Translate

26 Aralık 2019 Perşembe

KANALİSTANBUL

"Kanalİstanbul yapılırsa İstanbul 8.500 yıllık su kaynaklarını kaybedecek!
Bu projeyle sadece yer üstü su kaynaklarımız değil, yeraltı su kaynaklarımız da yok olacak!..
Bunu bile bile hiç kimse bu projeyi des tek le ye mez!..." Ekrem İmamoğlu
Yalanın batsın emi!..
Bu zihniyetin bu yalanları bugünün yalanları değil tabi!
Geçmişte de aynı yalanları söylediler,
Bu ülkede heykel dışında yapılan her şeye karşı çıktılar!
Bugün Kanalİstanbul'u felaket görenlerin tamamı,
1970'lerde temeli atılan bugünkü adıyla 15 Temmuz Köprüsüne de 'felaket' diyerek karşı çıkmışlardı!..
-"Boğaziçi köprüsü İstanbul'un ve Türkiye'nin başına gelen en büyük felakettir!..." Mimarlar Odası
-"Köprü müthiş bir kazık olacak!.." Ali Gevgilili
-"Köprü akıl ve hesap işi değildir!..." Besim Üstünel
-"Hükümet; 'köprüyü yapacağız!... Yapacağız işte!.. Yapacağız da yapacağız!..' diye inat edip duruyor!.." Talat Halman
-"Köprü, toplum bünyesinde korkunç tahribat açacak bir projedir!..." Demirtaş Ceyhun
-"Bu köprüyle ne biz övünebiliriz, ne de çocuklarımız!..." İlhan Selçuk
-"Köprü yapacağınıza bi kaç araba vapuru daha yapılsın. Üretken olmayan yatırımlar Türk ekonomisi için büyük bir sarsıntı teşkil edecektir!.." Gülten Kazgan
-"Boğaziçi köprüsü lüks ve gösteriş yatırımıdır!.." Metin Cizreli
-"Bu köprü sağcıların köprüsüdür!..." Nadir Nadi
-"Köprü çok hatalı ve tehlikeli bir tutum ve dünya sanatseverlerine büyük saygısızlıktır!..." Selami Sözer
-"Boğaz köprüsünden utanç duyuyoruz!.." Şiar Yalçın
-"İnsanca yaşamak istiyoruz! Köprüye hayır!..." TİP
Aradan geçen 50 yılda nokta kadar değişen bi şey yok bu zihniyette!
50 yıl evvel, Boğaz Köprüsü felakettir diyenlerin tamamı,
50 yıl evvel, Boğaz Köprüsü cinayettir diyenlerin tamamı,
50 yıl evvel, Boğaz köprüsü ihanettir diyenlerin tamamı,
50 yıl sonra; "Kanalİstanbul felakettir!"
"Kanalİstanbul cinayettir!"
"Kanalİstanbul ihanettir!..." diyorlar!...
Bu zihniyet; İkinci köprü (FSM)'ye 'felaket' dedi, karşı çıktı!
Üçüncü köprü (YSS)'ye 'felaket' dedi, karşı çıktı!
Marmaray'a 'felaket' dedi, karşı çıktı!...
Avrasya'ya 'felaket' dedi, karşı çıktı!...
Osmangazi köprüsüne 'felaket' dedi, karşı çıktı!...
Üçüncü Havalimanı (İstanbul)'a 'felaket' dedi, karşı çıktı!
Çanakkale köprüsüne 'felaket' dedi, karşı çıktı!..
İstanbul-İzmir otoyoluna 'felaket' dedi, karşı çıktı!..
Yerli İHA/SİHA'ya 'felaket' dedi, karşı çıktı!
Yerli Tank-Palet'e 'felaket' diyerek karşı çıkıyor!...
Hakkaten bu CHP'lilerin bir gün olsun heykele karşı çıkıp; "İSKİ'nin girişine devasa heykel yapmak 'felakettir!'" dediklerini duydunuz mu?
Duyamazsınız!
Soru şu;
Felaketin kendisi, Boğaz köprüsü müymüş?
Yoksa; Boğaz köprüsüne 'felaket' diyebilen zihniyet miymiş!
Bu ülke için 'felaket' olan ne Boğaz köprüsü, ne de KanalIstanbul'dur.
Asıl 'felaket', CHP'nin kendisidir!..
Siz onların yalanlarını dinlemeyin,
Göreceksiniz o Kanalİstanbul yapılacak,
Tarihin ve Karadenizin akışı değişecek,
50 yıl sonra Kanalİstanbul'u yapanlara dualar edilecek,
Boğaz Köprüsünü yapanlara edildiği gibi...
Bugün Kanalİstanbul'a felaket diyenler de,
50 yıl sonra bu ülkede heykel dışında yapılan her şeye 'felaket' demeye devam edecekler...

