Translate

27 Haziran 2019 Perşembe

MESAJLAR VE DERSLER!...





“Teşkilatlarımızda yorgunluk belirtisi var, yorulanları daha taze güçlerle değiştireceğiz! Adeta bir metal eskimesi görüyorum. Şimdi hedefimiz bu yıl sonuna kadar teşkilatlarımızda ciddi bir yenilenmeyi sağlayacağız!...” Başkan Erdoğan - 21 Mayıs 2017 Genel Kongre

"Milletimizin sandıkta partimize verdiği mesajı aldık. Önümüzdeki dönem milletimizin karşısına tüm bu eksikliklerimizi tamamlayarak çıkacağımızdan emin olun!
Biz Ak Parti'yi milletimizle kurduk, milletimizle bugünlere geldik.
Bugünden sonra da gözümüz ve kulağımız milletimizde olacak!.." Başkan Erdoğan - 24 Haziran 2018 Balkon konuşması.

"Kendimizde eksiklik varsa bunu düzeltmek boynumuzun borcudur, Bu eksikliği milletimizde arayamayız. Yarından itibaren eksikliklerimiz tespit ve telafi etmenin çalışmalarına başlıyoruz!..." Başkan Erdoğan - 31 Mart 2019 Balkon konuşması

"Bizim siyaset anlayışımızda millete küsmek, milleti suçlamak asla ve asla yoktur. Tam tersine gerek 31 Mart'ta gerek 23 Haziran'da kendimizi niçin anlatamadığımızın muhasebesini yapacağız. Bu değerlendirmenin sonucuna göre de atmamız gereken adımları hayata geçireceğiz.
Milletimizin verdiği mesajları görmezden gelerek kulağımızın üstüne yatma durumda değiliz..." Başkan Erdoğan - 25 Haziran TBMM Ak Parti Grup Konuşması

Soru şu;
16 Nisan referandumuyla başlayan yeni süreçte siyasetin ve bürokrasinin Fetö'ye bulaşmış kriptoları tasfiye edilmiş olsaydı,
21 Mayıs 2017 kongresiyle vaat edilen teşkilatlar ve bürokraside yenilenme, teşkilatlardaki metal yorgunların tasfiyesi gerçekleşmiş olsaydı,
24 Haziran'da sandıkta verilen mesajla eksikliklerin tespiti ve mesajın gereği yapılmış olsaydı,
16 Nisan'dan bugüne tespit edilen arızalar giderilmiş olsaydı,
31 Mart'ta Ankara ve İstanbul kaybedilir miydi?
Reis o gece balkona yalnız çıkar mıydı?
CHP'nin adayı İstanbul'a Başkan olur muydu?

***


Her türlü stratejisini,
Her türlü planını,
Her türlü projesini Erdoğan'ı indirmek üzerine inşa etmiş küresel ve ulusal ittifak 24 Haziran genel,
31 Mart yerel,
23 Haziran İstanbul seçimleriyle kendilerince netice aldılar!...

Son genel ve yerel seçimlerde muhalefet adaylarına verilen oylar, adayların millete vaat ettikleri projelere değil,
Sadece Erdoğan'a olan öfkeden dolayı verilmiş oylardır!
Öfkenin oluşmasına vesile ne Erdoğan'ın şahsıdır, ne de 17 yıllık iktidarıdır!

Milletimizin Erdoğan'a olan öfkesine sebep;
Ak Parti'nin üzerine çökmüş siyaset ve bürokrasideki haramzadelerdir!
Vatandaşı adam yerine koymayan liyakatsız, ehliyetsiz, beceriksiz siyasetçiler ve bürokratlardır!
Erdoğan'cı gözüküp, Erdoğan sonrası için mevcut pozisyonunda saklanmış kriptolardır!
Mehmet Özhasekiler'dir!
Hayati Yazıcılar'dır!
Bülent Arınç'lar'dır!
Abdulkadir Aksu'lar'dır!
Ali İhsan Yavuz'lar!dır!...
Genel Merkez ve Külliye’yi babalarının çiftliği sayan danışmanlardır!
Vatandaşın Erdoğan'a öfkesine sebep;
Vatandaşta nokta kadar karşılığı olmayan,
Siyasetin ve bürokrasinin her yerinde olan AKP'lilerdir!

