Erdoğan’ı indirmeyi denediler,
17-25 Aralık’ta teşebbüs edilen darbeyle, hem Erdoğan’ı indirecek, hem süreci durduracak ve hem de sürecin mimarı Erdoğan’ın koluna kelepçe takacaklardı.
30 Mart’ta CHP’li olanlar,
10 Ağustos’ta bi sofraya oturdular Ekmeleddin’ci oldular,
7 Haziran’da HDP’li olup,
1 Kasım öncesi bugünlerde tamamı da PKK’lı oldular…

Cumhurbaşkanı Erdoğan 7 Haziran öncesinde 400 milletvekili istediğinde, küresel ve paralel kirli ittifak aynı mevziden saldırdılar.
Erdoğan 400 milletvekili istedi diye 7 Haziran öncesi ve sonrası tüm kampanyalarını, tüm mesailerini Erdoğan düşmanlığı üzerine inşa eden Küresel, Paralel, beyaz Türk, beyaz Kürtler, PKK'nın arkasına gizlenerek saldırdılar.
Onlar için ölen Türk'ün de, ölen Kürdün de nokta kadar kıymeti yoktur.

Bedenini de altına koyarak Türk-Kürt kucaklaşmasını gerçekleştirmek için başlatılan çözüm sürecini Erdoğan'ın 400 milletvekili alamadığı için durdurduğu yalanını söylediler...

2 ayda verilen 100 şehidin, uykuda şehit edilen Polislerin katilleri PKK'yı masum gösterebilmek ve PKK'nın terörünü gizleyebilmek için koro halinde Erdoğan'a saldırdılar.

400 milletvekili üzerinden saldırdılar,
Kandil'e yapılan operasyonlar üzerinden saldırdılar,
Sözde öz yönetim ilan ettikleri bölgelerde kıstırılan teröristleri kurtarabilmek için saldırdılar,
Lakin HDP'nin sırtını PKK'ya yasladığını,
PKK'nın da sırtını Almanya'nın Merkel'ine, İngiltere'nin Londra'sına dayadığını söyleyemediler.

7 Haziran'da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın arzusu 400 milletvekili verilmiş olsaydı eğer, ne HDP sırtını PKK'ya yaslayabilecekti, ne de Almanya'nın Merkel'i PKK'sına sahip çıkabilecekti.

Bu gerçeği bildiklerinden hem küresel, paralel, doğan medyadan ateş ettiler,
Hem de CHP'nin Sezgin Tanrıkulu, MHP'nin Oktay Vural'ı, HDP'nin Demirtaş'ı aynı mevziden saldırdı.

Bakın ve görün!
Çözüm sürecini kim durdurmuş, bu toprakları kim, kime satmış!?
Erdoğan'ın arzusu 400 vekil verilseymiş, ne olacakmış!

-Kandil'in Karayılan'ı, Çözüm süreci başladıktan bugüne kadar, Erdoğan'ın kendilerine arzu ettikleri hiç bir şeyi vermediğini ve kendilerini kandırdığını, bundan dolayı 7 Haziran ertesinde çözüm sürecini bitirdiklerini söylemesine rağmen,

-Yine Kandil'in Cemil Bayık'ı, Erdoğan'ın PKK'yı tasfiye etmek ve bitirmek için çözüm sürecini başlattığını, bunu anladıkları anda çözüm sürecini bitirdiklerini söylemesine rağmen,

-Kandil'in Duran Kalkan'ı Erdoğan, çözüm süreciyle PKK'yı dikkate almadığından, gönderdikleri 80 milletvekili yok sayıldığından, HDP ile koalisyon için bile görüşülmediğinden dolayı çözüm sürecini bitirdiklerini söylemesine rağmen,
İçerdeki ve dışardaki bu toprakların düşmanları hep bir ağızdan Erdoğan'a saldırdılar.

Kandil'in Duran Kalkan'ı; "Erdoğan'ın arzusu 400 vekil verilseydi, PKK'yı bitirecekti..." derken,
MHP'nin Oktay Vural'ı, "Erdoğan'ın arzusu 400 vekil verilmediği için Erdoğan'ın savaş başlattığını, 400 vekil verilmediği için PKK'ya özerklik verdiğini..." söyleyebildi.

