Translate

26 Ağustos 2021 Perşembe

1071'den 2021'e...

26 Ağustos 1071, 
29 Mayıs 1453, 
18 Mart 1915, 
15 Temmuz 2016... 
Bu tarihleri kazıyın belleklerinize... 
Tarihin akışının değişip, Tarihin yeniden yazıldığı tarihler... 

1071’de Malazgirt'ten başlayan kutlu yürüyüş, 
1200'ler de yeni bir devlet, 
1299'da yeni bir imparatorluk kurdu, 
1453'te bir çağ kapatıp, yeni bir çağ açtı bu topraklarda! 
18 Mart 1915'te Çanakkale'de, 
15 Temmuz 2016’da bu milletin Külliyesinde, 
Bu milletin Meclisinde, 
15 Temmuz şehitler köprüsünde bu toprakları geçilmez yaptı… 

1000 yıldır bu toprakları yurt edinmiş, 
Kanlarıyla bu toprakları vatan yapmış bu milletin evlatları canlarını verdiler vatanlarını vermediler! 

Malazgirt'te, 
İstanbul'da, 
Çanakkale'de, 
Topyekun bu topraklarda ehli küfre karşı kazanılan zaferlerle bu topraklar bize vatan oldu!.. 

Bugünler; 
1000 yıl evvel Romen Diyojenler'in durduramadığı Sultan Alparslan'ların, 800 yıl evvel Bizansın durduramadığı Osman Gazi'lerin, 
565 yıl evvel Roma'nın durduramadığı Sultan Fatih'lerin, 
100 yıl evvel yedi düvelin durduramadığı Seyyit Çavuş'ların bu günkü evlatlarının bıkmadan usanmadan yürüdüğü medeniyyet yürüyüşünün zafere ulaştığı günler!... 

Bu kutlu zaferler; 
Sayıları çok, 
Silahları çok, 
Teknolojileri çok, 
Güçleri bizden fazla olmasına rağmen yenilmiş, ezilmiş ehli Haç'a karşı Hilal'in zaferidir! 

Bu kutlu zaferler; batıla karşı Hakkın zaferidir! 
Küfre karşı imanın zaferidir!.. 

Ve bu kutlu zaferler; 
Küresel teröristlere karşı bu toprakların evlatlarının zaferidir! 
Velhasıl bu zaferler işgal değil her biri kutlu bir fetihtir!.. 

Sultan Alparslan 1071'de Malazgirt meydanına hangi maksat için indiyse, 
1299'da Osman Gazi bu bu toprakların tam ortasına hangi ideal uğruna geldiyse, 
Sultan Fatih hangi büyük hedefler için İstanbul'a girdiyse, 
Ecdat hangi kutlu hedefler için Çanakkale'yi geçilmez yaptıysa, 
Bugün, aynı kutlu hedefler için Akdeniz'deyiz, Aynı idealler için Afrin'deyiz, 
Cerablus'tayız, 
İdlip'teyiz! 
Aynı hedefler için Libya'dayız!... 

Bu topraklarda verilen bugünkü kavganın da aynı kutlu hedefler için verildiğini, bu milletin düşmanları çok iyi biliyor, içimizde ki işbirlikçileri bilmiyor.. 

Biz millet olarak şerefli bir milletiz! 
Şerefli bir milletin evlatlarıyız! 
Bizim olmadığımız yerde zulüm vardır, 
Bizim olmadığımız yerde terör vardır! 
Bizim olmadığımız yerde kan vardır, göz yaşı vardır! 
Biz, yeryüzünün tüm mağdur ve mazlum milletlerinin kavgasını veriyoruz! 
Dünyanın zalimlerine karşı garip ve yetimlerin son savunmasını yapıyoruz! 
Bizim kavgamız, 
Bugün bu topraklarda Yeni Türkiye’nin ilanıyla, 
Bu topraklar yeniden adaletin ve merhametin merkezi oluncaya kadar devam edecek! 

1071'den bugüne bizim yürüyüşümüz 949 yıllık bir medeniyet yürüyüşüdür! 
Sadece bu milletin evlatlarının istikbali için değil, 
Tüm insanlık için yürünen bir medeniyet yürüyüşüdür! 
Malazgirt'ten 949 yıl sonra yeni bir diriliş için yeniden ayaktayız! 

Dirileceğiz! 
Direneceğiz! 
Yeni fetihlere yeniden koşacağız! 