***


"Kanalİstanbul yapılırsa Trakya'yı savunamayız!.." İlker Başbuğ
Kanalİstanbul yapılırsa Türkiye bölünürmüş!
Trakya işgal edilirmiş!
Ülke savunmasında zafiyet oluşurmuş!
Böyle düşünen, yazan ve çizen koca koca adamlar var memlekette!
Tam bi çaresizlik!
Eğer siz savunma karargahlarınızı sınırlarınıza yerleştirmişseniz savunacakta bi vatanınız kalmamıştır demektir!
İlker Başbuğ gibi düşünen, yazan ve çizenlere söyleyin!
Vatan savunma karargahını Balkanlara kurmazsan ne Trakya'yı savunabilirsin, ne de İstanbul'u!
Bu milletin evlatları Fırat Kalkanıyla El-Bab'a,
Zeytin Dalıyla Afrin'e,
Barış Pınarıyla Resulayn'a,
Gaziantep'i,
Kahramanmaraş'ı,
Koca bi Anadolu'yu savunmak için indi!
Katar'da,
Sevakin'de,
Mogadişu'da,
Libya'da kurulu karargahlar bu toprakları savunmak içindi!
Yoksa,
Kanalİstanbul'la Trakya'yı kaybederiz vehmine kapılırsanız,
Ne İstabul'u savunabilirsiniz,
Ne de bu toprakları!...
Kanalİstanbul Trakya'yı ikiye bölüyor ve böylece Trakya'nın savunmasını imkansız kılıyor madem,
İstanbul'u ikiye bölen Boğazı nereye koyacağız?
Boğazla ikiye bölünmüş İstanbul'u gemileri karadan yürüterek nasıl fethettiyse Fatih,
Evlatları da Kanalİstanbul'la ikiye bölünmüş Trakya'yı da, İstanbul'u da yerli savunmasıyla savunacaktır!
Rahat olun!
Ve vazgeçin artık Batı'nın gül hatırına yapılan şeylere karşı çıkmaktan!
Kurtulun artık öğrenilmiş/öğretilmiş çaresizlik sendromundan!

***

Kanalİstanbul halka sorulmadan yapılamazmış!..
He canım he!
Siz!
Ezanın dilini değiştirip,
18 yıl boyunca bu topraklarda 'Tanrı Uludur!' diye ezan okuttururken,
Milletin alfabesini değiştirip hafızasını silerken,
Vatandaşın başına zorla şapka giydirirken,
Lozan'da Musul ve Kerkük'ü küresel hırsızlara terkederken,
Halifeliği kaldırarak ümmetin başını koparırken halka sordunuz ya!..
İstanbul'un Belediye Başkanı Kanalİstanbul'u #HalkaSoralım diyo ya,
Hakkaten kendisi iş başına gelir gelmez İSKİ'nin önüne diktiği 1 milyonluk heykeli halka sordu mu?



mus@bhy
26 Aralık 2019



2 Aralık 2019 Pazartesi

TÜRKİYE AKDENİZ'DE...