Kandil'in Mustafa Karasu'su, Kandil'e yapılan operasyonlardan ve iç savaş provası için başlattıkları sözde öz yönetim ayaklanmasına yapılan Cizre operasyonlarından dolayı, Erdoğan'ın yargılanacağını söylerken,
MHP'nin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın yargılanması için Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunması, bu toprakları kimin kimlere sattığını da ispat etmeye yeter!

Bu toprakları küresellere satanlar, Paralel P.İ.Ç'lerdir!
Bu toprakları satanlar, Aydın Doğan'dır!
Bu toprakları satanlar, beyaz Türkler'dir!
Bu toprakları satanlar, beyaz Kürtler'dir!
Bu toprakları satanlar, HDP'yi tek çare görenlerdir!
Bu toprakları satanlar, yine, yeniden HDP'ye oy verecek olanlardır!
Ve bu toprakları satanlar "iyi salladık ha!..." diyerek tebrikleşenlerdir!

Bu kadar ihanet ve hain bi arada, koro halinde Erdoğan'a saldırırken,
"Biz Kürt kardeşlerimize gönlümüzü açtık ama teröristlere bomba olup yağıyoruz!.." diye haykıran Erdoğan'a "çözüm sürecini durdurdu, 400 vekil alamadığı için savaş başlattı, Kürtleri bombalıyor" demek, gafletten de öte ihanetten başka bi şey değildir...

1 Kasım'a gidiyoruz!
İçerden ve dışardan küresel ve kirli ittifak her haltı yiyecekler!
Lakin, 7 Haziran sonrası bu topraklarda yaşananlar tüm hainleri ve işbirlikçileri de açığa çıkardı.
Milletimizin son 3 ay da yaşananlardan büyük dersler çıkardığı muhakkaktır.
Siz istemeseniz de, bu şerefli millet Erdoğan'ın arzusu 400 olmasa da, 330 ve üzeri vekili Meclise gönderecek,
Bu vesileyle tüm küresel planlar,
Tüm hain ve ihanet operasyonları da tarihin çöplüğüne atılacaktır!
        
Göreceğiz!
Bu milletin dediği mi olacak?
Yoksa, küresel efendilerin sözcüsü Demirtaş'ların dediği mi olacak!

Türk ve Kürt bu toprakların evlatları 100 yıl sonra yeniden birbirine sarılacak, yeniden aynı sofraya oturacak ve yeniden kardeş olacak Allah’ın izniyle!...

Demem o ki;
Bu şerefli millet Erdoğan'ı Başkan yapacak!
Başkan yapacak!
Başkan yapacak!

Efendileriniz istemese de!...

15 Eylül 2015
mus@bhy

3 Eylül 2015 Perşembe

OYUN BİTTİ!



Küresel efendiler son 40 yılda bu toprakların evlatlarını iki yapı ile durdurdu.
Her iki yapının ipleride Küresel puştların elindeydi.
1908'de Büyük Cihan İmparatorluğunu parçalayan, Coğrafyaya cetvellerle harita çizenler, her 10 yılda yaptıkları darbelerle bu milletin kasasını boşaltanlar, bu milletin evlatlarını sağcı-solcu, alevi-sünni, laik-anti laik oyunuyla birbiriyle kavga ettirenler, 100 yıl Türkü-Kürte düşman eden Küresel haydutlar, 1983'ten itibaren bu milletin başına bela ettikleri iki silahla bu milletin evlatlarına diz çöktürdüler...