Bundan böyle; 
İdeoloji gömleklerimizi yırtarak, 
Siyasi hesaplarımızdan vazgeçerek, 
Kişisel pazarlıklarımızı terkederek, 
Yüreğimizi ortaya koyarak, 
Sultan Alparslan ve ordusu misali, 
Davanın ve liderinin arkasına saklanarak değil, 
Davanın ve liderinin arkasına saf tutarak tereddütsüz yürüyeceğiz yeni Türkiye yolunda… 

Pes etmek yok! 
Vazgeçmek yok! 
Tedirginlik yok! 
Tereddüt yok! 
Umutsuzluk yok! 
Teslim olmak yok! 
Diz çökmek yok! 
Kıyamete dek!.. 

Korkmuyoruz! 
Sultan Alp Arslan misali, 
Sultan Fatih misali, 
Sultan Abdülhamid misali... 

Unutmayın! Korkaklar galip gelemezler, zafer anıtı dikemezler! 

26 Ağustos 2021 
mus@bhy

8 Temmuz 2021 Perşembe

İktidara muhalefet!...


 

İktidara muhalif olmak ya da yapılanları eleştirmek, ihanet değildir elbette!...

İktidarın her yaptığını toptan doğru saymakta, yaptıklarını toptan yanlış saymakta siyasi körlüktür!

Muhalefet etmek, iktidarın doğrularıyla, yanlışlarını ayırmak demektir!...

 

Fetullahçıların adı 'cemaat' iken iktidarla olan işbirliğini 'F Tipi' diyerek eleştirip,

Aynı Fetullahçıların adı 'Fetö' olduktan sonra iktidara karşı yan yana gelmek muhalefet etmek değildir! Yani iktidar Fetö'yle birlikteyken yapılanları yanlış bulup,

17-25 ertesinden itibaren aynı Fetö'yle birlikte hareket etmenin adı muhalefet etmek olmamalı!..

 

Sedat Peker, Ak Parti mitingleri yaparken, Sedat Peker üzerinden iktidara muhalefet edip, Sedat Peker'in yaptığı mitingleri yanlış bulduktan sonra, aynı Sedat Peker'in iktidar mensuplarıyla arasına mesafe girdikten sonra her söylediğini doğru saymak ta muhalefet etmek değildir!..

 

Muhalefet etmek; "128 milyar dolar nerede?..." diye sorduktan sonra, verilen cevaplardan sonra, sabah-akşam; "128 milyar dolar nerede?.." diye sormak değildir!..

Verilen cevaplar yalansa, doğrusunu söylemektir!

Muhalefet; "128 milyar nerede?.." sorusunu soruyor,

İktidar, canlı yayınlarda kalem kalem cevap veriyor,

Muhalefet sözcüleri (İlhan Kesici); "128 milyar buharlaşamaz, kaybolamaz!.." açıklamasından sonra, verilen cevapların doğru olduğunu söylemesine rağmen, muhalefet  verilen cevapların yalan olduğunu söyleyerek; "128 milyar dolar nerede?..." sorusunu sormaya devam ediyor! Madem iktidarın verdiği cevap yalan, "128 milyar dolar nerede?.." diye sormayın, doğrusunu siz söyleyin millete!...

 

İktidar, tank-palet fabrikasını modernize etmek için Koç Holdingle yapılan süreli işletme ortaklığıyla maksat hasıl olmayınca, 7 yıllık Koç ortaklığı bitirilip BMC ile yapılan ortaklıkla yerli tank-palet üretiminde yeni bi yol haritası çizilince,  Tank-palet fabrikasının BMC'nin ortağı Katar'a satıldığını söylemek, bunun öyle olmadığına dair resmi bilgi ve belgelere rağmen aynı yalanı sabah-akşam söyleyebilmek muhalefet etmek değildir!..

Madem Tank-palet fabrikası, BMC'nin yatırım ortağı Katar'a satıldı, BMC'den evvel tank-palet fabrikasının yatırım ortağı Koç holdingti, Koç'un hiç yerli ortağı olmadığı halde neden aynı muhalefet, aynı duruşu Koç'a da gösteremedi?

Koç'la yapılan yatırım ortaklığında üretilemeyen yerli tank-paleti doğru bulup, BMC'yle yapılan yatırım ortaklığının neticesinde üretilen yerli tank- palet üzerinden fabrikanın Katar'a satıldığını ilan etmek, hatta hızını alamayıp milletin ordusunun Katar'a satıldığını iddia etmek muhalefet etmek değildir!..