Bunlar tasfiye edilmeden,
Erdoğan'ın Genel Merkez ve Külliyeden itibaren yakın çevresi tepeden tırnağına kadar yeniden formatlanmazsa,
Büyük hedeflerden bahsetmek,
2023'e selametle ulaşmak hayal olacaktır!

Unutmayın!
İstanbul'un Belediye Başkanı Erdoğan'ın çevresine olan öfkenin neticesinde %54 oy aldı,
Verilen oylar ödünçtür!
Verilen oylar ne Binali beyin başarısızlığından,
Ne de İmamoğlu'nun başarısından dolayı verilen oylar değildir!
Sadece Erdoğan'ın çevresindeki asalak ve haramzadelerden kurtulmak için verilmiş oylardır!

Yani demem o ki;
Bu asalak,
Bu haramzade,
Bu hesabilerden sadece Erdoğan değil,
Sadece Ak Parti değil,
Ülkenin de bu kibirden,
Bu züppelerden kurtulması elzemdir!


***


"Ben Osman Öcalan'ın kırmızı bültenle arandığını bilmiyorum..." Başkan Erdoğan

Muhterem Başkanım;
23 Haziran arefesinde terörist başı Apo'nun mektubuyla,
74 vatan evladının katili olarak devletin arayıp bulamadığı Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılmasıyla sabote edilen İstanbul seçimlerinin ertesinde,
Osman Öcalan'ın arandığını bilmediğinizi ifade etmeniz,
Biz de sözü de bitirdi kelamı da...

İç kabineniz sayılan danışman kadronuzda o kadar çok lüzumsuz, gereksiz, boş adam varken Osman Öcalan'ın arandığının zat-ı alinizden saklanması normaldir!
Bu olay danışman kadronuzun ilk operasyonu değil zat-ı alinize...

Muhterem Başkanım!
Daha evvelce milletimizin 16 Nisan'da, 24 Haziran'da, 31 Mart'ta defalarca verdiği mesajları hep yanlış okuyan, hep yanlış dersler çıkaran danışman kadronuzdan!

31 Mart'ta Fetö bulaşıkları adayları,
Mehmet Özhaseki'leri,
Necdet Takva'ları,
Mehmet Çakın'ları
Yusuf Ziya Öztabak'ları pazarlayan danışman kadronuzdan!

Yetmedi;
23 Haziran arefesinde,
Dağdaki teröriste de, İstanbul'daki teröristte de nokta kadar etkisi ve gücü olmayan terörist başı Apo'nun mektubundan algı oluşturan danışman kadronuzdan!

16 Nisan'dan bugüne kadar milletin defalarca verdiği tüm mesajları yanlış okuyan,
O mesajlardan defalarca yanlış dersler çıkaran danışman kadronuzdan milletimiz bıktı artık!

Diplomaları büyük olabilir belki,
Lakin milletin verdiği mesajları doğru okuyacak kapasiteleri hiç olmadı bugüne dek!..

Muhterem Başkanım,
Osman Öcalan'ın arandığı bilgisini kimler sakladı sizden?
Ve kimler TRT'ye pazarladı?
Ve hatta kimler; Apo'nun mektubuyla,
Osman Öcalan'ın röportajıyla MHP'nin İstanbul seçmenini CHP'nin adayına kanalize etmek suretiyle, kimler İstanbul seçimlerini sabote etti? Bu soruların cevabı verilmeden, Teşiklatların, Külliye'nin ve bürokrasinin kılcallardaki Fetö bulaşıkları bertaraf edilmeden, Seçim geceleri balkondan vaat edilen değişimler gerçekleşmeden Erdoğan'a olan öfke bitmeyecek, yeni Türkiye'nin ilanı hayalden öteye geçmeyecektir! Mesaj net! Erdoğan'ın gölgesinde İkbal hesabında olanlar gidecek, Erdoğan'ın İstiklal ve istikbal mücadelesine omuz verecek hasbiler gelecek! Hemen!