"Kürtlere özgürlük" maskesiyle PKK'yı,
"İslama hizmet" maskesiyle Paralel İhanet Örgütünü kurup, devlet içerisindeki işbirlikçileriyle hem millete diz çöktürdüler, hem de milletin kaynaklarını sömürdüler.
Her iki terör ve ihanet örgütünün tek bir görevi ve misyonu vardı.
Tek görevleri, Coğrafya'da kurulu küresel tezgahı ayakta tutabilmek için bu milletin evlatlarını durdurmak, Ortadoğuya indirmemekti.
40 yıl boyunca birbirlerinden nefret eden iki yapı gibi gösterildi.
Milletimiz de PKK ile Paralel İhanet Örgütünü farklı iki yapı gibi gördü yıllarca.
Aralarındaki küresel ilişki milletimizin dikkatini hiç çekmedi,
Hakikatte iki terör ve ihanet örgütünün kontrolü Küresel puştların elindeydi.
PKK'yı Türkiye'nin Doğu ve Güneydoğusuna konuşlandıran küreseller, eş zamanlı olarak ta içerde Paralel İhanet Örgütünün önünü açıyordu.
Milletimiz, 1999 Şubat'ın da Apo'nun teslim edilmesi, 1 ay sonra 1999 Mart'ında Fetullah Gülen'in aynı küresel merkez tarafından teslim alınmasıyla oynanan küresel oyunu göremiyordu.
Son 40 yılda PKK terör örgütüne yapılan operasyonlar öncesinde devlet içerisindeki küresel işbirlikçiler tarafından Kandil’in haberdar edilmesiyle PKK'nın tedbir alarak ve boş dağları bombalayarak PKK'yı büyütenler,
Öte yanda PKK'yı koruyan, irticaya darbe yapanlar, Paralel İhanet Örgütünün de önünü açıyordu.
PKK bu toprakların evlatlarını terörle durdururken,
Paralel İhanet Örgütü de bu topraklarda önüne açılan alanda yetiştirdiği bu toprakların evlatlarını küresel merkezlere taşıyordu.
Her iki terör ve ihanet örgütünün aynı merkezden emir aldıkları, aynı amaca hizmet ettikleri Erdoğan tarafından deşifre edilmesiyle sarsıldılar.
40 yıl birbirlerine selam vermeyen,
“İslama hizmet” maskesiyle küresellere hizmet eden Paralel İhanet Örgütü,
“Kürtlere özgürlük” maskesiyle aynı merkeze hizmet eden PKK yan yana geldiler. Ve Erdoğan’a karşı güçlerini birleştirip saldırıya geçtiler.
Dışardan Küresel medya, Küresel sermaye, Londra, Almanya,
İçerden işbirlikçi Doğan ve Paralel medya, CHP, MHP, HDP bir araya gelip 40 yıllık ideolojilerinden vazgeçip Erdoğan düşmanlığında birleştiler. 7 Haziran’da Erdoğan’ı Beştepe’ye hapsetmek için saldırıya geçtiler.

Erdoğan’ı durdurmak için;
“Türkiye Türklerindir…” diyecek kadar Kürtlerden nefret eden Aydın Doğan, PKK’nın Demirtaş’ının eline saz vererek sazlı- sözlü canlı yayınlar yaptı.
Kürtlerden nefret eden “hizmet” maskeli Paralel medya, “Tek çare HDP…” manşetleri attı.
Son operasyonlardan sonra Kandil’e yağan bombalardan sonra içerden ve dışardan “Erdoğan, kürtleri öldürüyor…” manşetleri attılar.

Kürt evladı Yasin Börü’yü PKK öldürdüğü halde,
Kürt evladı Aytaç Baran’ı PKK öldürdüğü halde,
Kürt evladı Yunus Koca’yı PKK öldürdüğü halde,
Kürt evladı Fırat Sımpil’i PKK’nın bombaları param parça ettiği halde,
Kürtlerin yollarını, köprülerini PKK havaya uçurduğu halde,
Kürtlerin araçlarını, ambulanslarını PKK yaktığı halde,
Kürtlerin çocuklarını PKK dağa kaçırdığı halde,
Kürtleri PKK alçakça öldürdüğü halde,
Dışardan Küresel medya,
İçerden Doğan ve Paralel medya utanmadan, “Erdoğan, Kürtleri bombalıyor…” manşetleri attılar…

Hangi yönden saldırırsanız saldırın,
Hangi manşetleri atarsanız atın, 100 yıldır bu topraklarda kurduğunuz saltanatınız yıkılacak!.
Küresellerin 40 yılda bu toprakların evlatlarını durdurmak için, bu milletin evlatlarına diz çöktürmek için kurduğu hem PKK terör örgütü ve hem de Paralel İhanet Örgütü yıkılacak!
Kökleri bu topraklardan kazınacak!
40 yıl boyunca PKK vurdu, kaçtı!
Şimdiler de Paralel İhanet Örgütünün yöneticileri ve tetikçileri sırayla kaçıyorlar.
Bu topraklara ihanetin bedelini ödeyeceksiniz!

100 yıllık Küresel oyun bitti!
Ve bu topraklara ihanet edenler, Erdoğan’ın kuracağı yeni oyunda bu topraklarda olmayacaklar!

3 Eylül 2015

mus@bhy