 

Yapılan havalimanlarını,

Akıllı yol ve köprüleri,

Hastaneler ve tünelleri kökten yanlış bulmak muhalefet etmek değildir!


Muhalefetin;

3.havalimanındaki eksiklikleri tespit edip, iktidara eksikleri gidermesini tavsiye etmesi gerekirken, mesela, 3. köprünün daha geniş olması gerektiği hususunda proje tavsiye edip,

Çanakkale köprüsünün daha çabuk bitmesi gerektiği konusunda gündem yapması gerekirken, bu projeleri hayata geçirenlerin, "burnundan fitil fitil getirmeyi" ilan etmeleri, hem milletimizin iktidara karşı desteğini konsolide ediyor, hem de muhalefeti tercih ve alternatif olmaktan uzaklaştırıyor!

 

Geçiş garantili Osman Gazi köprüsünün geçiş ücretinin pahalı olduğunu söylediğiniz gibi, günlük garanti geçişlere ulaşılamadığında, garanti edilen ücretin hazineden karşılandığını sabah-akşam söylediğiniz gibi, garanti edilen geçiş rakamlarına ulaşıldığı ve geçildiği bugünlerde, garanti edilen geçişlerin üzerindeki geçiş ücretlerinin milletin kasasına geçtiğini de söyleyebilmeniz gerekmez miydi?

Milletin kasasından kuruş çıkmadan yapılan devasa eserler ve gelirleri, işletme sözleşme süresi bittikten sonra ebediyyen milletin olacak gerçeğini milletten gizlemek muhalefet etmek mi?

 

Dünyanın gözünü İstanbul'a çevirecek, 100 yıllık küresel dengeleri bu milletin lehine döndürecek Kanalİstanbul projesine karşı çıkmak, bugünden 'yaptırmam' demek muhalefet etmenin de ötesinde, anti-Kanalİstanbul'cu küresel merkezlerin sözcülüğünü yapmaktır!...

 

Muhalefet etmek;

Ayasofya'nın cemaate açıldıktan sonra, ilk iktidar değişiminde Ayasofya'nın yeniden müzeye çevrileceğini bugünden ilan etmek değildir!

 

Muhalefet etmek;

"Ne işimiz var Akdeniz'de?

Ne işimiz var Suriye'de?

Ne işimiz var Karabağ'da?

Ne işimiz var Libya'da?..." sorularını sormak yerine,

Türkiye'nin bulunması gereken her yerde olması gerektiği hususunda bi paradigma ortaya koymaktır!..

 

19 yılda;

Karadan bölünmüş yol, tünel, köprüler ve hızlı trenle,

Havadan 60 ile yapılan havalimanlarıyla ülkede ulaşılmayan köşe bırakmayan,

Dev Şehir Hastaneleriyle sağlık hizmetlerinde dünyaya rol model olan,

Yerli SİHA'yla ezberleri bozarak, dünyanın savaş konseptini değiştiren,

Yerli silah,

Yerli tank,

Yerli uydu,

Yerli gemi,

Yerli TOGG'la yerli sanayi v savunmada destanlar yazan,

Kaynaklarını IMF'ye teslim etmeyen,

Tanap,

Türk Akımı,

Kuzey Irak Petrolleriyle,

Nükleer Santrallerle Türkiye'yi enerjide dünyanın merkezi,

3.Köprü,

3.Havalimanı,

Boğazın altına yapılacak 3 katlı tünel,

Ve Kanalİstanbul'la İstanbul'u dünyada ticaretin merkezi yapan/yapacak olan bi iktidara "bu ülkenin hayrına hiç bi şey yapılmadı..." diyebilmek, muhalefet etmek değil, körlüktür!..

 

Bu iktidar 19 yıl da bu devasa hizmetleri yapmasaydı da;

Her İle üniversite yerine, her meydana bir devasa heykel yapsaydı,

45 günde 1008 yataklı iki hastane yerine, fuar alanından bozma sahra hastanesi yapsaydı,

Dünyanın en büyük Havalimanını yapmasaydı da, tüm milletvekili ve bakanlarını da yanına alıp kreş temeli atsaydı,

Ya da; 1992'de temeli atılıp 15 hükümetin bitiremediği Bolu tünelinin 2007'de açılışını yapmasaydı da, 2002'de iş başına geldiği gün "Bolu tünelini durdurma" töreni yapsaydı, yine muhalefet edecek, siyasi körlüğünüz devam edecek miydi?

 

Muhalefet edecekseniz iktidara,

Yaptıkları üzerinden değil, yapmadıkları üzerinden muhalefet edin!