Onlar bu milleti yeniden 783 bin kilometre kareye hapsetmenin hesabındaydı!
Gezi, 17-25, 15 Temmuz saldırıları, bu milleti sınırları içerisine hapsetmek,
Türkiye'nin güneyinde inşa edecekleri terör koridoruyla bu Coğrafyanın kaynaklarını Akdeniz üzerinden Londra'ya teslim etmekti asıl planları!
Yeni 100 yıllık projeleri buydu!
Türkiye'yi içerde Gezi'yle,
17-25 Aralık'la,
15 Temmuz'la,
Terörle-dolarla durdursalardı,
Türkiye 783 bin kilometreye hapsedilseydi,
Ne Fırat Kalkanıyla el-Bab'a,
Ne Zeytin Dalıyla Afrin'e,
Ne de Barış Pınarıyla Rasulayn'a, Telabyad'a bu milletin sancağını dikemeyecek,
Akdeniz'e inemeyecekti.
Böylece Türkiye'nin güneyinde o terör koridoru kurularak hem Coğrafya, hem de Akdeniz bi 100 yıl daha Londra'ya bağlanacaktı!
Küresel hesap buydu!
Başkan Erdoğan 100 yıllık küresel hesapları bozdu!
Gezi'de bozulan hesap bu hesaptı!
17-25 Aralık'ta,15 Temmuz'da bozulan hesap Erdoğan'sız Türkiye,
Türkiye'siz Coğrafya,
Türkiye'siz Akdeniz hesaplarıydı!
Gezi'yle, 17-25'le, 15 Temmuz'la, dolarla, terörle içerde teslim alınamayan Erdoğan,
Fırat Kalkanıyla el-Bab'a,
Zeytin Dalıyla Afrin'e girerek terör koridorunun Akdeniz'e inecek kapısını kapattı!
Barış Pınarıyla terör koridorlarını tarihin çöplüğüne gömdü!
Yetti mi?
Yetmedi!
Türk donanması Akdeniz'e indi!
Çıldırdılar!
Tehdit ettiler!
Türkiye geri adım atmadıkça delirdiler!
Akdeniz'in ortasında Türkiye - Libya sınır hattı yeniden çizilerek son öldürücü darbe de vurulmuş oldu!
Onlar Türkiye'yi içerden ve dışardan kuşatıp, içeriye hapsedeceklerdi!
Hesapta bozuldu, oyun da bozuldu.
Başkan Erdoğan tüm kuşatmaları yardı,
Hem kara da, hem deniz de,
Afrin'den el-Bab'a,
Rasulayn'dan Telabyad'a,
Musul'dan Kerkük'e,
Doğu Akdeniz'den Libya'ya yeni hatlar çizdi,
Yeni cepheler açtı!
Suriye'nin kuzeyinde 9 yılda kurulan küresel tezgahı 9 günde dağıtan Erdoğan,
Akdeniz'de kurdukları küresel sofrayı da Libya antlaşmasıyla tarihin çöplüğüne gömdü!..
Türkiye-Libya arasında yapılan antlaşmayla Batı'nın Akdeniz üzerinde yaptığı tüm küresel hesaplar bozuldu!.
100 yıl önce Lozan'da Türkiye'ye çizilen sınırlar,
100 yıl sonra yeniden güncelleniyor!
Haritalar yeniden çiziliyor!
Suriye'nin kuzeyinde çizildi!
Akdeniz'in tam ortasında çizildi!
Ne Lozan kaldı ne de Sevr!
Onlar Türkiye'yi kuşatacaklardı,
Kendileri kuşatıldı!
Bu Batı tabi Erdoğan'a diktatör diyecek!
Tabi Erdoğan'ı indirmek için her haltı yiyecek!
Çok net altını çizerek ifade ediyorum!
Savunma gücümüz millileştikçe,
100 yıl da Batı'ya kaptırdığımız her şeyimizi Erdoğan'la geri alıyoruz/alacağız!
Suriye'de, Akdeniz'de, Libya'da, Katar'da, Afrika'da Balkanlarda, Kafkaslarda ne işimiz var sorusunu soran,
Kanalİstanbul'u ihanet sayan mandacı zihniyetlere teslim edersek bu ülkeyi,
'Genç umutlar' yalanıyla bu ülkeyi Ali Babacan, Ekrem İmamoğlu, Selahattin Demirtaş'tan birine teslim edersek,
Daha net bi ifadeyle;
Bu konjonktürde soğan-sarımsak hesabıyla Erdoğan'dan vazgeçersek,
Afrika'da, Katar'da, Akdeniz'de, Afrin'de, el-Bab'ta, Rasulayn'da yeniden küresel bayraklar dalgalanır,
Ne S-400'ler kalır,
Ne İHA/SİHA'lar kalır,
Ne milli savunma kalır,
Bu topraklar yeniden içeriye hapsedilir,
Küresel sofralarda yeniden bu milletin kaynakları pay edilir!..

Demedi demeyin!...


2 Aralık 2019
mus@bhy