27 Haziran 2019
mus@bhy

11 Haziran 2019 Salı

Erdoğan gidince her şey güzel olacak mı?



Erdoğan'dan önce, bu milletin evlatlarının adam yerine konulmadıkları,
Başörtülülerin Milletin Meclisinden, okul kapılarından kovuldukları,
Kürtlerin 'kürtçe' şarkı söylemeyi bırakın, 'kürtçe' selam veremedikleri,
Bir kitapçıkla, IMF'in memuru Kemal Derviş'ler üzerinden kasalarına el konulmuş,
Memurunun maaşını verebilmek için 1 milyar dolar borç dilenciliği yapan,
Ekonomisi,
Savunma sanayi,
Eğitim ve siyaseti küresel merkezlere bağımlı bi Türkiye'nin hayalini kuranlar diyorlar ki; Erdoğan gidince her şey çok güzel olacak mış!

Erdoğan;
Ülkenin milli gelirini 232 milyar dolardan, 920 milyar dolara çıkardığı için mi gitmeli?
Dış borç faizinin bütçeye oranı %79'dan, %9'lara indirdiği için mi gitmeli?
Gecelik fazileri %7500'lerden, %5'lere indirdiği için mi gitmeli?
IMF'e borcu sıfırladığı için mi?
Yıllık ihracaatı 25 milyar dolardan, 250 milyar dolara çıkardığı için mi?
Yıllık enflasyonu %70'lerden, %8'lere indirdiği için mi?
Merke Bankası döviz rezervini 20 milyar dolardan 130 milyara dolara çıkardığı için mi?
17 yılda Türkiye'yi dünyanın 17. ekonomisi yaptığı için mi Erdoğan gitmeli?

Erdoğan'dan sonra her şey güzel olacak diyenlere sorun;
Her il'de bi üniversite olmadığı yıllarda,
Ders kitaplarının okulun ilk günü okul sıralarına konulmadığı yıllarda,
Başörtülülerin milletin meclisinden, milletin okullarından kovulduğu yıllarda,
İmam-Hatiplilerin Üniversitelerde katsayılarla durdurulduğu yıllarda,
Kur'an-ı Kerim ve Siyer-i Nebi'nin Lise ve Askeri Liselerde ders olarak okutulmadığı yıllarda,
Şehir Hastanelerinin olmadığı,
Hastanın kuyruklarda gün boyu bekleyip, günün sonunda muayene olamadığı, muayene olsa da ilacını alamadığı yıllarda her şey çok güzel miydi?

Duble yolları olmayan,
Tünelleri olmayan,
Hızlı trenleri olmayan bi Türkiye'de her şey çok güzel miydi?

Hakikatte Erdoğan'lı Türkiye;
3.Havalimanıyla dünyanın ticaret merkezi,
3.köprüye bağlanan hızlı tren ve oto yollarla tarihi ipek yolunun merkezi olmasaydı,
TANAP'la,
Türk Akımıyla,
Nükleer enerjiyle santralleriyle,
Kuzey Irak petrolleriyle,
RES ve GES'lerle dünyanın enerji merkezi olmasaydı,
Yerli Savunma da milli projelerle Milli Savaş Gemisi MİLGEM'i,
Yerli ATAK Helikopterini,
Yerli Milli Tankını,
Yerli Piyade Tüfeğini,
Yerli IHA/SİHA'sını yapmasaydı,
Uzaya 6. uydusunu göndermeseydi,
90 yıl boyunca diz çöktürülmüş bi milleti, üzerindeki ezilmişlik gömleğini yırtıp 17 yıl da ayağa kaldırıp milletimize yeni bir özgüven gömleği giydirmeseydi,
Bu topraklardaki 100 yıllık küresel oyunları bozmayıp, Coğrafyamızdaki 100 yıllık küresel tezgahları dağıtmasaydı,
Yine de Erdoğan indirilmek istenir,
Erdoğan'dan sonra her şey güzel olacak denir miydi?