Ya da iktidarın yaptıklarının daha güzelini yapacağınızı deklare ederek muhalefet edin!..

 

Muhalefet,

İktidarın yaptıklarının değil, yapamadıklarının hesabını sormaktır!...

 

 

mus@bhy

8 Temmuz 2021

17 Mart 2021 Çarşamba

İstiklalden istikbale...


 

Eski dünya - yeni dünya bütün akvamı beşere karşı, 'Çanakkale’yi geçilmez' yapan,

Bu toprakların evlatları Türk’ünün - Kürdünün,

Alevisi - Sünnisinin,

Arabının - Aceminin Küresel haydutlara karşı verdiği onurlu mücadelenin,

Bu toprakları 'vatan' yapan destanın seneyi devriyesindeyiz…

 

1915’te Çanakkale’de yazılan destanla bu topraklar küresel işgalden kurtarıldı,

1915 Çanakkale'de küresel işgalciler kaybetti, Bu milletin ecdadı kazandı!

Lakin Çanakkale'de kaybedenler, Lozan'da kazandılar!

18 Mart 1915'te Çanakkale'de cephede alamadıklarını, 24 Temmuz 1923'te Lozan’da masada aldılar...

Savaşla alamadıkları toprakları masada alabilmenin hesabıyla, Lozan'da Ortadoğuyu paramparça ettiler..

Büyük Cihan İmparatorluğunun yıkılışıyla,

1916'da Sykes-Picot antlaşmasıyla bakiye topraklarda devletler kuranlar,

O devletlere cetvellerle sınırlar çizenler,

Lozan masasında imparatorluğun bakiye topraklarını bölüşen haydutlar,

100 yıllık zaman diliminde hem Ortadoğu kaynaklarını sömürdüler,

Hem de Ortadoğunun evlatlarının kan ve göz yaşını döktüler…

 

100 yıl sonra Coğrafyanın evlatları yeniden ayağa kalkıp,

Bu toprakları yeniden geçilmez yapmak için 15 Temmuz direnişinin hemen ertesinde Fırat Kalkanıyla Cerablus'tan el-Bab'a,

Zeytin Dalıyla Afrin'den Münbiç'e,

Barış Pınarıyla Azez'den İdlip'e cephedeler!

 

Bu milletin evlatları Çanakkale'den 100 yıl sonra,

Libya'da cephedeler!

Katar'da cephedeler!

Sevakin'de cephedeler!

Ve Mavi Vatan'da cephedeler!..

 

Bu topraklarda 100 yıldır oynanan 100 yıllık küresel oyunları bozmak,

100 yıldır akan kan ve göz yaşını dindirmek,

Coğrafyayı yeniden selamet ve merhamet yurdu yapmak,

Bu toprakları yeniden bu toprakların evlatlarına vatan yapmak için Çanakkale'den 106 yıl sonra Coğrafyanın her yerindeyiz!..

Ecdat 1915'te hangi saikle Seddül Bahir'e koştuysa, 106 yıl sonra o ecdadın torunları aynı saikle Afrin'e, El-Bab'a ve İdlip'e koştu!

106 yıl evvel ecdat hangi şuurla Anzak koyuna indiyse, 106 yıl sonra o ecdadın torunları aynı şuurla Libya'ya indi!

106 yıl evvel ecdat hangi değerler uğruna Anafartalar'da canını verdiyse, 106 yıl sonra o ecdadın torunları da aynı değerler uğruna Mavi Vatan'da...

 

100 yıl boyunca Afrin'de biz olmadığımız için küresel katiller kan döktü!

100 yıl boyunca Münbiç'te biz olmadığımız için küresel katiller göz yaşı döktü!

100 yıl boyunca Musul'da - Kerkük'te biz olmadığımız için küresel katiller bu toprakların kaynaklarının keyfini sürdü...

 

1915'te Çanakkale'de kuramadıkları küresel oyunu,

1923'te Lozan'da kurdular,

Ve cografyayı paramparça ettiler!

 

100 yıl sonra bu topraklardaki küresel oyun bozuldu/bozuluyor!

100 yıl evvel Lozan'da kurulan küresel tezgah dağıldı/dağılıyor!

 

18 Mart 1915 Çanakkale'den,

18 Mart 2021 Mavi Vatan'a...

100 yıl aradan sonra bu topraklar yeniden vatan oluyor kendi evlatlarına...

Olacak Allah'ın izniyle...

 

 

17 Mart 2021

mus@bhy