Soru şu;
Erdoğan'sız Türkiye 15 Temmuz'u püskürtebilir miydi?
15 Temmuz'dan 40 gün sonra Cerablustan El-Bab'a iner miydi?
Afrin'den Fırat'ın doğusuna geçer miydi?
Yerli iki sondaj gemisini Akdeniz'e indirebilir miydi?

15 Temmuz'da darbe başarılı olsaydı,
Türkiye ne Cerablustan el-Bab'a inerdi,
Ne de Afrin'den Fırat'ın doğusuna geçecekti!
Bu vesileyle de küresel katillerin hayali gerçekleşecek,
Türkiye'nin güneyinde bi terör devleti kurulacak ve akabinde de Ankara'dan idare edilen bi Türkiye kalmayacaktı?
Bağdat'tan idare edilen bi Irak,
Trablus'tan idare edilen bir Libya kalmadığı gibi...
Akdeniz'in ve tüm Coğrafyanın kontrolü ABD üzerinden Londra'nın eline geçecekti!

"Erdoğan gitsin, her şey güzel olacak..." diyenler, böyle bir Türkiye mi istiyorsunuz?

Unutmayın!
Saddam sonrası Irak'ta her şey ne kadar güzel olduysa,
Erdoğan sonrası Türkiye'de de her şey o kadar güzel olacak!


11 Haziran 2019
mus@bhy

4 Haziran 2019 Salı

Erdoğan'ın alternatifi Erdoğan'dır!



Erdoğan'ın alternatifi yine Erdoğan’dır asla CHP değildir! ..

Ak Parti'nin eleştirdiğimiz çok politikası oldu bu sütunlarda...
Ve eleştirilerimiz;
Milletimizin beklentileri boşa çıkmasın,
Bu topraklara bağlanmış umutlar boşa bitmesin içindi!
Eleştirilerimiz, asla nefsi beklentilerimiz için olmamıştı!

Eleştiri sayılan yazdıklarımızdan dolayı bize 'Fetöcü' deseler de,
Siyasi şikayetlerimizden dolayı bizlere 'hain' damgası vursalar da,
Bizim yaptığımız itirazlarda asla Erdoğan'ı tahkir etmek, tezyif etmek değildi kastımız!
Biz mevcut sıkıntılara, şikayet ve itirazlarımıza çare olarak CHP'yi görenlerden olmadık!
Ya da Ak Parti'ye olan öfkemizden dolayı Erdoğan'ı indirip, CHP'yi getirelim...
Ak Parti treninden inip, CHP'nin otobüsüne binelim diyenlerden olmadık!

Eleştirdiğimiz, itiraz ettiğimiz meseleler çözülecekse yine Erdoğan tarafından çözülecek olduğunu bilenlerdenim!

-Mesela çok eleştirdiğimiz Fetö hususunda Erdoğan'a rağmen Fetö'nün siyasi ve bürokratik inlerine girilemedi,
5 yıldır yapılan Fetö operasyonlarıyla ülke Fetö tehdidinden kurtulamadığını eleştirdik.
Halâ siyaset ve bürokrasi de Fetö'nün kripto gücünden bahsedilirken, Erdoğan'ı indirip, yerine getireceğimiz bugün kü CHP'yle ülkenin istiklalini, bu milletin istikbalini Fetö'ye teslim etmiş oluruz!
Erdoğan'ın bitiremediği Fetö'yü, bugün kü CHP'nin bitireceğini ummak gaflet değil, dalalettir!

-Ak Parti'nin başaramadığı ve eleştirdiğimiz ikinci mevzu gelir dağılımındaki adaletsizlik, bölüşümün ve paylaşımın adil olmadığıdır!
Milli gelir 17 yılda 1 trilyon dolara kadar büyüdü ,
Yapılan milyarlarca dolar yatırımlara,
İçerden dışardan onlarca ekonomik operasyonlara rağmen Merkez Bankası rezervleri 140 milyar dolara kadar çıktı, lakin bölüşümde adalet sağlanamadı!
Paylaşımı Erdoğan yerine CHP'nin adaletli dağıtacağına inananlardan değilim!
Zira IMF'nin eli 2013'e kadar bu milletin kasasındaydı, Ülkeyi CHP'ye teslim ettiğimiz günün ertesinde IMF yeniden ülkenin Ekonomi Bakanlığında masasını kuracak, ekonominin patronluğuna kaldığı yerden devam edecek! Patronu IMF olan ekonomilerde paylaşım mevcuttan daha da beter olmuştur/olacaktır!

-Üçüncü eleştirimiz;
17 yılda onlarca bakan değişti, Her yıl sistem değişti, Lakin eğitim de istenilen kaliteye ulaşılamadı...
Eğitimde de çare, 8 yıllık kesintisiz cinayetinin mimarı CHP asla olamaz!
Eğitimdeki sıkıntılar çözülecekse yine Erdoğan hükümeti tarafından çözülecektir!

-Dördüncü eleştirimiz;
Kurum olarak aile çok yara aldı, çok tahrip edildi.
17 yıllık uygulanan politikalar aile kurumunu, 17 yıl öncesinden daha da beter hale getirdi.
Kadının beyanını esas alan politikalar kadını da korumadı, aileyi de koruyamadı!
'Kadını erkeğe karşı koruyacağım' derken,
Erkeği de kaybettik,
Kadını da kaybettik,
Kurum olarak aileyi de kaybettik!
Bu hususta da çare; LGBT'ye özgürlük isteyen, 'Hamile kalırım, doğurmam...' diye yürüyenlerin partisi CHP değildir!

Kalp bedenin devletidir!
Aile de devletin kalbidir!
Kurum olarak aile yeniden devletin kalbi olacaksa Erdoğan'la olacaktır!

-17 yılda özellikle yerel yönetimlerde yolsuzluk ve partizanlıkla ilgili şikayet ve eleştirilerimiz zirvelere ulaştı!
Ak Parti'li başkanları indirip,
CHP'li başkanları getirmek ne yolsuzluğu durduracak, ne de partizanlığı. ..
Unutmayın; 20-25 yıl evvel Ak Parti'li başkanlar, belediyeleri CHP'li başkanlardan almışlardı!
Hatırlayın o günleri, hem hizmet yoktu, hem de mahkemeler yolsuzluk duruşmalarıyla meşguldü. ..

Doğu Akdeniz'de,
Suriye'nin ve Irak'ın Kuzeyinde,
Cerablus'tan el-Bab'a,
Afrin'den Fırat’ın doğusuna Türkiye olarak aldığımız pozisyonu kaybetmek istemiyorsak!
Kafkaslarda,
Balkanlarda,
Kara kıta Afrika'da,
Ortadoğuda aldığımız mesafelerden geri adım istemiyorsak,
Bölgede siyasi ve stratejik dengeyi mazlum milletlerin lehine çevirmek istiyorsak, Çare asla bugünkü CHP değildir!

Erdoğan'a sitem ve şikayetlerimiz var!
İtiraz ve eleştirilerimiz çok!
Lakin şikayet, itiraz ve eleştirilerimizin çaresi asla CHP değildir!
Ve olmayacak!

Erdoğan, çok yakın çemberindeki kripto kuşatmayı yararsa, bu sıkıntıların çaresi yine sadece Erdoğan olacaktır!

Erdoğan'a sitemimiz var,
Kriptolardan şikayetçiyiz,
Politikaları eleştiririz,
Lakin ne trenden ineriz,
Ne de CHP'nin otobüsüne bineriz!

Bu kadar net!



mus@bhy

4 Haziran 2019